Kurdlerde Hukuk ve Hakkı Üstün Kılma

Kürdlerin hukuksal anlayışa dayalı hakkı ve adaleti üstün tutan toplumsal genetik inşasının tarihsel süreçte nasıl oluşturduğuna örnek olması açısından Şeyh Abdusselam Barzani\'nin yaptığı reformlara göz atmakta yarar vardır.

Yusuf Ziya Döger

02.03.2016, Çar | 09:49

Kurdlerde Hukuk ve Hakkı Üstün Kılma
Makaleyi Paylaş

Toplumlar açısından hukuk; sosyal yaşamı belli ilke ve kurallara göre düzenleyerek birlikte yaşama olanaklarını mümkün kılan ve buna ortam sağlayan düzenlemeleri içerir. Bu düzenlemeler temelde sosyal yaşam alnındahak ve adalet ölçüleriyle zayıf olanı güçlü karşısında korumayı esas alır. Böylece toplumda hakkın ve adaletin üstün kılınması esas alınarak sosyal yaşamdaki sorunların çözümlenmesi temel ilke haline getirilir. Ki hukuk olmadan toplumsal yaşam alanında ortaya çıkan sorunların üstesinden gelebilme olanağı imkânsızdır. Toplumsal yaşamdaki düzenin doğrudan doğruya hukuksal düzenlemelere bağlı olduğu tarihsel verilerle oluşan bir sabitedir.

Dünya üzerinde her toplum için geçerli olacağı varsayılan aynı hukuksal düzenlemelerin olması imkân dâhilinde olmadığına göre, her toplumun kendi özel koşullarına uyarlanmış hukuksal düzenlemeler oluşturması doğaldır. Toplumların hakkı ve adaleti üstün kılma amacıyla kendi özel koşullarına uyarlanmış düzenlemelere gitme gerekçesi, kendi toplumlarına has olan sorunların çözümünde pratiklik amaçlanmıştır. Toplumların özeline indirgenen hukukun olması aynı zamanda toplum içinde farklılık arz eden iç dinamikleri tescillerken bu farklılıktan kaynaklanan sorunların da çözümünü de kolaylaştırma amacına matuftur.

Somutlaştıralım.

İslam Peygamberinin Medine’ye hicretiyle birlikte oradaki iç dinamikler arasında “sözleşmeye” dayalı bir hukuk oluşturmuştur. Bu durum, toplumun kendi özel durumuna uyarlanmış hukuksal düzenlemelere duyduğu ihtiyacın zorunluluğunu ifade etmektedir. Çünkü Müslümanlar açısından onları bağlayan ve İslam’ı esas alan geçerli bir hukuk vardı. İslam’ı benimsemeyenlerin varlığı sorunların bu hukukla çözümünü zorlaştırıyordu.

Bu nedenle Medine’de hakkı ve adaleti üstün kılmak amacıyla, hukukun toplumun özel koşullara göre yeniden şekillendirilmesi gerekmişti. Çoklu hukuk olarak tanımlanan bu durum gerektiğinde toplum içerisinde farklılık arz edenin -inançsal, geleneksel- hukuk kurallarıyla sorunların çözümü referans alınmıştı. Sosyal yaşamın düzenlenmesini ve hakkın teslimini amaçlayan bu durum aynı zamanda hakkın ve adaletin üstün kılınmasınıtemel ilke haline getirmeyi amaçlamıştır.

Toplumların devletsiz yaşamaları olanaklı iken hukuksuz yaşamalarının olanaklı dâhilinde olmadığı tarihsel bir sabitedir. Ancak bir toplumun kendi içinde hukuka yüklediği anlam ve verdiği önem aynı zamanda o toplumun sosyal genetiği/yapısı hakkında bilgiler içerir. Örneğin Tarih, Arap toplumunun talan kültürüyle varlık kazandığına yönelik verilerle yüklüdür. İslam dini bu genetiği değiştirmeyi hedeflediği halde maalesef eski kültürel genetikleri zamanla İslam’ı esir alarak ortaya deforme bir anlayışın çıkmasına yol açmıştır. Toplumsal refleks halini alan bu genetik hakkı ve adaleti üstün kılma yerine güçlüden yana olmayı ve güçlüyü korumayı amaçlamaktadır.

