Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (II)

Avrupa henüz Kürdleri görmemiş ve onlarla hiçbir şekilde ilgilenme ihtiyacı duymamıştır. Belki de dönemsel sömürge faaliyeti içerisinde bu nokta ilk başlangıç sayılabilir ve bu nedenle anlamlı olabilir. Ama siyasal olarak henüz bir anlam taşımamaktadır.

Yusuf Ziya Döger

18.10.2016, Sal | 09:56

Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (II)
Makaleyi Paylaş

Kürd aydınlanması

Selahattin Eyyubi’den sonra merkezi güç ve yapı olma niteliğini sürdüremeyen Kürdler için oluşan asıl sorun yerel dinamikler üzerinden varlıklarını sürdürmeleri olmuştur. Bu durum onların varlıklarının devamını dünya milletleri içinde sürdürmelerine yardımcı olsa da bütünlük -birliktelik- oluşturmalarının önündeki en büyük engeldi. Dolayısıyla bu somut veriler dikkate alındığında ve sonraki yüzyıllar içinde geliştirdikleri “alan koruma” duygusuyla hareket etmeleri onların tarih bilimi kavramlarıyla nitelendirilebilecek aydınlanma koşullarından yoksun kalmalarına neden olmuştur[1]. Buna rağmen bir Kürd aydınlanması söz edilecekse bunun bazı verilerine de ulaşmak mümkündür.

Kürd aydınlanmasının başlangıç noktasına siyasi olarak Şeref Xan’ın oluşturmak istediği birlik çabasından Ehmedî Xanî’nin Kürd diliyle eserler yazdığı 1683 yılana kadar ki dönem “kuluçka” olarak tanımlanabilir. Burada bizi ilgilendiren olgu siyasal birlik arayışlarının sonuç vermediği ama yerel dinamiklerin “alan” üzerinden hâkimiyetlerini devam ettirdiğidir. Bu dönemde Kürdler hem Osmanlı hem de İran üzerinden ele alındıklarında İçişlerinde özerk olan ancak zorunlu hallerde merkezi yapılanmalarla ilişkilendirilebilen bir yönetim biçimine sahip olduklarıdır. Yine bu çağın özelliği yönetimsel olarak söz konusu yapılanmanın hiç te yabana atılmaması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Ehmedî Xanî’nin 1683’te yazdığı ilk Kürdçe eserden 1787’de Katolik Misyoner P. Maurizio Garzoni’nin Kürd Dili ve Grameri[2] adlı sözlüğü yayınladığı dönem[3] aralığı. Burada bizi ilgilendiren olgu iki boyutludur. Birincisi Ehmedî Xanî’nin dil üzerinden geliştirdiği feveranın -dil hassasiyeti ve milli birlik- Kürdler arasında sosyolojik olarak karşılık bulmamasıdır. Dönem siyasal egemenlik açısından ele alınınca alan üzerinde Kürdler yerel egemenlik sürdürmektedirler. Dolayısıyla kendi dilleri yerelde herhangi bir tazyik altında olmadığından sosyolojik tabanın bu ihtiyacı görmesi pekâlâ mümkün olmamıştır. İkincisi ise Avrupa üzerinden Kürd toplumunun fark edilmesidir. Ki Garzoni Kürd diyarını “meçhul diyar” ve “kayıp ülke” olarak tanımlamaktadır. Bu da şunu göstermektedir ki Avrupa henüz Kürdleri görmemiş ve onlarla hiçbir şekilde ilgilenme ihtiyacı duymamıştır. Belki de dönemsel sömürge faaliyeti içerisinde bu nokta ilk başlangıç sayılabilir ve bu nedenle anlamlı olabilir. Ama siyasal olarak henüz bir anlam taşımamaktadır.

1787’den 1840’da Tanzimat Fermanıyla güçlenen Osmanlı merkezileşme projesine kadar süren dönem olan konfederasyonların “varlıklarını sürdürme” dönemi[4]. Bu dönemde bizi ilgilendiren olgu Kürd konfederasyonlarının gelmekte olan tehlikeyi hissetmeye başlamasıdır. 1788 Bâbânlı Abdurrahman Paşa isyanı, 1830 Revanduzlu Mehmet Paşa İsyanı ve 1821’de iktidarı ele alan Bedirxan Beyin Botan İsyanı[5] temel örneklerdir. Söz konusu bu olgu Kürdler\'in yerel alan hâkimiyetiyle kendi varlıklarını sürdürme olanağının olmayacağını fark ederek merkezileşme çabasına girdikleridir. Bu süreç dikkate alındığında ilginç verilerle karşılaşmaktayız. “Kürdlerin kendi ülkelerini kıskançlıkla savunma ve sahiplenme refleksinden yoksun olduğunu varsayarsak o güne kadar 400 yıl devam etmiş Osmanlı\'ya karşı direniş geleneğini, Celâlileri, Soran direnişlerini, Hakkâri, Botan, Muks ve 1820\'lere denk düşen Sünni Zazaların direnişlerini yok saymak gerekecektir.“[6] Kürdler\'in merkezi yapılanmanın tazyiklerine karşı var olan statülerini korumanın yanında siyasal ve askeri birlik arayışına başladıklarını da görüyoruz.

