Temsiliyet Sorunu ve Ortadoğu

Ortadoğu’nun yerel dinamikleri dönemsel konjonktüre bağlı olarak oluşan güç dengelerini kendi hesaplarına uygunluk açısından değerlendirerek tutum belirlemişlerdir.

Yusuf Ziya Döger

17.02.2015, Sal | 19:53

Temsiliyet Sorunu ve Ortadoğu
Makaleyi Paylaş
Dünyanın insan yaşamına elverişli toprakları dikkate alındığında nispi anlamda da olsa toplumsal farklılıkların en fazla kendisini hissettirdiği merkezlerden biri hiç kuşkusuz Ortadoğu’dur. Bu nedenle tarihsel süreçte Ortadoğu’nun gündeme geldiği her olayda bir nevi toplumsal alandaki varlığın tescili anlamına gelen temsiliyet sorununun yer aldığını görmekteyiz.

Tarih, Ortadoğu’nun cazibesine kapılarak ona malik olmanın hesaplarını sesli ve sessiz biçimde yapan milletlerin varlığını haber verirken, aynı zamanda bölgenin de hemen hemen her dönemde savaş arenası olmasına yönelik verilerle dolu olduğunu bildirmektedir. Bu durum yeni toplumsal farklılıkların da zamanla varlık kazanarak Ortadoğu sahnesinde yer almalarında etken olmuştur.

Dünyada toplumsal farklılığın kendisini hissettirdiği her toprak parçasında doğal olarak bir yönüyle farklılık taşıyanlar için varlıklarının tescili anlamında temsiliyet sorunu ortaya çıkar. Ortadoğu da toplumsal varlıklara yönelik temsiliyet sorunu ise her zaman beraberinde yerel dinamiklerin sürekli canlı kalmasına yol açmıştır.

Ortadoğu’nun yerel dinamikleri dönemsel konjonktüre bağlı olarak oluşan güç dengelerini kendi hesaplarına uygunluk açısından değerlendirerek tutum belirlemişlerdir. Dolayısıyla Ortadoğu da güç dengeleri tarihte sürekli değişikliğe uğramıştır. Bazen birileri adına değişen güç dengeleri bir süre sonra tersine değişime uğramıştır. Ortadoğu da gücü eline geçirenin uzun süre bunu devam ettirememesinin altında yine toplumsal temsiliyet sorunu belirleyici olmuştur.

Selahaddin’in Ortadoğu’da İslam tarihinin altın devlerinde bile başaramadığını gerçekleştirmesi nasıl okunur bilmem. Bana göre gerçekleştirdiği başarının altında yatan yegâne etken toplumsal temsiliyetler üzerinden teşkilatlanmasıydı. Ki ordusunda hem mezhepsel hem dinsel hem de etniksel temsiliyetlerin yer alıyor olmasıydı.

Yakın tarih Ortadoğu’da Haçlı seferlerinden sonra karşıt medeniyetler çatışmasının bir anlamda uykuya daldığını salık vermektedir. Karşıt medeniyetler açısından uykuya dalan Ortadoğu’da yerel dinamiklerin teslimiyette yer edinme ve varlığını görünür kılma sorunu ise kaynayan kazan olmaya devam etmiştir.

Tarihsel bir veri olarak Osmanlı İran sınırında tampon bölge olan Kürdistan sürekli olarak bu iki güç arasında gidip gelmek zorunda kalmıştır. Özellikle Akkoyunlu ve Safevilerin Kürdistan akınları Kürdleri onlara yaklaştırma yerine bilakis daha da mesafeli davranmalarına yol açmıştır.

Safeviler ve Akkoyunlular Kürdistan topraklarını ele geçirdiklerinde Kürd beylerinin yerine dışarıdan devşirme denilecek kişiler veya alt statüde olanları atayarak Kürd beylerinin nüfuz ve itibarlarıyla oynadığı için, İdris’i Bitlisi bu nüfuz ve itibarı kabul eden Osmanlı Devletinden yana onların tavır almalarını sağladı.

