Türk-İslam Sentezi ve Kürd Sorunu

Araplar, Türkler ve Farslar İslamı her zaman, kendi milli çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır.

İsmail Beşikci

24.12.2013, Sal | 11:16

Türk-İslam Sentezi ve Kürd Sorunu
Makaleyi Paylaş
Araplar, Türkler ve Farslar İslamı her zaman, kendi milli çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. İslamın korunması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması değil, kendi milli çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi, İslamın bu çerçevede kullanılması birinci planda tutulmuştur. İslamı koruyan ve geliştiren, kendi milli çıkarlarına araç etmeyen tek halk, tek millet kanımca Kürdlerdir.

Fethullah Gülen hareketi dinsel görünümlü bir Türk milliyetçiliği hareketidir. Fethullahçılığın temel amacı Türk milliyetçiliğini korumak, geliştirmek, yükseltmektir. İslamı korumak ve geliştirmek daha sonra gelmektedir.

Bir Türk’ün Türk milliyetçisi olması, Türk dilini, Türk yurdunu sevmesi, dünyada Türklüğü koruma ve geliştirme duyguları ve düşünceleri içinde olması doğal bir durumdur. Ama, Türk milliyetçiliğinin, başka halkların milli haklarının kullanılmasını engelleme doğrultusunda kullanılması sorun yaratan bir durum ortaya koymaktadır. Bu yazıda bu durum irdelenmeye çalışılacaktır.

Bugün, Türkiye’nin en önemli sorunu Kürd sorunudur. İç politikayı da dış politikayı da belirleyen sorun Kürd sorunudur. Kürd sorunu geçmişte de belirleyici bir sorundu. Fakat o zamanlar bu durum ifade edilmiyordu. Günümüzde artık, devlet ve hükümet yetkilileri de bu durumu açıkça ifade ediyor. Kürdler de milli hareketin artık önlenemez, durdurulamaz bir aşamaya gelmiş olmasından dolayı, devlet ve hükümet de böyle bir söylem geliştirme gereğini duymaktadır.

Devletin ve hükümetin Kürd sorunu bağlamında en önemli politikası asimilasyondur. İttihat ve Terakki’den beri en önemli politika asimilasyondur. Kürdleri Türklüğe asimile etmek, Türk Devleti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin genlerine işleyen bir politikadır. Bu, İttihat ve Terakki’den beri tasarlanan, uygulanan bir politikadır. Cumhuriyet’ten beri bu politika daha kararlı ve sistematik bir şekilde uygulanmaktadır. Kürdlerin Türklüğe asimilasyonu, Türk milliyetçiliğinin vazgeçilmez bir amacı olmuştur.

Son bir- iki yıldır, Gülen Hareketi’nin de belirli bir Kürd açılımı yaşadığı gözlenmektedir. Artık, Kürd halkı ve Kürd dili inkâr edilememektedir .Ama, bireysel hakların dışında kolektif haklar da tanınmamaktadır. Kürdlerin asimilasyonu sürecinde devlet ve hükümet politikaları yönünde yer alması, Gülen Hareketi’ni belirleyen önemli bir boyuttur. Belirli bir açılım vardır ama bu temel boyut değişmemektedir. Asimilasyonu devam ettiren, ilerleten, Kürdçe eğitimin, Kürdçe mecburi eğitimin olmamasıdır.

Resmi ideoloji başta Türk milliyetçiliğini korumayı, geliştirmeyi amaçlamaktadır. Din, İslam, bu anlayışı güçlendiren, en temel ayak olarak değerlendirilmektedir. Türk-İslam Sentezi bu anlayış çerçevesinde oluşmaktadır.

Kürdler’in Türklüğe asimilasyonu konusunda, devletin yanında yer alan, devlet politikalarını destekleyen, teşvik eden, Türk milliyetçiliği yanında yer alan grupların başında, Fethullahçı hareket yer almaktadır. Kürdler’in Türklüğe asimilasyonu konusunda, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile, Atatürkçü Düşünce Derneği ile Fethullah Gülen hareketi arasında hiçbir fark yoktur. Bütün bu grupla Türk milliyetçiliği anlayışı doğrultusunda hareket etmektedirler. Bunun, Kürdler’in milli hakların yaşama geçmesini engelleme, asimilasyonu sürdürme gibi bir anlamı da vardır.

Dinsel duyguları, dinsel kurumları geliştirerek Kürdleri oyalama, asimilasyonu bu yolla gerçekleştirme, devletin önemli bir politikasıdır. Kürd bölgelerinde, Kur’an kurslarının, İmam-Hatip Okulları’nın, medrese benzeri kurumların yaygınlaştırılması bu anlayışı bir gereği olarak yaşam bulmaktadır.

