Batan güneşe tapan Kürt siyasetinin iflası ve yeni güneşin doğması

Yahya Munis

29.11.2020, Paz | 06:31

 Batan güneşe tapan Kürt siyasetinin iflası ve yeni güneşin doğması
Makaleyi Paylaş

Romalı General Pompey’e atfedilen bir söz var: “İnsanlar doğan güneşe tapar; batan güneşe

değil.”

Medeni dünyanın estirdiği rüzgâr, çok partililiği, kanunlar önünde eşitliliği, karşı taraftakinin

fikirlerine katılmıyorsan da özgürce açıklanmasına tahammül edilmeyi ve alabildiğine fikir

özgürlüğünü dayatıyor.”

Medeni dünya da durum bu iken,

Kürt cenahına bakacak olursak; Türkiye de ki hakim Kürt siyasetinin (demokrasi sözcüğünü

olabildiğine aşındırarak, ağızlarına sakız yapmalarına rağmen, Kürtlere dayattığı ise, Kürtlerin yüzde

doksan beşinin de ne olduğunu bilmediği, benzerlerinin tüm medeni dünyada bitpazarına düştüğü

Komünist sisteme benzer, Kemalist - Stalinist sol karmasından oluşturdukları Apoculuk diktatöryası

olan ucube bir sistemdir. Bir ara Doğu Almanya da buna benzer bir süreç yaşadı. “Eğer o sistem o

kadar iyi olsaydı içinde büyüyen Almanların canları pahasına Batı Almanya’ya sığınmasının sebebi

neydi o zaman?”

“Kürtlerin özgürlüğe ihtiyacı var. Bu ihtiyacı bütün Kürtler için en iyi kim temsil ediyor? Ayrıca

söyledikleri ile dünyadaki pratikler birbirine uyuyor mu? Bu ihtiyacı bütün Kürtler için en iyi kim

savunuyor veya o yönlü ürettiği projeler Kürt halkının büyük bir çoğunluğunu ikna edebiliyor mu?”

Kürtler bu sorulara aklıselimle düşünmeli, ince eleyip sık dokunarak cevap bulmalı. Şu anda pratikte

yaşanılanlar ne yazık ki özgür olmayan Kürdistan da Kemalistlerin egemenliğinde bulunan ve Kürtleri

kendi evinde bile rehin alınan Kürt siyaseti vasıtasıyla Kürtlere biçilen görev, Kemalistleri Türk

meclisine taşıma hamallığı görevidir ve vuku olan da bundan başka da değildir.

Bunun için Kürtler doğru ile yanlış arasında bir seçim yapıp ya kendine özgün ve özgür bir siyaset

oluşturarak kurtuluş yolunu bulacak, ya da başkasının emrinde köle misali güvensiz ve huzursuz bir

ortam olan Kemalistlerin hamallığını tercih edecekler.

Şu anda Kürt siyasetini egemenliğinde bulunduran Apoculuk sistemin, ilk önce Kemalistlerin Kürtlere

dayattıkları bir projesi olduğunu, daha sonra bu projeye kendi içlerinde Kürtleri barındırdıkları için

Kürt sorunları ile boğuşan Arapların Baas sistemleri ile İran Şiaları da vasi olarak bu Apoculuk sisteme

müdahil oldular. Ve bu üç devlet toplu olarak PKK’yi kullanarak Kürt ulusal kurtuluş mücadelesini

olabildiğince karmakarışık hale getirterek Kürtlerin işin içinde çıkılmaz hale getirdiler.

Nitekim Abdullah Öcalan kendisi için PKK’nin kuruluş amacını Kemalist derin Türk devletine anlatırken

şöyle diyor:

“Başından beri benim Türkiye'den bir toprak koparma isteğim hiç olmadı. Yanımdaki

insanların bu tür amaç taşıdıkları söylenebilir. Fakat hep içimden onları alaya aldım.

Hatta (Türk) devlet(i) için tehlike arz eden bu düşünce sahibi insanları devletten çok ben

bitirdim.

