Xızır Nasıl Ali Oldu?

Cumhuriyet’den sonra, tek parti döneminde, özellikle Dersim’de Rêya Heqîyê inançlılara karşı çok büyük zulüm yapılmıştır.

İsmail Beşikci

09.09.2019, Pts | 08:23

Xızır Nasıl Ali Oldu?
Makaleyi Paylaş

Erdoğan Yalgın, Semah Dergisi’nin bir sayısında, Xızır’ın kutsal kişiliği hakkında bilgi vermektedir. Sumerlerde Ziusutra, Akatlarda, Asur’da Uta Napiştim, Tevrat’ta Naho, Kur’an’da Nuh şeklinde anılan kutsal kişinin, Batıni Alevilerde, Xızır olarak anıldığını belirtmektedir. Xızır, Hıdır, El, Eliyas, Elyas, Aliyas olarak da anılmaktadır. ( Erdoğan Yalgın, Semah-ı Pervaz Xızır, Semah Dergisi, Sayı 20, Ocak-Şubat 2015 s. 20-26)

Erdoğan Yalgın, Erkan Gülbahçe’ye verdiği röportajda da aynı görüşlerini dile getirmektedir. Bu röportaj, ‘Biz tarihimizi, tufanların yaşandığı kutsal topraklarda arıyoruz’ başlığıyla yayımlanmıştır. Yazarın ‘kutsal topraklar’ diye andığı topraklar Kuzey Mezopotamya’dır. (Semah Dergisi, Sayı 38, Mart-Nisan 2018 s. 39-44; Dersim Gazetesi, Ocak 2018, sayı 75 s. 8-10)

Erdoğan Yalgın, Dersim’in Gizemli Tarihi kitaplarında da aynı görüşleri ifade ediyor.

Dersim’in Gizemli Tarihi I Şeyh Dilo Belincan’ın (Berxêcan) Şeceresi ve Kürt Aşiretleri, (Fam Yayınları, Mart 2017, 480 s.

Dersim’in Gizemli Tarihi II, Şıx Deli-i Berxêcan Ocağı ve Pilvank Aşireti, Tarih, Folklor, İnanç ve Coğrafya, Fam Yayınları, Mart 2017, 320 sahife) Yol

Erdoğan Yalgın, Yol Bir Sürek Binbir Rêya/Raa Heqi İnancı, Kürt Aleviliği I ( Fam Yayınları, Kasım 2018, 209 s.) Araştırma-İnceleme kitabında bu düşüncelerini, daha etraflı bir şekilde yine dile getirmektedir.

Selahattin Ali Arik’in, Alevilik ve Tarihi, araştırma kitabı da bu yönden dikkat çekilmesi gereken bir kitaptır. (Dara Yayınları Haziran 2019, 317 s. )

Ahmet Önal’ın, Rêya Heqîyê İnancı Mîhtra İnancıdır, Müslümanlık, Kızılbaşlık, Alevilik Değildir (nerinaazad.org 8 Eylül 2019) yazısı da çok önemli ve değerlidir.

***

Munzur Çem, ‘Kermê Dare Dare ra Yeno’ başlıklı yazısında (Deng, Sayı 113, Mart 2019, s.64-78) başlıklı yazısında, Xızır’ın kutsal varlığıyla ilgili olarak şöyle söylüyor:

‘Alevilerde Tanrı, elbette, en büyük kutsal varlık olarak yüce yerini korumaktadır. Ondan sonra gelen Güneş ve Xızır (Hızır) Dersimlilerin dini inancında çok önemli bir yere sahiptir. Xızır en çok seslendirilen, yolunda en fazla adak sunulan evrensel kutsal varlıktır. Bu yönden onun rakibi yoktur’ (s. 72)

‘Mitraizm, Zerdüştlük, Manizm, Mazdek ve Hürremilerde, Güneş kutsaldır. Yaşamakta olan inançlardan Alevilik, Yezidilik ve Kakailerde de aynıdır. 20-30 yıl öncelerine kadar, Güneş doğduğunda ona bakıp dua etmeyen bir Dersimli düşünebilir miydiniz?’ (s. 73)

***

Alevilik kavramının 140 yıla yakın bir tarihi vardır. Osmanlı döneminde Alevi kavramı, Aliyyun, Aleviyyun şeklinde, Şia taraftarlarını, yani Sünni İslam dışında kalanları anlatmak için kullanılmıştır. Alevilik, Osmanlının son dönemlerinde, özellikle İttihat ve Terakki döneminde, Rêya Heqîyê (Alevilik) inancında olanları Müslümanlığa asimile etmek için gündeme getirilmiş bir kavramadır.

