O gün, bugündür

Kürdi düşünen her bireyin gönlünde bağımsız bir Kürdistan olgusu yatar. Bağımsızlığa karşı çıkanlara bir önerim var. Hewler'de Parlamento binası yakınında hala dikili duran ve yüzü birbirine dönük dört sütunun neyi anlatmaya çalıştığını yerinde görün ve sandığa öyle gidin.

Sena Shafik

13.08.2017, Paz | 15:05 [ Güncellenme: 13.08.2017, Paz | 15:12 ]

 O gün, bugündür
Makaleyi Paylaş

Kimisi hayali, kimisi rüyasının gerçekleşmesini ister. Ama Kürtler ne hayal kurdu ne rüyasını gördü. Bin yıllık mücadelesinde bir parçada sonuca ulaşmak üzere Tünelin ucu göründükçe Kürdistan'ı dört taraftan saran gerici rejimler, telaşa kapıldı. Engellemek için içerde ve dışarda harekete geçtiler.

Referandum tarihinin netleşmesine rağmen bile engellemek için her yolu deneyen sömürgeci ülkeler, sadece içerideki yandaşları ile değil uluslararası alanda da değişik propağanda araçları ile etkili olmaya çalışıyorlar. Avrupa, Rusya ve nihayetinde ABD üzerinde baskıyı artırarak referandumu engelleme gayretlerini arttırıyorlar. Kürdistan'ın Bağımsızlık karşıtlarına baktığımızda, karşımızda şovenistler ve faşistler başı çekiyor. Bunların geçmişlerinin katliam ve soykırımlarla anılması Kürtlerin bağımsızlık isteklerini kamçılıyor.

Kürdistan tarihine ve sömürge ülkelere bakıyorum: Son yüzyılda Kürt halkının haklarını inkar edenler, bu halka karşı savaşanlar; milliyetçi ve ırkçılık hastalığına tutulmuş şovenist ve faşist uygulamalarla coğrafyayı kana bulamış. Dört ülkede yaşayan ve kendini demokrat olarak adlandıran Arap, Türk ve Farslar; Kürtlerin haklarını zaman zaman savunmakla birlikte bazıları yaşamlarını da tehlikeye attılar. Devrimci, ilerici insanlar, Kürt halkına yapılan zulüm ve baskıyı kabul etmezler. Nereye bakarsak bakalım, gerçek bir Arap, Türk veya Fars demokrat bağımsızlık dahil; Kürdistan halkının haklarını inkar edemez ve karşı olmadı. Elbette gerçek demokratlardan bahsediyorum, sahtelerden değil, neden?

Çünkü mesele demokrasi ötesinde bir insanlık meselesidir. Kendini insan gören her birey, bu halkın kendi kaderini tayin etme hakkını meşru ve haklı görür. Ancak faşist ve şovenistler, Kürt halkının hiçbir hakkını meşru görmediği gibi daima buna karşı durdular ve katliamlar dahil her yola başvurdular.

Ancak bugün Kürtler içerisindeki bir kesimin, Kürdistan bağımsızlığına karşı durmaları nasıl izah edilir? Faşist ve şovenistlerin yüz yıldır kanla, zulümle gerçekleştirmek istedikleri uygulamaların politik versiyonunu bugün Kürt geçinen bazı kesimlerin yapmasının anlamı nedir? Bunun şovenist ve faşistlerle aynı düşünce ve duyguları paylaşmak, onların gerçek yavruları olmaktan öte bir anlamı var mı?

Sanmıyorum; bağımsızlığa karşı çıkanlar bu soruların cevabını versinler.

Bağımsızlık; bir demokrasi, hak ve insani meseledir. Nedeni ne olursa olsun bağımsızlığa karşı çıkmak, hiçbir demokratik ilkeye uymaz. Demokrasi adı altında bir halkın meşru haklarına karşı savaşmak, bu haklara karşı durmak isteniyorsa bunun altında başka bir mesele vardır.

Bunun dışında bağımsızlığa karşı durmak sömürgecilerle, faşistlerle ve şovenistlerle aynı cephede yer almak demektir. Dürüst bir Kürt, demokrat bir insan, bunu asla kabul etmez ve kendine layık da görmez.

Şunu da unutmamak gerekir; Kürdi düşünen her bireyin gönlünde bağımsız bir Kürdistan olgusu yatar. Bağımsızlığa karşı çıkanlara bir önerim var. Hewler'de Parlamento binası yakınında hala dikili duran ve yüzü birbirine dönük dört sutunun neyi anlatmaya çalıştığını yerinde görün ve sandığa öyle gidin.

O gün, bu gündür diyorum...

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
9660 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:02:39:53
x