Devleti tehlikeli bir ortama sürüklemedim. Devlet için tehlikeli olabilecek bir soruna el atıp

devletin bu konuda duyarlı olmasına çalıştım.

Kaldı ki bizim önderliğimizde bu soruna el atılmamış olsaydık devlet daha büyük bir

tehlikenin içine sürüklenecekti.

Üstelik benden daha önce buna talip insanlar vardı. Ama bunları tasfiye ettik.”

( Şubat 2002 tarihinde Öcalan'ın Avukat görüşme notlarından )

Öcalan’ın yukarıdaki sözlerine baktığımızda şu sonuca varıyoruz: Demek ki PKK’nin ilk gönden beri

kuruluş amacının Kürtlere devlet kurmak olmadığını, öncelikle Kürtlere dayatılan PKK örgütünün,

“Hatta (Türk) devlet(i) için tehlike arz eden bu düşünce sahibi insanları devletten çok ben

bitirdim” demekle, samimi Kürtlük mücadelesini Kürtleri nasıl bitirdiğini, Kürt davasını manipüle edip

sulandırmak için, Kemalist Türk devletinin karanlık mahfilleri tarafında planlanmış bir yapı olduğunun

ispatıdır. Geçmişte olduğu gibi halen de Kürt düşmanları tarafından Kürt davasına karşı kullanıldığı ve

kullanılmaya da devam ettiklerini farkına varmamız, bunu Kürt kamuoyu nezdinde vurgulamamız,

bilmemiz ve kabul etmemiz gerek. Bununla beraber; PKK vasıtasıyla Kürt davasını karma karışık hale

getirdikten sonra sıra Kürt gençlerin beyinleri yıkmaya geldiğinde bakın Öcalan Kemalist derin Türk

devletine nasıl taahhütte bulunuyor:

Öcalan; “Geldim devlete katıldım. Kendi yöntemlerimle Kürtçülük konusunu Türkiye

lehine bitireceğim, ( veya manasızlaştıracağım. Artık bütün Kürtler olarak ) emrinize

gireceğiz. Yalnız PKK'ı değil, bütün Kürt kitlelerini genelde Türkiye ile bütünleşmeye

çağıracağım. Bunun için onların beynini yavaş yavaş getirmem lazım. İşte bu harika bir

yaklaşımdır” diyor.

( İmralı da Öcalan’ın Kemalist derin Türk devletine verdiği 2 saat 32 dakikalık görüntülü ifade videosundan alıntılanmış.)

Bu söylediklerimiz çerçevesinde olaya bakacak olursak, konunun en önemli yanı, Kemalist Türk derin

devletinin egemenliğinde bulunan mevcut Kürt siyasetinin iflas ettirildiğini anlamamız lazım. Bundan

böyle Kürt sosyolojisini, toplumsal gerçekleri ve fıtratını göz önünde bulundurarak, Kürt toplumsal

yapısına uygun, Kürt siyasetinde yeniden bir başlangıcın gerekliliğinin kabul etmemiz gerektiğidir.

Çoktan beridir bu durumu fark ettik. Bu ihanet projesinin yaptıklarından ders alarak yeni bir

yapılanma ile yeni bir oluşum için kulları sıvadık.

Değerli arkadaşlarımızla beraber başlatmaya çalıştığımız, yeni oluşumun, ulusal ve uluslar arası

desteğini arkasına alarak, yeni bir barış sürecini başlatmak için ve adeta bu iş için ana karargah ve

komuta merkezi işlevini göreceği, kurmaya çalıştığımız ve Türkiye'de yaşayan tüm Kürtleri;

Kürt Toplumsal Sorunları Araştırma, Strateji Belirleme ve Çözüm Merkezi adıyla Kürt

siyasetini yürütme merkezini kurma çalışmaları içerisinde iken, bilgi ve rızamız dışında beraber

çalışmaya kara verdiğimiz arkadaşlarımızın listesini ( yeni bir parti kuruyormuş gibi, hem de Ak

Partinin desteği ile notu da düşürerek) çarpıtılmış haberle basına sızdırıldı.