1840’tan 1890’da Hamidiye Alaylarının kuruluşuna kadar devam eden elli yıllık sürede aslında bir önceki dönemin devamı niteliğinde olan süreçtir. İsyanların yoğun biçimde sürdüğü bir evre olmakla birlikte yenilgilerinde gün yüzüne çıktığı dönemdir. Burada bizi ilgilendiren olgu zayıflayan konfederasyonların yerini ya yerel aşiretsel güçlerin ya da dinsel otoritelerin devreye girerek doldurmaya çalışmasıdır. Sosyolojik olarak zayıflayan yâda yok edilen daha merkezi olan gücün yerine yerel dinamiklerin fiili olarak egemenliğe oturmalarıdır. Ki kanaatimce Kürdler için içinde yaşadığımız yüzyıl boyunca süren açmazın asıl noktası da buradan başlamaktadır.

1890’dan 1923’te Cumhuriyetin kuruluşuna kadar devam eden “alan koruma ”dönemi. Bu dönemde bizi ilgilendiren olgu yerel dinamiklerin kendi alan hâkimiyetlerine odaklanarak Dünya konjonktürünün oluşturduğu imkânların heba edilmesidir. Ki bu dönem de özellikle dış koşullardan dolayı yerel hâkimiyet üzerinden Osmanlı\'ya tabi olmanın zorunluluğunun duyulması etkili olmuştur. Özellikle Kuzey Kürdistan da kurulması gündeme gelen Ermeni Devleti Osmanlı\'ya yönelik bu aidiyetin oluşmasında en önemli etken olmakla birlikte merkezi otorite olan Osmanlıyla olan dindaşlık ve alan hâkimiyetinin kaybedilme korkusudur. Yine ilave edilmesi gereken başka bir olgu doğrudan dinle alakalı olarak algılanan sömürge alanlarının oluşmasıdır. Ki en önemli örneği Şeyh Mahmud Berzenci’nin İngiliz sömürgeciliğine karşı din olgusuyla Türkler tarafından galayana getirilmesidir.


[1] Robert Olsen, Kürd Milliyetçiliğinin Yükselişini 4 evreye ayırır. Onun bu ayrımı bizim 3. ve 4. evrelerimize tekabül etmektedir. 1- Şeyh Ubeydullah Nehri Hareketi, 2- Hamidiye Alayları, 3- Birinci Dünya Savaşı’ndan Sevr’e kadar, 4- Sevr’den Şeyh Said’e

[2]Şimşir, Bilal, Kürdçülük 1787-1923 Bilgi Yayınevi s.46

[3] Döneme bir isim kullanılacaksa “erken dönem” olarak tanımlanabilir.

[4] Döneme bir isim kullanılacaksa “Siyasal Egemenlik Arayışı” olarak tanımlanabilir.

[5]Attar Şeyh, Ali Rıza, Kürdler “Bölgesel ve Bölgedışı Güçler”, Ağaç Yayınevi, s.74- 76