Tarihsel dönem dikkate alınarak okuma yapıldığında bunun başarı yakalayan kazanım olduğu kabul edilir. Toplumsal statünün temel veri olarak kabul edildiği Kürd toplumunun kodlarıyla oynamak isteyen Akkoyunlu ve Safeviler hiçbir şekilde kabul görmediler. Kürd Kodlarını ve yapılanmasının korunmasını nispi anlamda kabul eden Osmanlı o dönemde Kürdler tarafından en makul tercih olarak görülmüştür.

Ortadoğu’ya son iki yüz yıl açısından bakıldığında kriz ve çatışmaların merkezine Osmanlı’nın II. Mahmut ile gerçekleştirmeye çalıştığı merkezileşme düşüncesi yer almaktadır. Bu düşünce toplumsal kesimlerin (dinsel, mezhepsel ve etniksel) yerel dinamikler üzerinden sahip oldukları temsiliyeti hedef alınca Ortadoğu kazanının yeniden kaynamasında en önemli etken oldu.

Osmanlı Batıda kaybettiği mevzilerini merkezileşemediği düşüncesine dayandırarak Ortadoğu da benzeri kaybı önlemeye yönelik çıkış ararken kendi eliyle yeni bir sorunun ateşini fitillediğinin farkına varamadı. Avrupa da gelişen ve temsiliyeti ön plana alan uluslaşmanın etkili olabileceğini hesaplayamadı. Ki Avrupa bu sorunu çözmeye çalışırken yereldeki dinamikleri bertaraf etme yerine yeni akım üzerinden entegre etme yolunu deniyordu.

Osmanlının toplumsal farklılıkları göz ardı ederek Doğu toplumsal yapılanmasına ait toplumlara batı tarzı yapılanmayı dayatması sorunu ayyuka çıkardı. Gerçekleştirilmek istenen merkezileşme düşüncesi, çok renkli ve çok sesli Ortadoğu toplumlarınca kendi varlıklarına yöneltilmiş bir tehlike addedildi.

Mısır üzerinden ilk kıvılcımların çakılması ve Kürd beyliklerinin bu kıvılcıma ayak uydurmaları ile gelişmeye başlayan Ortadoğu’nun kaotik durumu Ermenilerin (farklı dinsel ve etniksel) katılımıyla daha da şiddetlendi. Ki Ortadoğu genel anlamda İslam coğrafyası olup ortada halifelik makamı da olmasına rağmen, sorunun çözülemeyişi doğrudan doğruya toplumsal farklılıkların kendi varlıklarını yeni anlayış içerisinde bulamamalarından kaynaklanıyordu.

Osmanlı’nın dağılış sürecinde Ortadoğu toplumlarının çözülemeyen temsiliyet sorunu yirminci yüz yılın başında çizilen yapay sınırlarla da çözülemeyince günümüze kadar devam etmiştir. Bugün kaynayan kazanın sebeplerini de buradaki paylaşımın adil olmamasında aramak gerekiyor.

Ancak Filistin İsrail çatışmasını doğrudan doğruya temsiliyet sorunu olarak görmek mümkün değil. Soruna bir şekilde çözüm bulunulabilir olmasına rağmen yerel iktidarların kendi iç kamuoyunu dizayn etme aracı olarak kullanmaları çözümü zorlaştırmaktadır. Ki Kobani’ye henüz resmen devlet olmayan Kürdistan bölgesinin diplomatik vs. gücü ile Peşmerge göndermesi Ortadoğu’nun yerel iktidarlarından farkını ortaya koymuştur.

Sonuç:

İdris’i Bitlisinin Osmanlı tercihini toplumsal temsiliyet üzerinden okumak gerekiyor. Tarihsel olarak Ortadoğu da temsiliyeti önemseyen her türlü atak dönemsel olarak olsa da başarılı olmuştur.