KIzlıbaşlık ise 500-550 yıla yakın bir geçmişe sahiptir. Şah İsmail’in dedesi Şeyh Cüneyd’in (1429- 1460), babası Şeyh Haydar’ın (1460-1488) askerlerini, düşman askerlerinde ayırmak için kafalarına giydirdikleri 12 dilimli kırmızı fesle ilgili bir kavramdır. Neden kırmızı olduğu, Kürdlerin tarihsel geçmişleriyle ilgilidir. Bundan önceki Kürd Tarihi Üzerine Gözlemler yazısında, bu konuyla ilgili değerlendirmeler vardı.

İslamiyet ise 1400 yıla yakın bir geçmişle sahiptir. Bugün Alevi şeklinde dile getirilen Rêya Heqîyê inancı ise çok eski bir geçmişe sahiptir. MÖ 2000’lere kadar Mitra inancına kadar uzanmaktadır.

***

Yaresan (Ehl-i hak), Kakai, Ezidi, Rêya Heqîyê (Alevilik) inancında olanlar, İslamın yayılmaya, yaygınlaşmaya başlamasından beri, çok büyük çok ağır baskılarla karşılaşmışlardır. 1500 yılında, İran’da, Şii İslam’ın devletleşmesinden sonra, Şii İslam da bu inançta olan kitlelere baskı zulüm yapmaya başlamıştır. Yaresan (Ehl-i hak), Kakai, Ezidi, Rêya Heqîyê (Alevilik) inancında olanlar, tarih boyunca hep Sünni İslam’ın ve Şii İslam’ın baskısıyla zulmüyle karşılaşmışlardır. Kitlelere halinde kılıçtan geçirme, kitleler halinde sürgün gerek Sünni İslam’ın, gerek Şii İslam’ın, çok önemli politikaları, uygulamaları olmuştur.

Yaresan (Ehl-i hak), Kakai, Ezidi, Rêya Heqîyê (Alevilik) inancında olanlara baskı, ilk olarak İslam’ın Kürdistan’ı fethetmesi döneminde gerçekleşti. İkinci -Halife Ömer döneminde (634-644), Dördüncü Halife Ali döneminde (656-661) bu inançları yaşayan kitlelere İslamı kabul etmeleri doğrultusunda çok büyük baskılar yapıldı. İslamı kabul edenler normal yaşamlarını şöyle-böyle sürdürdü. Ama, kendi inançlarında dinlerinde direnenler kılıçtan geçirildi. Bütün Zerdüşt ateşgahları yıkıldı. Kılıçtan kaçanlar sürgün yollarına düştü. Kaçamayanlar, dağların doruklarına çıkarak, baskıdan, zulümden uzak kalmaya çalıştılar.

Yaresan (Ehl-i hak), Kakai, Ezidi, Rêya Heqîyê (Alevilik) inancında olanlara karşı, dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında, Mani, Mazdek, Hürremiye hareketleri sırasında da çok büyük baskılar, zulümler gerçekleşti. Bu süreç içinde de Ortadoğu’nun, Yakındoğu’nun çeşitli bölgelerine, Bizans topraklarına büyük göçler gerçekleşti.

16. yüzyılın ilk çeyreğinde, Osmanlı-Safevi mücadelesi sürecinde, Yaresan (Ehl-i hak), Kakai, Ezidi, Rêya Heqîyê (Alevilik) inancında olanların durumu yine dikkat çekmektedir.

