33 Kurşun'dan Roboski'ye

<p class=\"MsoNormal\" style=\"font-style: normal; font-weight: normal;\">Bugün sabah 05.

19.01.2014, Paz - 17:41

 33 Kurşun'dan Roboski'ye
Haberi Paylaş

Bugün sabah 05.00 sularında Uludere’nin Roboski (Ortasu) ile Bêjuh (Gülyazı) köylerine askerler tarafından ani bir baskın gerçekleştirildi. Onlarca askerin katıldığının iddia edildiği baskınlarda aralarında Roboski katliamından sağ kurtulan Servet Encü ve Kerem Encü‘ nünde bulunduğu 7 kişi göz altına alınarak Şırnak Merkeze götürüldü. Gözaltına alınma gerekçesi geçtiğimiz günlerde Roboskili ailelerin sınırda yapılan ‘’ Güvenlik yolunu’’ protesto amaçlı yürüyüşte çıkan olayların sorumlusu olarak gösterilmeleri idi.

Roboski katliamına yönelik açılan dava geçtiğimiz günlerde neticelenmişti. Davanın sonucunda askeri savcılık takipsizlik kararı vermişti. Sonrasında köye yönelik baskıların arttığı yönünde iddialar ileri sürülmekteydi. Son olarak güvenlik yolu olarak adlandırılan ve illegal sınır ticareti yapan köylülerin sınırı geçmelerini engellemeye yönelik tel örgü çekilmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Köylüler bunu protesto amacıyla gösteriler düzenlemiş, bu gösterilere karşı orantısız güç kullanan askerler kalabalık üzerine rastgele ateş açarak 2 insanımızın yaralanmasına sebep olmuşlardı.

Sınırdaki yüzlerce köyde yaşayan insanlarımız gibi, Roboskili aileler de on yıllardır geçimlerini sınır ticareti ile gerçekleştirmektedirler. Hiçbir insan, mecbur olmadıkça, ölümü göze alarak, çok zor şartlarda ve mayınların döşendiği bölgeleri aşmayı gerektiren böylesi bir faaliyette bulunmak istemez. Bu insanlarımızın her birinin ekonomik koşullardan kaynaklanan temel yaşamsal ihtiyaçlarını temin etme gibi bir zorunluluk nedeniyle bu yola giriştikleri sosyolojik bir gerçek. Devlet bu sorunun kaynağına eğilip çözüm aramak, bu insanlara yaşamlarını idame ettirebilecekleri olanaklar sunmak yerine onları kamuoyuna öcü gibi gösterme tercihinde bulunmuştur. Terörist kavramıyla zihinlerde oluşturulan ters algının bir benzeri, kaçakçı kavramıyla bu yoksul ve çaresiz insanlarımız üzerinde oluşturulmak istenmiştir.

Roboski’de F16’ların bombardımanı ile yaşamını yitiren insanlarımızın katilleri olan Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nun bu katliamı soruşturma görevini yürütmesi traji-komik bir olaydır. Katilin kendi kendini yargılaması ve suçunun karşılığı olan adil cezayı vermesi eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. Türk Ordusunun işlediği bu suçun, Askeri Mahkemelere bırakılması ironik bir durumdur. Yakın tarihimizde 33 Kurşun olarak bilinen ve benzer bir şekilde Van Özalp’te 32 suçsuz-masum köylümüz şaki (eşkıya) olarak adlandırılarak kurşuna dizilmiş ve bu katliamın sorumlusu olan Orgeneral Muğlalı’nın ismi Özalp Tabur Sınır Komutanlığı Kışlası’na verilir.

Roboski köylüleri mağdurun cezalandırıldığı bir sistemin görünen yüzüdür. Yüzyıl öncesinde kalemle çizilen sınırların diğer tarafında bulunan akrabaları vasıtasıyla kendilerini hayata bağlayan ekonomik ihtiyaçlarını gidermekteler. Ahmet Arif yıllar önce 33 Kurşun katliamını mısralarıyla lanetlerken, aynı mısraların yıllar sonra Roboski köylülerinin de içinde bulunduğu durumu özetleyeceğini bilemezdi…

33 Kurşun

..........
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına..

..........

Ahmet Arif

Nerina Azad
Bu haber toplam: 1015 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:26:28
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x