Kürtlerin bileşebilecekleri yegane temel bağımsızlıktır

Mela Selim'in asla teslim alınamayan mücadele ruhu yine onun toprağında canlanıyor ve ardıllarında ışımaya, bağımsızlık mücadelesini aydınlatmaya devam ediyor hem de birden çok bedende. \n\n İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

Kenan Fani Doğan

04.12.2013, Çar | 08:52

 Kürtlerin bileşebilecekleri yegane temel bağımsızlıktır
Makaleyi Paylaş
Mela Selim'in asla teslim alınamayan mücadele ruhu yine onun toprağında canlanıyor ve ardıllarında ışımaya, bağımsızlık mücadelesini aydınlatmaya devam ediyor hem de birden çok bedende.

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

*

Bağımsızlık için şaha kaldırmak gerektiğinde önce bizim atlarımız kişnedi.

Hizan'ı, Dağkapıyı, Buğday pazarını, Sason'u, Mela Selim'i, Şeyh Said'i, Ali Şer'i, Zarife Hanım'ı, Seyid Rıza'yı, Telli Hanım'ı, Yadin Paşa'yı, Ali'ye Unis'i, Seyid Xan'ı unutmayın.

1970'lerin ilk şehitleri Faik Bucak'ı, Said Elçi'yi, Sait Kırmızıtoprak'ı, bilahare planlı kürt vatanperveri kırımı başladığında ilk seçilenleri, ilk öldürülenleri, her partinin bünyesinde toprağa ilk kavuşanları unutmayın.

Boynumuzda vatan kadar büyük bir geçmiş ve daha onlarca yıl ilham kaynağı olacak hatıra asılı.

Biz bağımsızlık idelaini tedris edeceğimiz mektebi biliriz, kendi köklerimiz üzerinde boy vermesini de..

Bitlis'in, Hizan'ın, Mutki'nin, Cebaxçor'un, Darêni'nin, Koçgiri'nin, Dersim'in, Sason'un yaşlıları yaşadıklarını genç nesillere naklederken kış gecesi hikayesi olarak anlatmadılar, bize bir tarihi ve kanla bastırılmış özlemlerini emanet ettiler.

Bizim başka mektebimiz yoktur.

*

Agiri'yi, İhsan Nuri'yi, Bro'ye Husko Telli'yi, Ferzende'yi hatırlıyormusunuz?

Ben de hatırlıyorum.

*

Bölüneceksek bu ülkenin bağımsızlaştırılması ve birleştirilmesi idealinden bir milim ödün vermeme temelinde bölünürüz. Özgürlük elek olur, sapla saman ayrılır. Bağımsızlık dışında ne karşırız, ne barışırız.

Atı kişneyen milletin önüne kimse eşek koymasın, tenezzül buyurmayız.

*

Bizim düsturumuz kadar ahlakımız da bağımsızdır, Kürdistan bağımsızlıkçılığını esas alır. Bir milletin en temel hakkını adap bahanesiyle ahlakiyatçılığa kurban etmeyiz. Hukuk ve ahlak iki farklı üst yapı kurumu olmaları tahtında toplumun farklı alanlarıyla ilgilidirler. Ahlak kavramının kendisi dahi vicdan ve hakkaniyet ölçülerine istinat etmekliğiyle hukuka saygıda ve hakkı teslim etmede ifadesini bulur. Eğer konu adap bahsi ise bu bağlamda adaplı politikadan dem vuruluyorsa biz her düsturu milletin vazgeçilmez hakları zaviyesinden gerek adap gerekse ahlak sorgusuna tabi tutarız. Sorun bizim yada muhataplarımızın fertler olarak ne kadar adaplı ve ahlaklı olduğunu irdelemekten ziyade her düsturun bağımsızlık ve istinad ettiği hak önünde ne ölçüde ahlaklı olduğuna cevap bulmaktır. Kuşkusuz bu konuda daha geri statülerin pişdarlarından çok daha tutarlı, çok daha dürüst ve çok daha ahlaklıyız.

***

Her kaynamaya başladığında ocağın üzerinden indirip soğumaya bıraktığımız çorba sonunda bulamaç olur. Oldu bile.

Kürtlerde yerleşik bir ulusal bilinç olmasaydı çok kısa aralıklarla birilerinin haydi demesiyle kadınlarına, kızlarına kadar silahlanıp ayaklamazdı bu millet. Toplu katliamlar, tehcirler, işkenceler karşısında sinerdi, erir biterdi. Kürtlerin esas düşünmesi gereken böylesine mobilize olma yeteneğine sahip, taleplerinin tahakkuku için tereddütsüz ayağa kalkan bir millete öncülük eden parti ve liderliklerin kürtleri nereye yönlendirdikleridir.