Osmanlı, Teke Yarımadası, Tokat, Sivas vs. yörelerinde, Rêya Heqîyê (Alevi) inancında olanları Müslüman yapmak için baskısını arttırmıştır. Müslüman olmayı kabul etmeyenlere basısını, zulmünü tırmandırmıştır. Bu kitleler de İran’a Safevilere sığınmaya çalışmıştır. Aynı dönemde, Şii İslamı devletleştiren İran ‘da bu kitlelere, ‘Siz Müslüman değilsiniz…’ diyerek baskısını sürdürmüştür.

Şah İsmail (1489-1524) İran’da Şii İslamı devletleştirdikten sonra, Rojhilat’ın güneyinde yer alan yörelere, Yaresan (Ehl-i hak) inancını yaşayan kitlelere karşı çok yoğun bir saldırı gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar da buralarda yaşayan büyük kitlelerin yerinin yurdunu bırakıp göç etmelerine neden olmuştur.

19. yüzyılın ilk yarısında, Mîr Muhammed ve daha sonra Mîr Bedirxan, Kürdistan’ın güneyinde, Şengal ve Laleş taraflarında, Ezidi Kürdlere karşı çok kapsamlı bası ve zulüm yapmıştır. Bu, geriye kalan Ezidi Kürdlerin, Kuzeye doğru hareketlenmeleri gibi bir sonuç doğurmuştur.

19. yüzyılın sonunda, yirminci yüzyılın başında Osmanlı Rêya Heqîyê (Alevilik) inancını yaşayan kitleleri Müslümanlaştırmak için çok büyük çaba sarfetmiştir. Müslüman olmayı kabul etmeyenlere karşı devler terörü tırmandırılmıştır. İttihat ve Terakki döneminde bu zulüm artmıştır. Alevilik, bu dönemde oluşturulan bir kavramdır. Bir asimilasyon kavramıdır. Bu inançta olanları Müslümanlaştırmak için üretilmiş bir kavramdır.

Cumhuriyet’den sonra, tek parti döneminde, özellikle Dersim’de Rêya Heqîyê inançlılara karşı çok büyük zulüm yapılmıştır. Örneğin, Temmuz 1938’de, Hozat’da, Sekesur Dağı’nda, Axuçan Ocağı’dan, Pîr ailesinden 22 kişi, bir evde toplanarak, ev, içindeki insanlarla birlikte ateşe verilmiştir. Bu operasyonların amacı, şüphesiz ilk önce, ‘çibanbaşı’ olarak değerlendirilen Kürdlüğü yoketmektir. Ama, Rêya Heqîyê inançlıları Müslümanlaştırmak da çok önemli bir çabadır.

Baskı, zulüm sürecinde oluşan göçlerin dikkate değer sonuçları olmuştur. Munzur Çem, yukarıda sözü edilen Kermê Dare Dare ra Yeno’ başlıklı yazısında bununla ilgili bazı bilgiler vermektedir.

İslam ordularının Kuzey Mezopotamya'yı işgal etmesi, Kürdistan halkı bakımından yaşamı oldukça zorlaştırdı. İslam’ı benimseyen kesimler, şöyle veya böyle, kendi topraklarında yaşamlarını sürdürmekte fazla zorlanmadılar. Ama Müslümanlığı kabul etmeyenler bakımından durum çok farklıydı. Baskı ve terör politikası karşısında Kürdistan'dan dışarıya yaşanan göçler aynı zamanda Aleviliğin farklı versiyonlarının yayılmasını sağladı.

Örneğin, bu gün Lübnan ve Suriye gibi ülkelerde yaşayan, inanç ve kültür yönünden Alevi Kürtlere çok yakın olan Druziler (Dürziler)'in, Kürdistan'dan göç edip gelen Kürtler olduklarını, bizzat bu grubun bir suikasta kurban giden lideri Kemal Canpolat söylemişti. Canpolat Druzilerin Kürt olduklarının, göç yoluyla Kürdistan'dan buraya geldiklerini, pirlerinin hala Kirmanşah'ta olduklarını söylemişti. Kemal Canpolat, şu an Druzilerin lideri olan Weli (Veli) Canpolat'ın babasıydı.