Yine tarihsel süreçte Osmanlıda, padişah fermanlarının mutlaklık taşıdığını ve bu fermanların nihai kararolduğunu dikkate alırsak Türk devlet geleneğinde yönetim erkini eline geçirenlerin hukuk tanımamatutumlarını da anlamamız kolaylaşır. Bu toplumlarda hukuk, toplumu düzenleme aracı olarak işlev görürken, sosyal yaşamın kalitesini yükseltmeyi hedeflemediğinden sadece denetlemeye matuftur. Dolayısıyla sosyal sorunları çözme yerine sorunları masa altına süpürme işlevi görme amacına hizmet etmektedir.

Anayasa Mahkemesi kararına karşı “onaylamıyorum ve uymuyorum” şeklinde yansıyan tutuma bakıldığında, hukukun hakkı ve adaleti üstün kılmak için kullanılması yerine bireysel beklentilere cevap verip vermediğinin önemsendiği görülmektedir. Klasik ifade ile “hukuk günün birinde herkese ve kesime lazımdır”, ibaresi hukukun adalet ölçülerine uygun olması gerektiğini dile getirmektedir. Oysa günlük konjonktüre göre biçimlendirilmiş hukukun bir gün konjonktürün değişimi ile yön değiştirebileceği göz önüne alındığında mağdurve mağrurun yer değiştirme ihtimalini içinde barındırdığı görülecektir.

Bu nedenle hukuk uygulayıcılarının bağımsız ve vicdanen özgür olmaları toplum nezdinde hak ve adaletin sağlanacağı beklentisi/umudunu anlamlı kılmaktadır. Toplum hukuk uygulayıcılarının uygulamalarının bu şekilde gerçekleştiğine kanÎ olursa, o hukuk kendisine dokunsa bile “şeriat’ın kestiği parmak acımaz”bakışıyla onu içselleştirir. Böylece varılmak istenilen düzenlemeye uyarak toplumda hukukun üstünlüğü denilen durumun herkes ve her kesim için gerekli olmasının ne anlam ifade ettiğini çözer.

Kurd toplumunda hukukun üstünlüğüne yüklenilen anlamı çözmek ve anlamak açısından bir örnek verelim. Çocukluğumdan hatırlıyorum. Köyümüzde veya çevredeki herhangi bir köyde meydana gelen sorunun çözümü için toplumun rûsipîleri devreye girerlerdi. Sorun onların hakemliğiyle çözülmeye çalışılırdı. -Rûsipîlerin toplumda kabul görmüş olmaları mutlak zorunluluktu-. Bu durum onların taraf olmadan hakka ve adalete uygun karar vermelerinin gerekçesiydi. Dolayısıyla doğru karar verecekleri konusunda kimsenin endişesi olmazdı. Bu geleneksel çözüm biçimiydi.

Ancak sorun hukuksal bir boyut taşıyor ise devreye âlimler girerlerdi ve sorunu İslam hukukunun ilkeleri referans alınarak çözüm üretilirdi. Bu âlimlerin köy veya çevrenin geneli tarafından finanse edilmeleri veilimleriyle öne çıkmış olmaları onların kararlarının güvencesiydi. Bu nedenle herhangi bir kişi veya kesimin lehine davranma olasılıkları söz konusu bile olmazdı. Dolayısıyla verdikleri kararlar hukuksal olarak mutlak kabul edilir ve şartsız şurtsız uygulanırdı.

Kürdlerin hukuksal anlayışa dayalı hakkı ve adaleti üstün tutan toplumsal genetik inşasının tarihsel süreçte nasıl oluşturduğuna örnek olması açısından Şeyh Abdusselam Barzani\'nin yaptığı reformlara göz atmakta yarar vardır.

1- Mülkiyetin ortadan kaldırılması.

2- Toprakların çiftçilere dağıtılması.

3- Başlık parası ve zorla yapılan evliliklere son verilmesi.