Tunus’ta başlayan Arap baharının nispeten Kuzey Afrika’da başarılı olup, Suriye’ye sıçrayınca başarısız olması Ortadoğu’nun homojen olmayan toplumsal farklılıklarıyla ancak açıklanabilir. Bu farklılığı ister dinsel, ister etniksel, isterse mezhepsel niteliğe dayandıralım. Her yapı kendi varlığının görünür olmasını istediğinden yerel otoritelerin bu istekleri dikkate almamaları sorunu sürekli çetrefilleştirmektedir.

Yine Devlet olmayan Kürdistan bölgesinin bu hassasiyeti dikkate alması İŞİD saldırıları karşısında toplumun cılız seslere rağmen yekpare olmasını sağlamıştır.

Bu gün Kürdler öncelikle kendi içlerinde bu temsiliyet sorununa çözüm üreterek, kendileriyle birlikte yaşayanlara da bunu mubah görmeleri gerekir. Eğer Kürdistan’ın Batı standardında bir demokratik işleyişe sahip olması isteniyorsa önce kendi iç temsiliyetlerimizi dikkate almak gerekiyor.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

7013 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:20:38:08

Yusuf Ziya Döger

Yazarın Önceki Yazıları

Bir İmzacı Tarih Kayıt Cetveliyse Sosyoloji Bunun Toplum Vicdanındaki Karşılığıdır İsmail Beşikci’nin Sosyolojik Yanılgısı Türkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler Kürdler ve 24 Haziran Seçimi Neden Demirtaş ama HDP değil? Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 2 Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 1 HDP Kongresinin Düşündürdükleri Şeytanın İşbirlikçilerine Ölüm… Kürdler Sosyolojilerine Yenildiler, Asla Düşmanlarına yenilmediler Batı Karşısında Çöküş, Öze Dönüş Çabaları ve Kudüs Meselesi Ruhumuzu Uyandıran Kerküklü Çocuk Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarlarıi Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarları Hewler Mitingi ve Arka Plan Mesajları Zihinsel Birlikteliğin Yolu: Güney Kürdistan Referandum Umarız Tarih Tekerrür Etmez Kürdlerin Sömürgecileri Başarılı, Kürdler İse Başarısızdır Kürdler Nereye Koşuyor? Bingöl ve Seçimlerdeki Tututmu - II Bingöl ve Seçimlerdeki Tutumu Kuzey Kürd Siyasetinde 'Vicdan Testi' Kürdler Hem Sağdan Hem de Soldan Eritildi Kürdler ve Referandum Devşirmelerin İşlevi/fonksiyonu Yakarak Öldürme (Katletme) Mantıksal Şaşılık Kürdler Birlik mi Olmalı, Yoksa Ortaklaşmalı mı? Yönetici Erdemli olmayınca… Kürd Gençliğinin Rol Modeli Dr Süleyman Ermeniler ve Kürdler Neden Kaybetiler? (III) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (II) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (I) Kürd Toplumsal Dinamiğinin Çökertilmesi -II- Kürdistan'da Türk Bayrağıyla Yapılan Yürüyüşler Kürd Toplumsal Dinamiklerinin Çökertilmesi İtibarsızlaştırmanın Psikolojisi Kürdler Egemenlik Mi Vatandaşlık Mı İstemeli? Türkiye İslamcılığı Neyi Amaçlıyor? Kürd Orta Sınıfının Çökertilmesi Erdemlilik Olmadan Olmaz Doğu ve Batı Ayrımı Karşısında Kürdlerin Özgünlüğü Türkiye