Fakat her şerde bir hayrın da olduğuna da inanıyorum. Kemalistlerin taşeronluğunu üstlenmiş

Apocuların dışında, hasret içerisinde kıvranıp bir kurtuluş umudu gözetleyen Kürt milletinden çok çok

olumlu tepkiler geldiğini, tüm dünyanın tersine 'batan güneşe tapan' Kürt siyasetinin iflasından

sonra, bu harekete çok ciddi umut beslediklerini bilmenizi istiyorum. Buna ilaveten Kürtlerin şimdiki

mevcut PKK/HDP siyasetinin iflası nedeniyle Kürlerin ne kadarda kazanmaya yönelik bir oluşum

beklediklerine de şahit olduk. Şimdiden kamuoyu tarafından bu çalışmamızın HDP'ye alternatif bir

konumda olduğunu, en azında olabileceğini kabulü yönünde Kürt milletinin zımnen kabul gördüğüne

/edildiğine de şahit oluyoruz. Bu hengameye rağmen bu konuda listedekilerden, yani ismi listede

yazılı bulunan değerli ve saygı değer şahsiyetlerden şu ana kadar tek bir kişiden olumsuz tepki almış

değiliz. Fakat isimlerini listeye yazdırmak için her kesim Kürt katmanlarından epey müracaatlar var.

Ve istekler büyüyerek devam ediyor.

Tüm bunlarla beraber biz bu davaya başlarken ne ben ne de hiç bir arkadaşımız tarafından 'yeni bir

Kürt partisini kurarım' ifadesi ne söylenmiş, ne tartışılmış ve nede amaçlanmıştır. Ben şahsen, ilke

olarak Kürtlerin parti siyaseti ile mücadele etmesine karşıyım ve her zaman da karşı olmuşumdur.

Çünkü her parti iktidarı hedefler ve en azında iktidarı hedeflemelidir. Türklerin bile iktidar olup

muktedir olamadığı bir Kemalist Türk devlette, Kürtlerin Kemalist bir devlet rejiminde iktidar olması

ve bu iktidarla hak elde etmesinin imkanı var mı? O zaman yapılması gereken; Türkiye Kürdistan’ın da

Kürt milletinin elinde alınmış medeni, İslami ve insani hakları için verilmesi gereken mücadele;

Tüm Kürtleri, din, mezhep ve ideoloji farkı gözetilmeksizin Kürt milli davası çerçevesinde 'Kürt

Toplumsal Sorunları Araştırma, Strateji Belirleme ve Çözüm Merkezi' adıyla bir platform

çatısı altında birleştirmek, bu gücü yine ideolojik düşünceleri ayırt edilmeksizin her türlü mevcut

iktidara ve olabilecek iktidarlara karşı kazanç amaçlı veya kazanca yönelik kullanmaktır.

Yani kısaca demek istediğimiz,hiç bir ayırım yapılmaksızın Kürtlerin yönünü doğan güneşe yönelik olmalıdır.

Batan güneşe değil...

Amaçladığımız çalışmalarımız hakkında da kısaca bazı bilgiler de verecek olursak;

Bu çalışmamızda ki Amaç Kürtlere kendi kendilerini yönetebilme alışkanlığı kazandırmak"

Türkiye'de yaşayan tüm Kürtleri, 'Kürt Toplumsal Sorunları Araştırma, Stratejileri belirleme ve

Çözüm Merkez' adıyla bir platform çatısı altında birleştirmeyi hedefliyoruz.