Günümüzde Suriye'ye ait Lazkiye ve Tartus'tan, Halep ve Hatay'a kadar uzanan bölgede yaşayan ve çoğu asimile olup Araplaşmış Alevilerin önemlice bir kesiminin, aynı şekilde yüz yılarca önce Şengal'den göç edip gelen Kürtler olduklarını sadece tarihçiler değil, Esad ailesi dahil bu kitleye mensup bir çok kişi tarafından da dile getirilmektedir.

Şu an hayatta olmayan Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat ta, hayat hikayesi üzerine bir kitap yazan İngiliz yazar Patric Seel'e, atalarının 800 yıl önce Sincar'dan göç edip geldiklerini söylüyor.’ (s. 77)

Xızır Nasıl Ali Oldu?

Ali, Hasan, Hüseyin, Kerbela, Oniki İmam, Ehlibeyt, Fatıma Ana, Evladı Resul, Seyidlik gibi kavramlar, Şii İslam’ın kavramlarıdır. Bu kavramların, Kürdistan’da ve Anadolu’da yaşayan Rêya Heqîyê (Alevilik), inancındaki kitleleri nasıl etkilediği, bu etkileşmenin ne zaman başladığı, nasıl devam ettiği önemli bir sorudur.

Şii İslam’ın, Rêya Heqîyê (Alevilik), inancını yaşayan kitleleri etkilemeye başlaması, 15. yüzyılın ilk yarısına başlamıştır. Şeyh Cüneyd (ölümü 1460) ve Şeyh Haydar (ölümü 1488) Şah İsmail dönemlerinde yoğunlaşmıştır. Şah İsmaille birlikte, 1501 yılında Şiiliğin devletleşmesiyle, bu etki daha da yoğunlaşmış, yaygınlaşmıştır.

Osmanlı yönetiminin, Anadolu’da, Rêya Heqîyê inancını yaşayan kitlelere, yoğun baskısı, bu kitlelerin İran’dan, Şah İsmail’den medet ummaları gibi bir süreci başlatmıştır. Bu kitlelerin Şii İslam’dan etkilenmesi böyle bir ilişkiler sürecinde gelişmiştir.

Şah İsmail’in ailesi aslında Kürd kökenli bir ailedir. Sünni Müslüman bir ailedir. Aile, Sincar’dan kalkıp Hazar Denizi’nin güneyine göç etmiştir. Bu göçten sonra, Şiileşmiştir. Aile, kendi şeceresini, önce, düzenlenen bir sahte şecereyle Yedinci İmam Musa Kazım (745-799) üzerinden Dördüncü Halife, Birinci İmam Ali’ye kadar uzatmış. Şah İsmail’, Şii İslamı devletleştirmesinden sonra da, geşmişini, yine sahte bir şecereyle, İmam Hüseyin ve İmam Ali üzerinden Peygamber Muhammed’e kadar uzatmıştır. Murad Ciwan’ın, Çaldıran Savaşı’nda Osmanlılar, Safeviler ve Kürdler İlk Kürt-Osmanlı İttifakı (1514) Avesta, 2015, İstanbul) kitabı bu bakımdan önemlidir. (s. 63, 67) Bu durum bundan önceki, Kürd Tarihi Üzerine Gözlemler yazısında anlatılmıştı.

Rêya Heqîyê inancını yaşayan insanlar her zaman ‘Ya hozatê Xızır’ derler. Başı sıkıştıklarında, her zaman Xızır’ın yardımlarını beklerler. Xızır’ın kendilerini koruyacağını düşünürler. Ama Şii İslam’ın Rêya Heqîyê inancındaki insanları, kitleleri etkilemesi sürecinde İmam Ali’nin adı daha çok söylenir olmuştur. Yedi Ulu Ozan’ın bu konulardaki rolünü de küçümsememek gerekir. Seyid Nesimi (1369-1417) Şah Hatayi (1489-1524), Fuzuli (1504-1556) Yemini (15. yüzyılın sonu, 16. yüzyılın başı) Pir Sultan Abdal (16. yüzyıl) Kul Himmet (16. yüzyılın ikinci yarısı) Yedi Ulu Ozan olarak sayılmaktadır. Bu ozanlar, şiirlerinde İmam Ali’ye, İmam Hüseyin’e sonra da Şaha çok büyük övgüler düzmüşlerdir. Kerbela acısını dile getiren şiirler yazmışlardır.

