Yeni kayyumlara karşı neler yapılabilir?

Diğer parçalarda da aynı durum söz konusu. Güney Kürdistan’da, Rojava’da, Rojhilat’ta da Kürtler birlikte hareket edemiyorlar. Farslar, Araplar ve Türkler, Kürtlerin en ufak bir hak talebine karşı kendi aralarındaki düşmanlıklarını bırakıp rahatlıkla birleşebiliyorlar. Kürtler ise bırakalım yardımlaşmayı, dayanışmayı birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışıyor.

Mesut Baştürk

13.11.2018, Sal | 07:27

Yeni kayyumlara karşı neler yapılabilir?
Makaleyi Paylaş

Her şey hızla değişiyor.

A’dan Z’ye her şey değişti, değişiyor.

Sistem değişti ama biz hâlâ farkında bile değiliz.

Biz de değişiyoruz ama ileriye göre değil geriye doğru bir değişim var.

Her gün yeni bir yasa, kanun, yönetmelik yayınlanıyor.

Biz ne duyuyoruz ne görüyoruz ne tartışıyoruz.

Kafamız hâlâ binlerce yıl öncesi yaşananlarda.

Hiçbir kurum, parti, örgüt ve şahsiyetlerin bugün, yarın, gelecekte neler yapmamız gerekir diye bir önerisi yok. Bir araştırması yok.

Varsa yoksa bir-iki hamasete dayalı sözcük.

Bir tarafta halkların kardeşliği diğer tarafta Kürt ve Kürdistani.

Bir taraftan da yerel seçimler yaklaşıyor.

Türk İslamcıları ve Türk milliyetçileri kendi gelecekleri için kolayca birleşebiliyorlar.

Hele birde mesele Kürtler ve Kürdistan olunca sağcısından solcusuna, Kemalist’inden İslamcısına, ulusalcısından cihatçısına kadar herkes bir araya geliyor.

Diğer parçalarda da aynı durum söz konusu. Güney Kürdistan’da, Rojava’da, Rojhilat’ta da Kürtler birlikte hareket edemiyorlar.

Farslar, Araplar ve Türkler, Kürtlerin en ufak bir hak talebine karşı kendi aralarındaki düşmanlıklarını bırakıp rahatlıkla birleşebiliyorlar.

Kürtler ise bırakalım yardımlaşmayı, dayanışmayı birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışıyor.

Bir tek Kobani olayı hariç ulusal bir birliktelik sağlayamıyor, hiçbir seçimde birlikte hareket edemiyorlar.

HDP yine Kürdistani partiler yerine marjinal Türk soluyla ittifak halinde.

Kürdistani partiler de bağımsız adaylar çıkarmaya çalışıyor.

Yeni sistemde Meclis işlevsiz hale getirildi.

Her şey Başkan’a bağlı. A’dan Z’ye her şey Başkan’a bağlı.

Sırada belediyeler var.

Başkan’ın stratejisi ve taktiği belli. Zaten açıkça her gün dile getiriyor.

Kürdistan’da seçimi kazanacak HDP’li başkanlar için “teröre destekten tutuklama, belediyelere kayyum atarım” diyor.

Yapabilir mi? Yapabilir. Böyle bir gücü var mı? Var.

Bunu engelleyecek bir güç var mı?

Dün vardı ama bugün yok. Dün binlerce insan gönüllü olarak tanka topa canlı kalkan oluyordu. Ama bugün itibarıyla sokağa bile çıkmak istemiyor.

Neden çıkmak istemiyor?

Yakın geçmişte yaşananlardan dolayı güvenini kaybetti.

Hendek ve barikatlar nedeniyle yaşanılan ağır kayıplar ve yenilginin nedenleri henüz tartışmaya dahi açılmadı.

Kitlesel güce sahip HDP buna karşı ne yapıyor? Hiçbir şey.

Sadece kayyum atamanın demokrasiye aykırı olduğunu ifade ediyor.

HDP kitlesini harekete geçirecek bir tek Selahattin Demirtaş vardı.

O da bugünler için düşünülerek tutuklandı. Güvenilir liderden yoksun kitleler de harekete geçemiyor.

Demirtaş gibi bir lidere, bir değere sahip çıkılmaması çok düşündürücü ve sorgulanması gerekir.

Mevcut eş başkanının ismini HDP kitlesinin büyük çoğunluğu bilmiyor, tanımıyor ve güvenmiyor. Bu bile HDP’nin gerçek durumunu açıkça gösteriyor.

Tüm bu olumsuz koşullara rağmen seçimlerde olası sonuçlar nasıl olabilir?

Kürt seçmeni bu yerel seçimlerde Kürdistan’da ve metropollerde farklı tercihlere yönelebilir.

Siyasal iktidarın hem içeride hem dışarıda Kürt karşıtlığı politikası Kürt seçmeninin oylarını yine HDP adaylarına yöneltecektir.