[6] Kenan Fani Doğan’ın notlarından

6195 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:36:58

Yusuf Ziya Döger

Yazarın Önceki Yazıları

Bir İmzacı Tarih Kayıt Cetveliyse Sosyoloji Bunun Toplum Vicdanındaki Karşılığıdır İsmail Beşikci’nin Sosyolojik Yanılgısı Türkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler Kürdler ve 24 Haziran Seçimi Neden Demirtaş ama HDP değil? Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 2 Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 1 HDP Kongresinin Düşündürdükleri Şeytanın İşbirlikçilerine Ölüm… Kürdler Sosyolojilerine Yenildiler, Asla Düşmanlarına yenilmediler Batı Karşısında Çöküş, Öze Dönüş Çabaları ve Kudüs Meselesi Ruhumuzu Uyandıran Kerküklü Çocuk Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarlarıi Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarları Hewler Mitingi ve Arka Plan Mesajları Zihinsel Birlikteliğin Yolu: Güney Kürdistan Referandum Umarız Tarih Tekerrür Etmez Kürdlerin Sömürgecileri Başarılı, Kürdler İse Başarısızdır Kürdler Nereye Koşuyor? Bingöl ve Seçimlerdeki Tututmu - II Bingöl ve Seçimlerdeki Tutumu Kuzey Kürd Siyasetinde 'Vicdan Testi' Kürdler Hem Sağdan Hem de Soldan Eritildi Kürdler ve Referandum Devşirmelerin İşlevi/fonksiyonu Yakarak Öldürme (Katletme) Mantıksal Şaşılık Kürdler Birlik mi Olmalı, Yoksa Ortaklaşmalı mı? Yönetici Erdemli olmayınca… Kürd Gençliğinin Rol Modeli Dr Süleyman Ermeniler ve Kürdler Neden Kaybetiler? (III) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (I) Kürd Toplumsal Dinamiğinin Çökertilmesi -II- Kürdistan'da Türk Bayrağıyla Yapılan Yürüyüşler Kürd Toplumsal Dinamiklerinin Çökertilmesi İtibarsızlaştırmanın Psikolojisi Kürdler Egemenlik Mi Vatandaşlık Mı İstemeli? Türkiye İslamcılığı Neyi Amaçlıyor? Kürd Orta Sınıfının Çökertilmesi Erdemlilik Olmadan Olmaz Doğu ve Batı Ayrımı Karşısında Kürdlerin Özgünlüğü Türkiye İslamcılığının Riyakârlığı Kurdlerde Hukuk ve Hakkı Üstün Kılma Sykes Picot’çu Türkiye İslamcılığı Türkiye İslamcılarının Kürdü Olmak Siyasette İttihatçı Mantıkla İtibarsızlaştırma Çabası İstilacı Bozkır Türkleri ve Varlığını Koruyan Kürdler Kürdistan’daki Çatışmalı Ortam Neyi Amaçlamaktadır? İslam - İslamcılık İslamcıların Yanılgısı Sömürgeci ve Sömürülen İlişkisi Dört Ayaklı Minare Önünde Ansızın Gelen Ölüm! Ümmeti Bölen! “Kürd ve Kürdistan” Meşruiyet Dayanağı ve Kürdler Kürdlerin Haklı Mücadelesini İtibarsızlaştırma Arayışı Sömürgecinin Amacı Zihinsel Benzetme ve Aldatmadır - II Sömürgecinin Görevi, Aldatma ve Zihinsel Benzetmedir Kabristanımız Varsa Bilin ki Orası Bizim Vatanımızdır DAİŞ saldırılarında Şengal'de neler oldu? Şengal'in bilinmeyenleri... Toplumsal Anomi ve Yeni Arayış Seni Başkan Yapacağız, Karşılığı 'Federal Sistem' Militarist Devletler ve Kürdistan’ın Doğum Sancısı Kürdlerde Sosyal Genetiğin Psikolojik Bağlılığa Dönüşmesi Arayıştaki Kent, Bingöl Ortadoğu’da Reddi Miras Geleneği ve Talan Ekonomisi 7 Haziran’ı Doğru Okumak Kürdistan'da Seçime Kan Sıçratıldı Kürdlerin Egemenlik Anlayışı Allah, Yasin Aktay’ın dediğinin aksini söyler. Siyasetin Doğası ve Rasyonel Davranış Kürdistan Mefküresi ve Siyasi Aktörler (İslamcı Cenah) -2 Kürdistan Mefkûresi ve Siyasi Aktörler -1- Yokoluşu Engellemek!... İttihatçılığa Teslim Edilen Kürd Yapıları Kürdler Nasıl Eritildi Siyaset ve Düşüncede Etik Temsiliyet Sorunu ve Ortadoğu Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek - II Gedik Onarılmamalı, Bilakis Büyütülmeli Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek Hikmet Arayışında Fıtrat ve İrade Etkileşimi Hakikat Tek Olan Değildir, Tek Olan İblisçiliktir Kimliksel Varoluş ve Devletleşme Zorunluluğu Bariyere Dönüşen Öz Sosyal Genetik ve Kürd Siyaseti Duisburg Paneli Azadi Hareketinin Çözüm Önerileri Kürdistan Hakikatini İnşa Et Harekei / AZADÎ Bakur / Türkiye Kürdistan'ından Peşmerge Geçti Kürdler İçin Birlik Değil Birliktelik Anlamlıdır. Akil Adamlar Tiyatrosu Yeniden Sahne Aldı Kürdler Saha Eğemenliğine Oynamamalı Kürtlerin ayak bağı / PKK ve Hizbullah gerginliği Eylem Düşünceyi Şekillendirir. Hareketa Azadinin Rotası Ulus Devlet Mantığı ve Kürdistan Sorunu Kürd Ulusal Mücadelesinde ŞUŞAR TOPLANTISI Kürd Müslümanların Yüzyıllık Serüveni İnsanlığın Turnusol Kağıdı: FİLİSTİN - II Hakkâri’de(Cölemerg) Ne Oldu Ki İnsanlığın Turnusol Kâğıdı: FİLİSTİN Hatip Dicle Ne Dedi ki… Hamidiye Alayları / Devlet Aklının Zorunlu Yapıları Ümmetçi/İslamcı Kürdlerin Zihinsel Bakışı Kürdler “Öğrenilmiş Çaresizliğe” Mahkum Değildir. Birlikteliğe Evet, Ama Nasıl Olacak Evrensel değer mi, İdeolojik körlük mü? Tarihi nasıl okuyalım / Resmi ve yerel tarih Demokratik İslam Kongresi Kürd Hareketindeki Değişimi Nasıl Etkileyecek HDP Türklerle Kardeşlik Ya Kürdlerle... Hamidiye Alayları ve Şeyx Seid Harekatı - II
x