Şiilik, Araplardaki bir iktidar kavgasıdır. Bu kavga Kürdistan’da Kürdleri, Anadolu’da Türkmenleri nasıl etkilemiştir? Nakibül Eşraflardan alınan sahte şecerelerle, ‘Musa Kazım’dan geliyoruz’ ‘İmam Rıza’dan geliyoruz’ ifadeleri nasıl üretilmiştir? Bunlar elbette önemli sorulardır. Geçmişte, Alevilik ile ilgili birçok yazıda bu tür konuların tartışıldığını da vurgulamak gerekir.

Son 30-40 yıldır, Şii İslam’dan etkilenme daha yoğunlaşmıştır. Artık, Xızır yerine Ali adı daha çok dile getirilmektedir. Cemevlerinde, Cemlerde, bu etki daha çok hissedilmektedir. Devlet, Rêya Heqîyê inancını yaşayan insanları, kitleleri, Sunni İslam’a asimile etmek istiyordu. Bu konularda çeşitli dönemlerde çok büyük çabaların gösterildiği de biliniyor. Ama yaşanan bu son süreçlerde, bu kitlelerin Şii İslam’a asimile oldukları rahatlıkla söylenebilir. Munzur Çem, Kermê Dare Dare ra Yeno’ yazısında bu durumu ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Munzur Çem şöylle diyor:

Aleviliğin temelinde tarihsel olarak birbirlerini izleyen Mitraizm, Zerdüştilik, Manizm, Mazdekizm ve Hürremilik gibi inanç ve hareketler olduğunu düşünüyorum. Zerdüştilik, bu işin merkezinde yer almaktadır. İslam’la ilişkiler, daha doğrusu Şiiliğin etkisi çok sonraları ortaya çıkan bir gelişmedir. Ayrıca Alevilik-Şiilik ilişkisi, daha çok söylemle sınırlı, pratikte oldukça zayıf kalan bir ilişkidir. 40-50 yıl öncesine kadar pratikte, 12 İmam mateminden başka Alevilerle Şiiler arasında neredeyse ortak hiçbir bağ yoktu. Aleviler son 30-40 yılda Şiiliğe kaydılar ve hala da kaymaya devam ediyorlar. Yeri gelmişken, bu kendi kendini asimile etme (oto-asimilasyon) kendi yörem olan Dersim'den birkaç örnek vereyim:
1970'lerden önceki mezarlara bakın, bir tekinde İslami her hangi bir motif ya da vurgu yok. Ama son 30-40 yılda yapılmış olanların hepsinde "Ruhuna Fatiha"yı görürsünüz. Çocukluğu Cem-cemaat içerisinde geçmiş bir olarak rahatlıkla diyebilirim, bugün yapılan cemler, çocukluk ve gençliğimde gördüğüm cemlere benzemiyorlar. O zaman Cemlerde vurgu Dersim evliyalarınaydı, 12 İmam anması oldukça geri plandaydı. Şimdiki cemlerde ise Dersimliler kendi evliyalarının adını bile ağızlarına almıyorlar. Cem İslami olmayan bir ibadet olmamasına rağmen, eline sazı alan Muhammed-Ali-Ana Fatma ile başlıyor, onlarla bitiriyor. Yine 1970'lere kadarki Dersim halk türkülerine ve dualara bakın; bunlarda İslami motifler yok denecek kadar azlar. Kaldı ki var olanların çoğu da sonradan eklenmiş. Şimdi ise, Türkçe sözlü, İslami içerikli dua ve beyitlerden geçilmiyor. 30-40 yıl öncesine kadar ölülerin gömülmesi sırasında "Mıle" gelir, Kurandan ve tabi Arapça 5-10 dakikalık bir parça okur ve tören biter. Ama şimdi öyle değil. Cenaze töreninde, Alevi örgütleri tarafından yazılmış şeriatçı nitelikte, tümüyle uydurma oldukça uzun Türkçe bir tekst okunmaktadır.