Şehirlerin, ilçelerin yakılıp yıkılması, Demirtaş’ın tutuklanması, vekillerin, belediye eş başkanlarının tutuklanması, belediyelere kayyum atanması... Her gün yapılan toplu tutuklamalar… Son olarak da muhtarlara bile tahammül edemeyen bir devlet politikası.

Televizyonlarda her gün öldürülen ve öldürülecek Kürt sayısına ilişkin açıklamalar... Tüm bunlar Kürt seçmeninin oylarını yine HDP’ye yöneltecektir.

Kürdistan’daki seçimlerede belediyelerin çoğunluğunu yine HDP alacaktır.

Metropollerde ise HDP’ye oy veren kitle oylarını CHP’ye verebilir.

Bu Kürtlerin CHP’ye yakınlığından CHP’yi tercihinden değil. AKP’nin anti-Kürt politikalarına olan tepkilerinden olacaktır. Beni bitirmeye çalışan bir politikaya karşı kim varsa ona veririm mantığı ağır basacaktır.

Metropollerde HDP’nin kazanabileceği birkaç ilçe hariç Kürtler CHP’ye yönelecektir.

Kürdistan’da her türlü manipülasyon, hile, hurda, baskı, şiddet, korku ve HDP’li adayların yetersizliklerine rağmen Kürt seçmeni HDP’ye ye oy verecektir. Belediyelerin çoğunluğunu yine HDP kazanacaktır.

Seçimi kaybedecek AKP yeni bir hamle gerçekleştirebilir.

Belediye başkanları terör örgütü bağlantısı bahanesiyle tutuklanabilirler. Yerlerine yine kayyumlar atanacaktır.

Kürdistan’da belediyeleri kazanamayan iktidar bunu önlemenin yolunu, çıkarılacak bir kanunla Kürdistan’da terör bahanesiyle belediye seçimlerinin yerine valiler gibi atama ile yapmasıyla bulabilir.

Asıl soru şu:

Kürtler, yerel seçimlerden sonra kazanacağı belediyelere kayyum atanmasına nasıl bir hamle ile karşılık verebilir? Bunları şimdiden tartışmak gerekir. Yapılacak tartışmalardan çıkacak yeni düşünceler yol gösterici olabilir.

Belediye başkanlarının tutuklanması, belediyelere kayyum atanmasına karşı en etkili hamle başta HDP olmak üzere tüm Kürdistani partilerin birlikte ortak adaylarla seçime katılarak Kürtlerin birliğini sağlamasıyla olabilir.

Birliğin sağlanması halinde bunun yaratacağı sinerji ile Kürdistan’daki bütün belediyeleri Kürt adaylar kazanacaktır.

Kürtlerin birliği karşısında geri adım atmayacak siyasal iktidar yine belediye başkanlarını tutuklayıp kayyum atarsa bu hamleye karşı en etkili hamlelerle karşılık verilebilir.

Kürtler birlik olarak seçime girerlerse siyasal iktidarın terör örgütü argümanı en başta çöker.

Birliğin sağlanması ise parti liderlerinin özverileri ve çabaları ile mümkün olabilir.

Şu kesin ki herhangi bir birliğin sağlanamaması durumunda kayyumlara karşı etkili mücadele sonuçsuz kalabilir. Terör örgütü suçlaması etkili olur.

Diğer parti ve örgütler de bugünkü pozisyonlarına göre seçim kazanamayabilirler.

Yani Kürt partileri seçimlerden kazançlı çıkmazlar.

HDP seçimde birlik içinde olan parti ve gruplara makul sayıda başkanlık vermelidir.

Diğer partiler de başkanlık sayısı konularında mütevazı olmalıdır.

HDP seçimlerden sonra yapılabilecek kayyum hamlesine karşı her hafta bir vekilin istifası ile cevap vererek iktidarı zora sokabilir.

Haftalarca sürecek vekil istifaları mevcut siyasi iktidarın meşruiyetini dünyanın her tarafında tartışmaya açar. Kürtleri dünya gündeminde birinci sırada tutar.

Avrupa Birliği’nin ABD’nin iktidar üstünde baskısı büyür.

Vekillerin istifalarını bütün Kürt partilerinin kitlesel açlık grevleri ile sürdürmesi hükümeti zora sokabilir.

Yönetimin böyle bir hamleye vereceği karşılık toplu tutuklamalar olabilir.

Kürtler birlikte hareket edebilirse tutuklama hamlesi geri teper.

Kürtler güçlü bir sivil hareketi örgütleyecek beceriye ve tecrübeye sahiptir.

Her gün yüzlerce televizyon kanalında tüm partilerin, profesörlerin, doçentlerin, bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, sanatçılardan spor insanlarına kadar sağcısından solcusuna, laikinden muhafazakârına ve cihatçısına, sendikacısından sanayicisine kadar anti-Kürt politikalarında nasıl birleşebiliyorlarsa biz de bu yerel seçimlerde Kobani kuşatmasındaki gibi birleşebilmeliyiz.

Kazanmak için birlikte olmak gerekiyor. Birlikte olmanın zamanı geldi.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
7240 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:47:59
x