"Ankara Kâbe, Türkiye kardeş" telkini kimden gelirse gelsin kürtlerin hayrına değil. Kuzey Kürdistan dağlık ve geniş coğrafyası, kalabalık nüfusu ile maddi güçtür ve bu manada diğer parçaların mücadelesine hem en büyük yardımcı hem kazanımlarının koruyucusu olma özelliği taşır. Kuzeyli teslimiyete yatarken kendini inkar etmiş olmakla kalmıyor, kürtlüğün belirleyici rol oynayacak esas gücünü atıl hale getiriyor. Diğer parçalar kuzeyi Ankara'ya doğru iteklerken kendilerinin biricik güvencelerini heba ediyor, oturdukları dalı kesiyorlar.

Kürtlerin bu parçalı halinde her kürt siyasetçisi yandaşı olduğu siyasetin yada liderin zaviyesinden ve savunusu açısından hadiseye bakarken bu hatalı eğilimlerin her birini aklayacak argümentleri de türetmiş oluyor. Yanılsama kadar bilgi kirliliğinin egemen olmasına hemen herkesin katkılarının olduğu bu ortamda kürtlerin ihtiyaç duyduğu doğru yol ve yöntemlerin sözü bile edilmiyor.

Kürtlerin güçleri parçalı ve kürtler birbirleriyle zıt istikamete güç yığar, zıtlık halinde hedefe yönelirken bu zıtlık tahtında birbirlerinin ayağına vuruyor, savaştıkları kamplarda fiilen birbirleriyle savaşmış oluyorlar. Kürtlerin askeri ve siyasi güçleri objektif konumu itibarıyla bu durumdadır.

Tam aksinden bakmak gerekecektir. Kürtlerin önlerine belli başlı bir talep koymaları, ortak hedef olarak bu talep etrafında birleşmeleri, askeri ve siyasi güçlerini birleştirerek ulusal mücadele dedirtir şekilde "bir ulus olarak" hareket etmeleri halinde ne olurdu?

Son elli yılı yada otuz yılı bırakınız, kürtlerin Güney'de güçlenmeye başladığı 1990'lı yılların sonundan itibaren son onbeş yıl içinde kürtler güçlerini birleştirerek tek yumruk, aynı millet olarak hareket etme becerisi (ki basirettir) gösterselerdi bu onbeş yıl gibi kısa bir dönemde ve hele dünyada tanık olunan bir yığın gelişme arasında kürtlerin bugünkü yeri ve statüsü ne olurdu?

Hiç bir kürt siyasetçisi bu soruları sormama lüksüne sahip olmadığı gibi sormamak büyük sorumsuzluktur.

Bu sorularınn cevabı aynı zamanda her kürt partisi ve liderinin siyasi ve askeri karnesidir, vatanperverliğini takdire esas alınacak kriterdir.

Kürtlerin birleşememesi bir tek partinin değil birden çok partinin aynı zamanda inadı ve kronik saplantısı olarak yaşam bulmuştur. Çok acıdır, kürtler gibi bir millette birleşme değil ayrılık yaşam bulmuştur.

Partilerin kaşı, gözü yerine objektif konumuna, milletin karşı karşıya bulunduğu koşullar karşısında partilerin egemen kılmaya çalıştığı söyleme ve siyaset tarzına bakmak zorundayız.

***

Kürtlerin birleşmesi gerektiği hemen her gün söyleniyor. Hangi kürdün ağzını açsanız kürtlerin birleşememesinden muzdarip. Birleşilmesi gerektiğini söylemek hem doğrudur hem de haklılık taşıyan bir tesbit durumundadır. Çünkü kürtler birlik değiller. Kürtlerin partileri ve liderleri birlikte hareket etmek yerine siyasi becerilerini, güçlerini, enerjilerini, yakaladıkları fırsatları birbirlerinin altını oymakta kullanıyorlar ve sonuçta altı oyulan milletin kendisi oluyor. Hiçbir Talebi yaşama geçirilemiyor, hiçbir özlemine karşılık verilemiyor. Kürdistan'ın objektif durumu budur. Rojava kürtleri kimliksiz, Kuzey tehcirde ve açlık sınırının altında, Rojhilat ktürlerinin üzerinde idam ilmiği sallanıyor, Kurdistan'a Sor vahşetle zaptedilmek durumunda. Bu parçaların hangisinde kürt kazanımından yada kürtlerin legal haklar kullanabildiklerinden bahsedilebilir?

Kürt partilerine bakınız. PYD Esad rejimiyle stratejik ittifak halinde, Hitler'e rahmet okutturacak Esad sülalesinin refiki. Kuzey'de PKK tarihini bilinen en kanlı devletinin yıkılmamasının dayanağı olmayı kabullenmekle kalmamış, kitlesine bu vahşi sömürgeci uygulamaları götürü almışcasına bir hamaratlıkla kanıksatmaya çalışıyor. PKK, Türkiye dışında İran'ın da müttefiki. İran devleti Kandil'deki varlığını resmen itiraf ve ilan etti. İsterse adına şii paktı densin, bu paktı oluşturan devletler her şeyden önce Kürdistan'ın işgalcileri, diğer yandan çağın heyulası haline gelmiş kanlı ve zorba devletler.