İslamcılığının Riyakârlığı Kurdlerde Hukuk ve Hakkı Üstün Kılma Sykes Picot’çu Türkiye İslamcılığı Türkiye İslamcılarının Kürdü Olmak Siyasette İttihatçı Mantıkla İtibarsızlaştırma Çabası İstilacı Bozkır Türkleri ve Varlığını Koruyan Kürdler Kürdistan’daki Çatışmalı Ortam Neyi Amaçlamaktadır? İslam - İslamcılık İslamcıların Yanılgısı Sömürgeci ve Sömürülen İlişkisi Dört Ayaklı Minare Önünde Ansızın Gelen Ölüm! Ümmeti Bölen! “Kürd ve Kürdistan” Meşruiyet Dayanağı ve Kürdler Kürdlerin Haklı Mücadelesini İtibarsızlaştırma Arayışı Sömürgecinin Amacı Zihinsel Benzetme ve Aldatmadır - II Sömürgecinin Görevi, Aldatma ve Zihinsel Benzetmedir Kabristanımız Varsa Bilin ki Orası Bizim Vatanımızdır DAİŞ saldırılarında Şengal'de neler oldu? Şengal'in bilinmeyenleri... Toplumsal Anomi ve Yeni Arayış Seni Başkan Yapacağız, Karşılığı 'Federal Sistem' Militarist Devletler ve Kürdistan’ın Doğum Sancısı Kürdlerde Sosyal Genetiğin Psikolojik Bağlılığa Dönüşmesi Arayıştaki Kent, Bingöl Ortadoğu’da Reddi Miras Geleneği ve Talan Ekonomisi 7 Haziran’ı Doğru Okumak Kürdistan'da Seçime Kan Sıçratıldı Kürdlerin Egemenlik Anlayışı Allah, Yasin Aktay’ın dediğinin aksini söyler. Siyasetin Doğası ve Rasyonel Davranış Kürdistan Mefküresi ve Siyasi Aktörler (İslamcı Cenah) -2 Kürdistan Mefkûresi ve Siyasi Aktörler -1- Yokoluşu Engellemek!... İttihatçılığa Teslim Edilen Kürd Yapıları Kürdler Nasıl Eritildi Siyaset ve Düşüncede Etik Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek - II Gedik Onarılmamalı, Bilakis Büyütülmeli Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek Hikmet Arayışında Fıtrat ve İrade Etkileşimi Hakikat Tek Olan Değildir, Tek Olan İblisçiliktir Kimliksel Varoluş ve Devletleşme Zorunluluğu Bariyere Dönüşen Öz Sosyal Genetik ve Kürd Siyaseti Duisburg Paneli Azadi Hareketinin Çözüm Önerileri Kürdistan Hakikatini İnşa Et Harekei / AZADÎ Bakur / Türkiye Kürdistan'ından Peşmerge Geçti Kürdler İçin Birlik Değil Birliktelik Anlamlıdır. Akil Adamlar Tiyatrosu Yeniden Sahne Aldı Kürdler Saha Eğemenliğine Oynamamalı Kürtlerin ayak bağı / PKK ve Hizbullah gerginliği Eylem Düşünceyi Şekillendirir. Hareketa Azadinin Rotası Ulus Devlet Mantığı ve Kürdistan Sorunu Kürd Ulusal Mücadelesinde ŞUŞAR TOPLANTISI Kürd Müslümanların Yüzyıllık Serüveni İnsanlığın Turnusol Kağıdı: FİLİSTİN - II Hakkâri’de(Cölemerg) Ne Oldu Ki İnsanlığın Turnusol Kâğıdı: FİLİSTİN Hatip Dicle Ne Dedi ki… Hamidiye Alayları / Devlet Aklının Zorunlu Yapıları Ümmetçi/İslamcı Kürdlerin Zihinsel Bakışı Kürdler “Öğrenilmiş Çaresizliğe” Mahkum Değildir. Birlikteliğe Evet, Ama Nasıl Olacak Evrensel değer mi, İdeolojik körlük mü? Tarihi nasıl okuyalım / Resmi ve yerel tarih Demokratik İslam Kongresi Kürd Hareketindeki Değişimi Nasıl Etkileyecek HDP Türklerle Kardeşlik Ya Kürdlerle... Hamidiye Alayları ve Şeyx Seid Harekatı - II
x