Merkezde, Alimler ve Meşyihler birliği merkezi, Siyaset ve strateji planlama merkezi,

Aşiretler birliği merkezi, Kalkınma ve ekonomiyi geliştirme merkezi, Eğitim ve Kültürel

faaliyetler merkezi, Sosyal yardımlaşma ve halkla ilişkiler merkezi, Basın-Yayın,

propaganda ve enformasyon merkezi, İşveren ve İş adamları merkezi, İş ve İşçi merkezi,

Gençlik ve spor merkezi, Kadın ve aile merkezi, Sağlık merkezi, Hukuk merkezi, Dış ilişkiler

ve diplomasi merkezi” gibi bölümlerinden oluşacak. Özetlesek; Eğitimden, Ekonomiye, Dış

ilişkilerden İdare ve Eğitim kültürel çalışmalara kadar birbirinden bağımsız 14 ayrı bölüm kurmayı

planlıyoruz. Her bölümün kendine göre ayrı bir yönetimi ve başkanı olacak ve başkanlar merkezde

temsil edilecek. Bununla Kürtlere kendi kendilerini yönetebilme alışkanlığı kazandırmaktır. Dolayısıyla

listede yer alan tüm isimlerle görüşmeyi hedefliyoruz ve listeyi onlarca katsayısına da çıkarmayı

hedefliyoruz. Oluşturacağımız bir heyet ile onlara teker teker misafir olacağız İnşallah.

Oluşum Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözmeyi hedefliyor'

Bu Oluşumla Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözmeyi hedefliyoruz. 'Bu oluşum barışçıl

yöntemlerle Türk hükümetinden ziyade etkin sivil kurumlarıyla Türk halkını muhatap alarak ve onlarla

diyaloğa geçerek, ölümlerin içinde olmadığı bir yöntemle Kürt sorunu çözüp, barışı sağlamayı,

toplumu mutlu etmeyi hedeflemektedir. Oluşum dini, sosyalist, liberal veya demokrasi mücadelesi

veren bir hareket olmadığı gibi, herhangi bir ideolojik hareket de değildir. Sadece Allah'ın doğuşta her

insan ve topluma verdiği insani haklarını, mazlum ve mağdur Kürt milletinin de almasını ve sahip

olmasını amaçlayan bir hareketti'

Kim iktidar ise yüzümüz ona dönük olacaktır.

Hiçbir siyasi partiyle kurumsal olarak bağlarımız olmayacak. Kürtlerin haklarını elde etmeyi amaçlayan

bir platform oluşturmayı hedefliyoruz. 'Biz doğan güneşe bakıyoruz, kim iktidar ise yüzümüz ona

dönük olacak. Kürt halkının elinden alınmış insani ve İslami haklarının elde etmek için herkes ile

pazarlık yapabiliriz. Biz bunun peşindeyiz. Muhatabımız hükümet değildir. Meclis'te 400 tane vekiliniz

olsa de konu çözülmez çünkü önce Türk halkının bu işe rıza göstermesi gerekir. Bunun için önümüze

üç plan ortaya koyduk. Birincisi; kendi kendimizi idare etmek, ikincisi; Erbil hükümetinin

desteğini almak ve üçüncüsü de; Türk ve Kürt dini cemaatleri işin içine katarak çözüme

katkı yapmalarını sağlamaktır. Bu konuda Türkiye'deki birçok dini cemaat ve muhafazakar sivil

toplum kuruluşlarıyla görüşmelerimiz oldu ve olmaya devam ediliyor. Onların bize söylediği “siz

hazırlığı yapın, biz sizinle ittifak kurmaya hazırız' şeklinde oldu.

Türkiye'de “Türk halkını çözüme hazırlayarak hükümetin bu konuda adım atmasını

sağlayacağız. Önce Türk halkı ikna edeceğiz o halk da hükümete çözümü dayatacak.