Bu birkaç örnek te gösteriyor ki bugün "Alevilik" artık 40-50 yıl önceki Alevilik değildir. Aleviler, özellikle de 1980'lerden itibaren atalarından devraldıkları Aleviliği bir kenara bırakıp "Türk-İslam" sentezi içerikli yeni bir "Aleviliğe" yöneldiler. Bugün adeta dili Türkçe, içeriği ise Şii İslam olan yeni bir "inanç"la karşı karşıyayız. Eskinin gerçek Aleviliğini yaşatmak isteyenler hala var ama güçleri ve etkinlikleri sınırlıdır. (s. 74-75)

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
13142 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:13:52

İsmail Beşikci

Yazarın Önceki Yazıları

Karakoçan (Dep) ve Yayladere (Holhol) İle İlgili İki Kitap Uludere (x) Newroz 2024 Akre Üç Kitap Hazro Beyleri Simurglar Mehmet Bayrak’ın Kürt Kimliği Mücadelesi Şeyh Said Direnişi İle İlgili İki Kitap Diyarbakır Kitap Fuarı 2023 Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi Ehmedê Xanî’nin Hatırası Üzerine Abdurrahman Önen-Erdnîgarîya Kurdistanê Kürtler ve Güller Cilt 3 ‘49’lar’, ‘55’ler’, ‘23’ler’ … 'Yaşamın Kıyısında' Behdinan, Barzan, Milli Lider Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler(II) Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler Yüzüncü Yılında Lozan Antlaşması Son Kız ‘Deniz’in Ütopyası’ Üzerine Rudaw TV Stockholm Kürd Sürgün Müzesi Üzerine Düşünceler Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan II Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan Diaspora Kürdleri Mele Mıstefa Barzani Ulusal Müzesi Rovîyê Xasûk Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi III Kendi Kendini Yönetme Hakkı ‘Ayrılıkçı Yazılar’ Peywend Yayınları Duhok Üniversitesi’nin 30. Yılı Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne II Kürtçülük Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne Kürd Aydınları II Bedirhan Epözdemir’in Anıları Seyidlik-Şeriflik Kürdizade Ahmed Ramiz Medreseler-Üniversiteler Medya Kitabevi Birleşmiş Milletler ve Kürdler Mülteci Yaşamlar Öncü Bir Kürt Aydını 59 Yıl Sonra Şemdinli Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu III Ortadoğu Bir Ailenin Son 200 Yıllık Tarihi Tarih Okumaları, Kürdlerin Hikayesi Hewler’de, Soran’da ve Cambridge Koleji’nde Konferans Theodor Herzl Bize Ne Anlatıyor? Aforizmalar Son Yolcu Irkçılık Hakkında … Aydınlar Hakkında… Latife Fegan’ın Anıları Adil Yargılama/Yargılanma Mümkün mü? Kürd Aydınları İlim-Bilim Kürdçe Derslerinin Önemi Yaş 83…* Mezopotamya Uygarlığında Hakkari Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu - II Bediüzzaman’ın Hançeri Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu* Destar Kitap-Kafe Kürdistan’ın Güney'ine Seyahat Kürd Tarihinin Yazılı Ana Kaynakları Bingöl-Van Gezi İzlenimleri Göbekli Tepe Hakkında… Güvenlik Munzur Çem’in Anıları Derve Cendere II Saatin İçindeki Sır Mehmet Öncü Kitapları Zarema, Yahudi Devleti Juli’nin Sesi ‘Ateşte Doğanlar’ Kadri