4- Sosyal ilişkilerin adalet ve eşitlik esasına göre düzenlenmesi.

5- Her köyde bir mescidin kurulması, bu mescidin dini farzların eda edilme yerleri olmalarının yanı sıra sosyal merkezler, istişare yerleri ve köylüler arasındaki ihtilafların çözüm yeri olarak kullanılması.

6- Köy meselelerini her yönden ele alıp çözümlemek üzere her köyde bir konseyin kurulması.

7- Her aşiretten silahlı güçlerin oluşturulması ve bunların başına sorumlu kişilerin tayin edilmesi.

Sonuç:

Toplumsal genetiği belirleyen unsurun aynı zamanda toplumun kültürel kodlarını oluşturduğunu tarih verileri açık biçimde ortaya koymaktadır. Yukarıda verilen bilgiler ışığında bakılırsa toplumsal genetik açısından Kurd Arap ve Türk toplumunun farklılık arz ettiğini kolayca görebilmekteyiz.

Kurd Alimlerinin hukuksal anlamda bağımsız ve tarafsız olmaları onların verdiği kararların uygulanmasını kolaylaştırıyordu. Bu şu anlama geliyordu. Kurdler devletsiz hukuk uygulamış bir toplumdur. Anglo Saksonların anayasasız bir yönetim oluşturmalarını da dikkate alırsak acaba Kurd toplumu için ne tür sonuçlar üretebiliriz?

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8228 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:27:19