Kolektif akıl bu işi yönetecek ve çözecek'

Biz Türk halkı ile yeni bir barış sürecini başlatacağız. Süreç hükümetle değil Türk halkı ile

yürüteceğiz'

' Diyarbakır'da yüzbinlerin katılımıyla bir barış mitingi düzenlemeyi hedefliyoruz.” Yüzbinleri

bir araya getirme imkanımız var. Allah’ın izniyle biz bu sorunu çözeceğiz İnşallah. Bundan kimsenin

kuşkusu olmasın. Bu kadar net konuşuyorum. Bunun ilhamını almışım. Kimsenin hayal etmeyeceği bir

sürede biz bu işi çözeceğiz. Hem dünya, hem Türk halkı hem de hükümet bunu bekliyor. Ben bu işin

lideri değilim sadece kırtasiye sekreterliği ve sözcülüğünü yapıyorum. Burada bir kolektif akıl var.

O kolektif akıl bu işi yönetecek ve çözecek İnşallah'

İrtibat ve yorumlar için:

[email protected]

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

9171 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:00:18:18

Yahya Munis

Yazarın Önceki Yazıları

Allah’ın ikazına uğraya uğraya son dönemece gelen Erdoğan bu badireden kurtulmak için ne yapmalı? Kemalistlerin 'Bir iki dalaveresi ile nöbete giden Kürt Selahaddin’in U dönüşü' günahlarına kefaret olabilir mi? Kürt milletine, çocukları için Kürtçe seçmeli dersi seçme çağrımızdır…!!! Hamas İle İsrail Arasındaki Savaşın Arka Planındaki Gerçekler 9,5 milyon nüfuslu İsrail, neden 2 milyar nüfuslu İslamiyet’ten korkmuyor? Kürtler Filistin konusunda 'Allah ile aldatılıyor' Aman ha, Kürtler uyanık olmalıdırlar! –1 PKK’nin Barzani ve KDP’ye karşıt olmasının nedenleri ve uluslar arası taşeron olarak PKK’nin üstlendiği görev! PKK’nin Barzani ve KDP’ye karşıt olmasının nedenleri ve PKK’nin üstlendiği görev! Kerkük’ün Kör Testeresi İle Kürtleri Kesmeye Kalkışmak! Demirtaş’ın susturulması ve siyaseti bırakmasına zorlanması! Kürtler İçin Yeni Bir Siyaset, Yeni Bir Yapılanma ve Yeni Bir Lider Arayışı! –3 Kürt Meselesinin Çözümü İçin İdeal bir Yol Haritası–2 PKK, Kendisi İle Beraber Kürtleri İflasa Sürüklerken, Kürtler Nasıl Kurtulabilir? –1 14 Mayıs Seçiminde, Kürtler Ne Yapmalıdırlar? Kürtler artık; 'Türkler ile devam mı, tamam mı' diyecekler! Demirtaş’ın Kürt Siyasetini MİT’in Dizayn Ettiğini İtiraf Etmesi Türklerin vefasızlığı ve Kürtlerin kabaran öfkesi !!! Kürt meselesinin çözüm kongresinin toplanması – 4 Kürt Sorunun Çözümü İçin Yapılması Gerekenler - 3 Geleneksel yöntemlerle Kürt Meselesinin Çözüm Projesinin işlemesi için –2 Geleneksel yöntemlerle Kürt Meselesinin Çözüm Projesi -1 Öcalan: Gelin Kürt meselesinde 'ABD'yi yedeğe düşürelim' Öcalan: 'Bizimkiler devlete uzak düştü, halletmeliyiz!' Artık söz sırası Öcalan ve PKK’de Kürt Toplumu Bu Kadar İhaneti Kaldırmaz!!! Yeni Bir Yaşama Başlarken... Tüm Dostlara Teşekkürler Yeni Bir Çözüm Sürecine Doğru –1– Demirtaş Öcalan’a neyin hesabını verecek, Kürt milletine vereceği hesap ne olmalı? Demirtaş–Öcalan arasındaki vekâlet savaşı ve Kürt siyasetinin sefaleti… Erdoğan’ın muhatapsız çözüm süreci Erdoğan’ın Kürtlerle imtihanı ve geleceği…??? Kürtler, toplumsal yok olma tehlikenin farkındamıdırlar? Kürt milleti, PKK’yi kusmak istiyor, amma velakin… Sol Düşüncenin Kürt Milli Davası Üzerindeki Tahribatı ve Kürt Milletine Maliyeti! 