Hoca… Kürt Hâkim Alevilik Üzerine II ‘Aleviler ve Sosyalistler’ Kitabı Üzerine Uygur Türkleri Başkanlık Seçimleri, ABD Üniversite Raporu OFra Bengio’nun Kürd Liderlere Eleştirisi Dr. Said Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Maaş Sorunu… Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği Ama Onlar Kardeştiler… Mustafa Suphi ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ İSkan Tolun II Kürt Dil Hareketi (Harekata Zımanê Kurdî) II ‘Doğumun Ölümü’ Kürt Dil Hareketi (Hereketa Zimanê Kurdî) Kürdistan Bayrağı’nın ve KDP Binasının Yakılması Üzerine… Ermeniler, Kürdler, Azeriler Devrimci Doğu Kültür Ocakları Eylül 2020 Kürdler-Kürdistan Bir AİHM Başkanı Halepçe arşivlerinin yakılması ve KDP’ye saldırı Devran İskan Tolun Woodrow Wilson Harf Devrimi’nin Kürdler İçin Anlamı Mehmet Elbistan Kürtler, Şehir Şehirlileşme ‘Kürt Çalışmaları…’ Zini Gediği Katliamı Kürd Tarihini Kürdlerin Yazması… ‘Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ II ’Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ Değinmeler-2 Irkçılık Üzerine Seyid Ahmed Cebari Şengal, Afrin Mustafa Selîmî Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu Orhan Kotan’ın Şiiri Leylan - II Kürt Meselesiyle İlgili Bir Projen Var mı? Leylan Xwebûn Orta Karadeniz’de Etnisite İlişkileri Alevilik Üzerine… Güvenli Bölge Duvarımızı Yapamadık… Doktor Said Alevilik ve Tarihi Bitlis ve Ahalisi 1916 Kürd Tehciri Bir Diplomatın Anıları Kürd Tarihi Üzerine Gözlemler Adıyla Çağırmak Kürdistan’ın Güneyinde Soykırım Kürdlerin Tarihi Milliyetçilik Üzerine Hong Kong, Kürdistan ‘Kürtlerle Türkler’ Ortadoğu’da Devletlerin Kurulması Abdurrahman Qassemlu’nun Katledilmesinin 30. Yıldönümü Üniversitenin Bilim Anlayışında Temel Sorunlar Cumhuriyet, 19 Mayıs 2019 'Özgürlük İçin Sanat' Helsinki’de Sosyal Forum Teknoloji, Bilim, Eğitim Milletler Cemiyeti Döneminde Kürdler/Kürdistan Hewler - Duhok - Zaho Bir Tartışma Üzerine… Dönemin Romanları Eleştirilerin İzinde Rêya Heqîyê (Alevilik) ABD Ziyareti - IV ABD Ziyareti - III ABD Ziyareti - II ABD Ziyareti - I Berlin’de Dersim 37-38 Paneli Başur’da Siyaset Duhok-Hewlêr Gezisi Kürdçe Yasaklarının İşlevi ‘Aleviliğin Doğuşu’ II ‘Kimliksiz Çığlıklar’ Türkiye’de Adalet Arayışları 'Aleviliğin Doğuşu' Kürdlere Soykırım… Moskova’da Kürd Konferansı Cevat Geray’a Sevgi… Bilim Ahlakı Mahallenin Arkadaşları Selahattin Demirtaş’ın Şarkısı Canip Yıldırım Kütüphanesi Devşirmeler ve Devletsizler Dağ Kavmi - II Adaylar… Dağ Kavmi -I Geleceğini Belirleme Hakkı ve Kürdler Farhad Daftary, Şiilik Alevilik Şiizm ‘Türklük Sözleşmesi’ Timure Halil Hakkında … Düşmanlarını Sevindiren Bir Halk… Celal Talabani... Kürdler Zoru Başardı… Bağımsızlık... Güvenlik... Domino Etkisi Referandum-Bağımsızlık Tartışmaları Danimarka Seyahati Sekesûr’da Kürd-Alevi Soykırımı İnsanlık Araştırmaları Merkezi Fahriye Adsay’ın Eleştirileri