Hikayemiz, Hikayem

12 Eylül' darbesi; her birimizi bir yerlere savurdu. Kara bir leke, Ateşten günler yaşanıyordu. Varlığımızı kişiliğimizi koruyabilmek inanılmaz bir beceri ve dayanma gücü gerektiriyordu.

Yüksel Avşar

12.09.2022, Pts | 14:05 [ Güncellenme: 13.09.2022, Sal | 18:31 ]

Hikayemiz, Hikayem
Makaleyi Paylaş

12 Eylül Askeri Darbesinin 42. yıl dönümünde dönemin Diyarbakır cezaevinde büyük kötülüklere şiddete insan hakları ihlallerine neden olan Esat Oktay Yıldıran’ı da Mamak’tan Raci Tetik’i de unutmuyoruz. Onlar ölü, artık yoklar ama ‘ruhları’ var, dolaşıyor her yerde... Biz mağdurların “12 Eylül Hikayemiz” birbirine benzer.

42 yıl aradan sonra sıkıyönetim ve darbe günlerini yazmak çok kabul edilebilir bir durum değil! Bunu bir gün tanıklarla tam detaylı yazacağım...

Tüm 12 Eylül mağdurlarının bir hikâyesi var. Kendi hikâyemi kısa bir özet olarak anlatmayacağım.

Bizim 12 Eylül Hikayemiz

12 Eylül' darbesi; her birimizi bir yerlere savurdu. Kara bir leke, Ateşten günler yaşanıyordu. Varlığımızı kişiliğimizi koruyabilmek inanılmaz bir beceri ve dayanma gücü gerektiriyordu. Arkadaşlarımızın ve yakınlarımızın; gözaltı, işkence, tutuklanma ve ölüm haberleri ardı ardına geliyordu. Bunu yaşayanlar iyi bilir dayanma gücünün nasıl tükenmek üzere ilken yeşerdiğini... Şehirlerde, kasabalarda, köylerde dağlarda sürek avları başlamıştı. Herkes kendi başının çaresine bakmak zorunda bırakılmıştı. Öyle de oldu. Yurt dışına kaçanlar şanslıydı…

İktidar olanlarda 12 Eylül yasalarını kullanarak, bize yapılanların hesabını sormak yerine; 12 askeri darbe yasalarına onay vererek hakkımız ve ödediğimiz bedelleri katladılar, yani anlayacağımız yaralarımız sarılmadı daha da mağdur olduk, mağduriyet yaşamımızın bir parçası olarak kaldı. Yüreğimizi ve beynimizi rahatlatmadı. Temizlemedi. Hepimiz yarım kalmış, örselenmiş yaşamımızla baş başa kaldık ve hatta biz mağdurlar daha da mağdur olduk... Ailelerimiz, üst düzey görevlere getirilmedi, mağdur edildi tabiri yerinde ekmekleriyle oynandı , cezalı bir hayat yaşadılar işkenceciler Bakan ve Vali bile oldular. Sorunlar arka bahçede, barışın arkasında bekleme modunda. Yeni bir anayasa beklemede. Umarım bu seçimlerlerde herkesin aklı başına gelir, heba olmuş hayatlar kurban edilmez.

12 Eylül darbesini yapan cuntanın yaşayan işkenceci iki ferdi yargılandı mahkûm edildi. Ancak ülke 12 Eylül cuntanın yasalarıyla idare ediliyor… Yürürlükteki yasalar değişmeli… Ancak 12 Eylül faşizminin sorumlusu olduğu acıların her birimizin ruhunda, hafızasında canlı duruyor. Darbeler, Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül darbesinin mağdurlarıyız. Bir gece yarısı gözaltına alınanlar en az 45 gün gözaltında kalırdı her gün işkence işkence görmek su içmek gibiydi. Takipsizlik verilene de pardon denilirdi… ‘Suçsuzsun yanlışlık olmuş’ denilip bırakılırdı. O günleri unutamayan ben doya doya işkence gördük ve yaşadık. Duygularımız, aile olmamız, çocuk doğurmamız, her şeyimiz yarım kaldı”

12 Eylül 1980 günü Türkiye demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti. Ordunun demokrasiyi rafa kaldırdığı darbede 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam istendi, 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı, 50 kişi idam edildi. D&öneme tanıklık etmişlikte ayrı bir acı. 12 Eylül’ü yaşamak, mağduru olmak ayrı acı. Onca yıl geçmesine rağmen 12 Eylül, idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle zihinlerdeki yerini koruyor… Yüzleşme olmadıkça da koruyacak…

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
5583 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:00:31:16

Yüksel Avşar

Yazarın Önceki Yazıları

Jina Emini Anısına... Jina Emini'nin saçları, kadınların, ezilenlerin, isyan kıvılcımı oldu! Ey Büyük İnsan Sen Qazi Muhammed’sin! Biji Newroz Artık Hiçbir Haritaya Bakamıyorum. Kentlerin Adları, Yanık Et Kokuyor Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Leyla Qasım Halepçe: Kürt olmanın acısı Bu Çocuklar Kim, Kimin? Halepçe, yüreklere kelepçe oldu Samimiyeti ve kahramanlığından dolayı Bağımsızlık mazlum Kürtlerin de hakkı olsun... 8 Mart Kutlanmaz, Anılır… İsimsiz, mazlum kahramanlar: Kürtler... Korkusu Törpülenmemiş Peşmergemiz… Sait Çürükkaya Musul ve Kara Elmas; 'Feda Edilen 16-18'likler Kürt ve Kürdistan meselesi siyasetler üstüdür Öfkeli Kadınlar Kahraman Kürt Önderi Kürt Analar İsyanda Eylül Kürt Halkına Ve Yoksul Halk Çocuklarına Ölüm Taşıyarak Geldi. Acının Sesi...1 Eylül...Dünya Barış günü... HDP, Kürt Birliği ve Adaylık Üzerine.. Güvenlik Paketi Kürt dili ve Kayıp olmaktan Kurtuluş… Halepçe'nin il oluşuna Tanıklık Bir Kürt kadınının yürek isyanı ROBOSKİ;GÖNÜL YARAMSIN.... 500 Sembol Oldu Kardeş Kanı Dökülmesin Halkımız Kan Ağlarken, Bayramı Nasıl Kutlarız? Türkiye-Barış Bizim 12 Eylül Hikayemiz ABD Başkanının Açıklamasından ''Kürtler Stratejilerini Belirlemeli'' Acının Sesi... 1 Eylül Kürtlerin Doğum Günü Ya Özgür Yaşayacağız yada Yas Tutacağız HDP Kongresi ''Dil'' e Takıldım...Durdum Ez Qurbana Birîna Te Newroz'u Diyarbakır'da neden kutluyorum? ”Artık hiç Bir Haritaya Bakamıyorum Kentlerin Adları Yanık Et Kokuyor'' Kürtlerin babasının vasiyeti: 'Mezarım peşmerge mezarından yüksekte olmasın' Ben Dillime Küsmüştüm.!!!! Hrant-Roboski Kanayan Kalp Acımızdır!!! Çocuk Gelinler Sözcüğü Oluştu! Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ı anma Roboski 'Yüreğimin Kanayan Yarası' Bu dizelerle anmak istedim Mandela’yı niye seviyorum!!! Stratejik Düşünce Enstitüsü'ne Sunduğum Konuşma Metnim
x