'ABD Afganistan’dan çekiliyor, Kürdistan merkezli büyük oyun başlıyor' “Kandil Dağı Kadar Kürt, Anıttepe kadar Kemalist” olmak, Kürdün derdine çare olur mu? –4 FETO ile mücadele ve Mescid-i Dırar olayı! Üst Aklın Kürt Planlaması ve Kürtler'in çaresizliği –3 Filistin Kürtlerin nesi oluyor? Öcalan: “Bu çatışma bitmez, bu çatışmayı bitireni bitirirler” –2– Erdoğan ile HDP arasındaki savaşı nasıl okumalıyız?-1- Karanlık eller tarafından şehid edilen Mele İzzeddin Yıldırım’ın şehadet yıl dönümü münasebetiyle PKK sistemi ve üstlendiği rol – 3 Öcalan’ın liderliğe hazırlanması ve kahramanlaştırılması-2 Bir 'Halk Çocuğu' olarak Abdullah Öcalan ve onun liderliği –1 Evet “ABD’nin Irak’a saldırısı ve saldırıdan sonraki muhtemel gelişmeler(*)” dedik…! İnsan ve Kıyamet! Neden Kürt değerlerine saldırıyorlar? –3– Bersisa yolundaki Şivan’a cevap…!-2 Şivan üzerinden yeni proje mi? Kürtlere karşı Tarih tekerrür mü ediyor? Kürt devleti kurulum sürecine girerken, Kürtler ne yapmalı? –10– Roboski ile Taksim arasındaki hat Gezi-Taksim olaylarına farklı bir bakış Kürt sorunu çözüm projesi için ilk adım; 'Kürt toplum sorunları araştırma merkezi…!' –9 Dünya Kürtlere borçlarını ödemek istiyor, fakat…? - 8 ABD'nin Kürt-sel dönüşüm projesi Yeni bir Kürdistan bölgesi için ilk adım! Kürdistan'da yumuşak gücün oluşması – 7 Tarikat ve Medreselerin Kürt Toplumundaki Konumu - 6 PKK ile Nereye Kadar–5 PKK’nin devreye sokulması - 4 Kürt halkının sosyolojik yapısı ve PKK’nin Kürt halkı arasında taban bulması -3 Kürtler ile Türklerin tarihten gelen ilişkileri ve Kürt sorunun oluşması - (2) Kürt meselesinin çözümünde Tarikat, Medrese ve Ulamaların rolü! Faşist ruhlu Türklerle asla...!!! Erdoğan'ın hırsı Bahçeli'nin tuzağı Ziya Gökalp'ın büyük çilesi KÜRTLER ve Türklere kurmuş olduğu tuzak! -2 Türk milliyetçiliği, Türk'e kurulmuş bir tuzak mı? -1 Yenidünya düzeninde Kürtlerin rolü ve önemi ABD'nin Kürt politikası ve Kürtlerin geleceği ABD'nin PKK'nin Başına Ödül Koymasının Anlamı ? Ahmet Ağırakça hocanın tahrifat olayı! İsmen ve Cismen Kürtleri bitirmeye çalışmak! Erdoğan'ı tekrardan seçtiren faktörler SURUÇ olayı yeni bir ROBOSKİ'dir! Hizbullah'a açık mesajımdır - 2 PKK ve Kemalistlerin Kıskacında ki Kürt siyaseti Hizbullah, HUDA-PAR ve HDP Ak Parti'nin Kürdistan vedası! HDP'ye Kemalistler tarafından kayyum atanırken! Kürdistan referandumuna karşı çıkarak, Aslında neye onay verdiğinizin farkındamısınız? (Allah katında) Sn. Erdoğan için geri sayım başlarken! (2) Ak Parti’nin kaderi ve Kürtlerin geleceği! (1) Kürtleri kurban olmaya zorlamak!
x