Bediüzzaman Said-i Kürdi

Gülen Hareketi’nin, Bediüzzaman Said-i Kürdi’nin, eserlerine, düşüncesine, yaklaşım tarzının incelenmesi ufuk açıcı olacaktır. Türkiye’de Nurculuk akımı, Bediüzzaman Said-i Kürdi’nin düşüncelerine, Risale-i Nur kitaplarına göre oluşmaktadır. Ama Türk Nurcular Said-i Kürdi’nin düşüncelerini tahrif etmekten çekinmemektedir. Türk Nurcular, Said-i Kürdi’nin özellikle Kürd toplumuna ilişkin düşüncelerini ya sansür etmekte veya tahrif etmektedirler. Bediüzzaman Said-i Kürdi’nin kitapları yayımlanırken, Kürdlere ilişkin yazılar, yazılardaki bölümler ya sansür edilmekte veya tahrif edilmektedir.

Bu tutum üzerine, Kürd Nurcular, Said-i Kürdi’nin yazılarını kitaplarını olduğu gibi basma gereğini duymuşlardır. 1990 da Tenvir Neiriyat, Med-Zehra Yayıncılık’ da, İçtimai Reçeteler adı altında iki ciltlik bir kitap yayımlamıştır. Aynı kitap, 2004 yılında, biraz daha genişletilerek, Zehra Yayıncılık tarafından, tek cilt olarak İçtimai Dersler adı altında yeniden yayımlanmıştır. Bu kitaplarda,i Said-i Kürdi’nin, 1908, 1909, 1910 yıllarında, kaleme aldığı, Kürdlere, Kürd toplumuna ilişkin düşünceleri, duyguları yer almaktadır.

Bediüzzaman Said-i Kürdi, 1907 yılında, Sultan Abdülhamid’e, Medresetü’z Zehra isimli bir eğitim projesi sunmak için İstanbul’a gidiyor. Said-i Kürdi bu okulun dili için, “Arabi vacib, Kürdi caiz, Türki lazım kılmak gerekir” diyor. (Münazarat, İçtimai Reçeteler II, s. 80, İçtimai Dersler s. 141)

“ Arabi vacib”, “Kürdi Caiz”, “ Türki lazım kılmak” nasıl “Arabi farz” “Türki vacib, “Kürdi caiz” e dönüştürüldü?

“Fethullah Gülen Perspektifinden, Bediüzzaman Said-Nursi ve Risale-i Nur” çevresi ise, “Güneydoğu Problemleri ve Bediüzzaman’ın Medresetetü’z Zehra Projesi” nde, “Arapça farz, Türkçe vacib, Kürtçe caizdir” deniyor.

Fethullah Gülen ve çevresi, Bediüzzaman Said-i Kürdi’nin düşüncelerini, Eberlerini, sansür eden, tahrif eden bir gruptur. Bu tutuma ilişkin olarak yukarıdaki olguyu irdelemeye çalışacağım.

Farz İslamda yapılması zorunlu olan anlamındadır. Vacib de zorunluluk ifade etmektedir. Ama bu zorunluluğun farz da olduğu gibi güçlü bir anlamı yoktur. İkinci derecede bir zorunluluk.

Said-i Kürdi Medresetü’z Zehra’da, “Kürdçe caizdir” diyerek bu okulda geçerli dili, eğitim dilinin Kürdçe olduğunu vurgulamaktadır. Arapça elbette öğrenilmelidir, Tükrçe de devletin resmi dili olduğu için öğrenilmesi lazımdır.” diyor. Zaten Kürd Medreselerinde de eğitim fiili olarak böyle yapılmıyor mu? Zaten Said_i Kürdi 1908 lerdeki çeşitli yazılarında bu durumu açıkça ifade etmektedir.

Fethullah Gülen ve çevresi ise, caiz kelimesine, “Kürdçe olsa da olur, olmasa da olur, isteyen evinde konuşsun…” şeklinde bir anlam yüklemektedir. Dikkat edilirse, “Fethullah Gülen Perspektifinden Bediüzzaman Said-i Narsi ve Risale-i Nur” çevresi bu sıralamayı ters yüz etmektedir.

Bediüzzaman Said-i Kürdi, “Arapça vacib, Kürdçe caiz, Türkçe lazımdır” derken, Gülen cemaatı bunu, “Arapça farz, Türkçe vacib, Kürdçe caiz” dir şeklinde tahrif etmektedir. Said Kürdi, “Türkçe lazımdır” derken, buna, “Türkçe devletin resmi dilidir. Öğrenilmesi lazımdır” şeklinde bir anlam yüklemektedir. Gülen cemaati ise, hem sıralamayı değiştirmekte, hem de Türkçe’yi zorunluluk belirten vacib kelimesi ile anlatmaktadır. Caiz sözcüğünü ise, olsa da olur, isteyenler evlerinde konuşşunlar…” biçiminde dile getirmektedir.

Türk din adamlarının, bu arada Gülen Cemaatı’nın da Türk milliyetçisi olması doğaldır. Ama Türk milliyetçisi tutumlarının Kürdlerin aleyhine kullanılması, bunun için de Said-Kürdi’nin eserlerinin, düşüncelerinin sansür edilmesi, tahrif edilmesi sağlıklı bir tutum değildir.