Yusuf Ziya Döger

Yazarın Önceki Yazıları

Bir İmzacı Tarih Kayıt Cetveliyse Sosyoloji Bunun Toplum Vicdanındaki Karşılığıdır İsmail Beşikci’nin Sosyolojik Yanılgısı Türkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler Kürdler ve 24 Haziran Seçimi Neden Demirtaş ama HDP değil? Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 2 Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 1 HDP Kongresinin Düşündürdükleri Şeytanın İşbirlikçilerine Ölüm… Kürdler Sosyolojilerine Yenildiler, Asla Düşmanlarına yenilmediler Batı Karşısında Çöküş, Öze Dönüş Çabaları ve Kudüs Meselesi Ruhumuzu Uyandıran Kerküklü Çocuk Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarlarıi Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarları Hewler Mitingi ve Arka Plan Mesajları Zihinsel Birlikteliğin Yolu: Güney Kürdistan Referandum Umarız Tarih Tekerrür Etmez Kürdlerin Sömürgecileri Başarılı, Kürdler İse Başarısızdır Kürdler Nereye Koşuyor? Bingöl ve Seçimlerdeki Tututmu - II Bingöl ve Seçimlerdeki Tutumu Kuzey Kürd Siyasetinde 'Vicdan Testi' Kürdler Hem Sağdan Hem de Soldan Eritildi Kürdler ve Referandum Devşirmelerin İşlevi/fonksiyonu Yakarak Öldürme (Katletme) Mantıksal Şaşılık Kürdler Birlik mi Olmalı, Yoksa Ortaklaşmalı mı? Yönetici Erdemli olmayınca… Kürd Gençliğinin Rol Modeli Dr Süleyman Ermeniler ve Kürdler Neden Kaybetiler? (III) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (II) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (I) Kürd Toplumsal Dinamiğinin Çökertilmesi -II- Kürdistan'da Türk Bayrağıyla Yapılan Yürüyüşler Kürd Toplumsal Dinamiklerinin Çökertilmesi İtibarsızlaştırmanın Psikolojisi Kürdler Egemenlik Mi Vatandaşlık Mı İstemeli? Türkiye İslamcılığı Neyi Amaçlıyor? Kürd Orta Sınıfının Çökertilmesi Erdemlilik Olmadan Olmaz Doğu ve Batı Ayrımı Karşısında Kürdlerin Özgünlüğü Türkiye İslamcılığının Riyakârlığı Sykes Picot’çu Türkiye İslamcılığı Türkiye İslamcılarının Kürdü Olmak Siyasette İttihatçı Mantıkla İtibarsızlaştırma Çabası İstilacı Bozkır Türkleri ve Varlığını Koruyan Kürdler Kürdistan’daki Çatışmalı Ortam Neyi Amaçlamaktadır? İslam - İslamcılık İslamcıların Yanılgısı Sömürgeci ve Sömürülen İlişkisi Dört Ayaklı Minare Önünde Ansızın Gelen Ölüm! Ümmeti Bölen! “Kürd ve Kürdistan” Meşruiyet Dayanağı ve Kürdler Kürdlerin Haklı Mücadelesini İtibarsızlaştırma Arayışı Sömürgecinin Amacı Zihinsel Benzetme ve Aldatmadır - II Sömürgecinin Görevi, Aldatma ve Zihinsel Benzetmedir Kabristanımız Varsa Bilin ki Orası Bizim Vatanımızdır DAİŞ saldırılarında Şengal'de neler oldu? Şengal'in bilinmeyenleri... Toplumsal Anomi ve Yeni Arayış Seni Başkan Yapacağız, Karşılığı 'Federal Sistem' Militarist Devletler ve Kürdistan’ın Doğum Sancısı Kürdlerde Sosyal Genetiğin Psikolojik Bağlılığa Dönüşmesi Arayıştaki Kent, Bingöl Ortadoğu’da Reddi Miras Geleneği ve Talan Ekonomisi 7 Haziran’ı Doğru Okumak Kürdistan'da Seçime Kan Sıçratıldı Kürdlerin Egemenlik Anlayışı Allah, Yasin Aktay’ın dediğinin aksini söyler. Siyasetin Doğası ve Rasyonel Davranış Kürdistan Mefküresi ve Siyasi Aktörler (İslamcı Cenah) -2 Kürdistan Mefkûresi ve Siyasi Aktörler -1- Yokoluşu Engellemek!... İttihatçılığa Teslim Edilen Kürd Yapıları Kürdler Nasıl Eritildi Siyaset ve Düşüncede Etik Temsiliyet Sorunu ve Ortadoğu Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek - II Gedik Onarılmamalı, Bilakis Büyütülmeli Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek Hikmet Arayışında Fıtrat ve İrade Etkileşimi Hakikat Tek Olan Değildir, Tek Olan İblisçiliktir Kimliksel Varoluş ve Devletleşme Zorunluluğu Bariyere Dönüşen Öz Sosyal Genetik ve Kürd Siyaseti Duisburg Paneli Azadi Hareketinin Çözüm Önerileri Kürdistan Hakikatini İnşa Et Harekei / AZADÎ Bakur / Türkiye Kürdistan'ından Peşmerge Geçti Kürdler İçin Birlik Değil Birliktelik Anlamlıdır. Akil Adamlar Tiyatrosu Yeniden Sahne Aldı Kürdler Saha Eğemenliğine Oynamamalı Kürtlerin ayak bağı / PKK ve Hizbullah gerginliği Eylem Düşünceyi Şekillendirir. Hareketa Azadinin Rotası Ulus Devlet Mantığı ve Kürdistan Sorunu Kürd Ulusal Mücadelesinde ŞUŞAR TOPLANTISI Kürd Müslümanların Yüzyıllık Serüveni İnsanlığın Turnusol Kağıdı: FİLİSTİN - II Hakkâri’de(Cölemerg) Ne Oldu Ki İnsanlığın Turnusol Kâğıdı: FİLİSTİN Hatip Dicle Ne Dedi ki… Hamidiye Alayları / Devlet Aklının Zorunlu Yapıları Ümmetçi/İslamcı Kürdlerin Zihinsel Bakışı Kürdler “Öğrenilmiş Çaresizliğe” Mahkum Değildir. Birlikteliğe Evet, Ama Nasıl Olacak Evrensel değer mi, İdeolojik körlük mü? Tarihi nasıl okuyalım / Resmi ve yerel tarih Demokratik İslam Kongresi Kürd Hareketindeki Değişimi Nasıl Etkileyecek HDP Türklerle Kardeşlik Ya Kürdlerle... Hamidiye Alayları ve Şeyx Seid Harekatı - II
x