Güney partileri de pek farklı değil. KDP'nin Türkiye ile ortaklığı stratejik bir ortaklık türü olarak PKK'nin Türkiye ile stratejik ortaklığından farklı olmamakla birlikte PKK'ye nisbet yapar, PKK ile yarışır boyutlarda. KDP, İran'la da stratejik olmasa bile iyi ilişkiler içinde ve zıtlaşmamaya özenli. YNK'nin, diğer parçaların kürtleri hariç sömürgeci devletlerin hepsiyle arası iyi, Goran hareketi de şii paktına daha meyilli.

Şimdi aralarında bu denli ihtilafa rağmen stratejik tercihlerinde derin ayrılıklar bulunan partileri hangi ortak özellikleri etrafında bir araya getireceksiniz?

Bu saydığım partilerin sömürgecilikle flörtü Kürdistan bağımsızlığına sadakatin önünde gidiyor ve baskın eğilim halinde. Bu baskın eğilimi esas alarak birleştirmeye kalkışsanız bu partilerin istisnasız her biri zaten şimdiden kendine sömürgeci partnerler peydahlamış olarak her biri kürtleri kendi kampına raptetmeye çalışır, böylelikle parçalanmış olan kürtler daha da parçalanır.

Bütün partilerin üzerinde uzlaşacakları ortak temayül olmasının dışında hepsine birleşebilecekleri bir temel sunma özelliğine sahip tek düşünce bağımsızlık düşüncesidir. Önce partilerin ve liderlerin her biri bu milletin fertlerinden güç alıyorlar. Hangi parçadan yurtsevere sorarsanız sorun her kürdün özlemi ve talebi kürt devletidir. Hangi kürde sorarsanız sorun en önemli beklentisi Kürdistan'ın birleştirilmesidir. Bağımsızlık düşüncesi sadece partilerin değil, milletin güçlerini birleştirmesi anlamında bir işleve de ayrıca sahiptir. Partilere hangi düşünce etrafında ve hangi temelde birleşeceklerini gösterip dayatmadığınız sürece formel yada kuru bir birleşme temennisiyle partiler bir araya gelmezler. Bir araya gelmelerine iktidar hesapları engeldir, çıkarları engeldir, liderlik sultaları engeldir. Sırf bu konumlarını sağlama almak için sırtlarını dayadıkları ağababaları durumundaki devletler engeldir, partilerin stratejik tercihlerinin yarattığı derin uçurumlar engeldir. Bunları temenniyle aşamayacağımıza göre onlara güçlerini birleştirebilecekleri bir ortak temel kadar ortak temel özelliği taşıyan bağımsızlığın kürt milletinin vazgeçilmez hakkı ve özlemi olduğunu kafalarına vura vura dayatmak gerekiyor. Gerçek şuki Kürdistan hiçbir partinin tapulu malı yada istediği gibi at oynatacağı çiftliği değildir. Hele kürtlerin ezici ekseriyetinin maruz kaldığı insanlık dışı koşullar karşısında hiçbir aydının susma hakkı yoktur.

Kürtler kendi özlem ve taleplerinin tam tersi bir konumu muhafazada ısrar eden partilerine gereken ihtarı vererek milletin beklentileri doğrultusunda bağımsızlıkçı kürt paktının yaşama geçirilmesini sağlamadıkça sömürgecilerin kürtleri içerden çökertme faaliyetleri tırmanacak, belki de amacına ulaşacaktır. Bitirilmesi yüz yıl önce planlanmış ve uygulamaya konmuş bir milletin yüzyıl dayanmış olması bile mucizedir ama her ulusal mucize gibi kürt mucizesi de güce ve enerjiye muhtaçtır. Kürtlerin gücü ve enerjisi sonsuz değil, sona yaklaşıyoruz efendiler.

Güçsüzlüğü ve bölünmüşlüğü aşmanın bir tek yolu vardır. Kürtleri tek tek farklı sömürgeci devletlere yamamak yerine bu devletler tarafından parçalanarak yamalı bohçaya döndürülmüş Kürdistan'ın ilmiklerini çözmek ve zaten kan bağıyla, zaten gönül bağıyla, zaten kader birliğiyle birbirine bağlı kürtleri birbirine yamamak. Bunu yalnızca "kürtlerin kendi devleti" projesi etrafında kenetlenerek gerçekleştirebilirsiniz. Kürt enerjisini ve gücünü mobilize etmekle kalmaz doğru hedefe yönlendirerek kazanım sağlarsınız. Sorun, kürtlerin kendileri olarak tarih sahnesine çıkıp çıkmamaları sorunudur. Bağımsızlık gölge yada hami kabul etmez. Hele bu millet kendinin efendisi olmak isterken rüzgara karşı sidik yarıştırmanın kimseye faydası olmadı ve bundan sonra da olmaz.

cebaxcor.blogspot Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

7485 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:35:21
x