Üzerine… Bir Kürd... İki Kürd... Üç Kürd Yezda... Ermeniler, Kürdler… Yeni Bir KDP Kurma Çalışmaları Hasta Adam Avustralya Gezisi Hayatımdan Kesitler Birey Toplum İlişkileri Peşmergelik Yüce Bir Değerdir Kaderine Küsmek Kürd Halkının, Kürdistan’ın Başı Sağolsun… Kürdistan’ın Hayırlı Evladı Doktor Said Suriyeli Mülteciler Parlamento Milli Düşünce Sempozyumu Desmond Fernandes Kürtlerin Bulunduğu Ülkeler Bölünemez!... Kürtler Ne İstiyor? Eşkiya 28 Devlet Bağımsız Kürdistan’ı Tanımayacak... Devlet, İslam, Kürdler ve Darbe Pencinarîler II Pencinarîler I Azim... 'Afrika Edebiyatı' Üzerine… Yaresan (Ehl-i Hak) Rêya Heqîyê, Ezdan Zağros’un Ötesine… Süleymaniye Merkez Güvenlik Karargahı 'Peçar Tenkil Harekatı/1927' Üzerine Birkaç Söz İttifaklar Mahmut Yeşil’e Sevgi… Tunceli Kanunu, Getirdiği Esaslar ve Devletin Asimilasyon Planları Yakındoğu’nun İmhası ve Pontus Sorunu Keşiş’in Torunları Dersimli Ermeniler Anlıyorum Ama Konuşamıyorum 1128 Akademisyen Yaşar Kaya Alevilik... Elveda Güzel Vatanım Alevilerin Kitabı Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan III Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan II Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan (I) Komkurd-An Nelson Mandela - Aziz Sancar Barış, Yüzleşme, Müzakere İBV Hewler Temsilciliği 558. Oturma Şengal’i Ziyaret Şengal TBMM Kürdlerde/Kürdistan’da Ana Sorun Özyönetim Üzerine... Norveç Seyahati Alaine Tuoraine’e Eleştiri Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Yönetim Zaafları Güneşin Krallığı Keyakisar Barzani bir dönem daha görevde kalmalıdır Temel şart Kürdistan Ordusu! Girê Spî'nin Kurtarılması... Üniversitenin Ana Sorunu Mardin: Hüzünlü Kent Alevilik-Müslümanlık Osmanlılar ve Acemler Arasında Kürdler İslam’ın barış, huzur, adalet ve eşitlik anlayışı Kerbela’da son buldu Kürd Kültürü Neden Yağmalanıyor? Kürd Êzidîlerin Azizesi 'Begê' İki Olay Üzerine Düşünceler Barış ve Çözüm Süreci - III Eleştiriler Ev Jin û Mêrê bi Maskê Barış ve Çözüm Süreci - II Murat Bozlak’a sevgiler... Barış ve Çözüm Süreci… Rejim, İslamileşme, Kürdler/Kürdistan Alman Şarkiyatçı Dr. Friç Soykırımlar ve Devletsiz Halklar IŞİD’in Zuhuru Şeyh Ahmet, IŞİD Saldırıları ve Osman Baliç'in Katili Ulusların Kendi Geleceklerini Tayin Hakkı ve Kürdler/Kürdistan Bitlis Anıları, 1960’lı Yıllarda Bitlis’de Yaşam Uluslararası Bitlis Sempozyumu Barzaniler Değinmeler İfade Özgürlüğü ve ABD Türk Siyasal Kültürü Üzerine… Birleşik Krallık, Fransa, Kürdler/Kürdistan Anti-Kürd Uluslar arası Nizam Kürd/Kürdistan incelemelerinde temel soru... Ulus İnşa Sürecinde Dilin Rolü Mustafa Barzani'yi sevgiyle anıyoruz Düşün Hayatında ve Edebiyatta Kurumlaşmalar Yakındoğu’nun İmhası,1915 Ermeni Soykırımı ve Hrant Dink’in Katledilmesi Resmi İdeolojinin Temel Özelliği Roboski – Goyiler Türk-İslam Sentezi ve Kürd Sorunu Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur Barış
x