Selami Can, Fetullahçıların bu tutumunu eleştirmektedir. “Vacib dille Olimpiyad, Farz dille Kürd’e Kıyak, Caiz Dille Lak lak” yazısında, bu sansürcü, tahrifçi tutumu ayrıntılı bir şekilde eleştirmektedir. (www. nasname. com 23 Haziran 2011)

Bu yazı üzerine sitede pek çok yorum geliştirilmiştir. Ali isimli izleyici, Fethullah Gülen’i, “Farz dili neden kendi okullarında uygulamıyorsun?” diye eleştirmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kürd sorunu

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da böyle bir tutumu vardır. Örneğin, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayımlanan İslam Ansiklopedisi’nde, Kürdler maddesi yer almamaktadır. Ansiklopedinin şimdiye kadar (Temmuz 2011) 39 cildi yayımlanmıştır. Kürdler maddesi 27. cilde yer alması gerekiyordu.

Bu tutum, resmi ideolojinin inkarcı tutumunun aynen benimsendiği anlamına gelmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Kürd bölgelerine irşad heyetleri göndererek sahte “kardeşlikler” ileri sürerek Kürdlere, milli haklarını unutmalarını, Türkleşmelerini salık vermektedir. Kürd bölgelerine gönderilen imamlarda da bu nitelikler aranmaktadır.Bütün bunulardan dolayı, Barış ve Demokrasi Partisi’nin, devletin imamlarının değil, kendi imamlarımızın arkasında namaza duralım, çağrısı yerindedir.

Sızıntı Dergisi’nde Bediüzzaman

Bu arada, Haziran 2011 tarihli ve 389 sayılı Sızıntı Dergisi’nin kapağı üzerinde de durmak gerekir. Dergi, kapakta Said-i Kürdi’ bir resmini kullanıyor.

Said-i Kürdi’nin, 1908, 1909, 1910… yıllarında, Said-i Kürdi imzasıyla yayımladığı yazılar, Türk Nurcuların sitelerinde yer almamaktadır. Risale-i Nur’ları yayımlayan Türk Nurcular yayınlarında bu yazıları sansür etmektedir. Bu yazıların bazılarını şu şekilde belirtmek mümkündür.

Hamidiye Alaylarına Dair Beyan-ı Hakikat, Şura-yı Ümmet, 19 Kasım 1908, İçtimai Dersler, s. 505-506

Kürdler Yine Muhtaçtır, Şark ve Kürdistan, Sayı , 2 Aralık 1908 İçtimai Dersler, s. 507-508

Ey Kürd Topluluğu, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı 2, 12 Aralık 1908, İçtimai Dersler, s. 509-510

Kürdler Neye Muhtaç?, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı 2, 12 Aralık 1908, İçtimai Dersler, s. 511-512

Bediüzzaman Said-i Mebusan’a Hitabı, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı 3, 19 Aralık 1908, İçtimai Dersler, s. 513- 517

Bediüzzaman Molla Said-Kürdi’nin, Mebusan’a Hitabı, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı 4, 26 Aralık 1908, İçtimai Dersler, 518-523

Nutk-u Sabıkın Neticesi, Kürd teavün ve Terakki Gazetesi, 9 Ocak 1909, İçtimai Dersler, s. 524-527

İfade-i Meram, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi, Sayı 6, 9 Ocak 1909, İçtimai Dersler, s.528-5

Hakikat, Volkan Gazetesi, 10 Mart 1909, İçtimai Dersler, s. 531-532

Bediüzzaman Kürdi’nin, Fihriste-i Makasıdı ve Efkarının Programıdır, Volkan Gazetesi, Sayı 83-84, 24 Mart 1909, ;İçtimai Dersler, s. 537-544, İçtimai Reçeteler II, 269-276

Reddü’l Evham, Volkan Gazetesi, Sayı 90-91, 31 Mart 1909, İçtimai Dersler, s. 547-553

Ziya-yı Hakikat, Volkan Gazetesi, Sayıı 97, 7 Nisan 1909, İçtimai Dersler, s. 554-559 İçtimai Reçeteler II, 276-281

Leman-ı Hakikat ve İzale-i Şübehat, Volkan Gazetesi, 29 Mart 1909, İçtimai Dersler, s. 560-570, İçtimai Reçeteler, II, s. 281-290

Asker Kardeşlerime, Serbesti Gazetesi, 18 Nisan 1909, İçtimai Dersler, s. 572, İçtimai Reçeteler, s. 292

Kürdler ve Osmanlılık, İkdam Gazetesi, Sayı 8273 7 Mart 1920, İçtimai Dersler, s. 577 İçtimai Reçeteler II, s. 301-302

Kürdler ve İslamiyet, Sebilürreşad Dergisi, 17 Mart 1920, İçtimai Dersler, s. 578-580, İçtimai Reçeteler II s.303-305

Kürdler ve Osmanlıık ve Kürdler ve İslamiyet yazıları 1920 de yazılmış yazılardır. Bu yılda da Said-i Kürdi imzasının kullanılması dikkate değer.

Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım

Zehra Vakfı, Bediüzzaaman Said_i Kürdi’yi, eserlerini, düşüncelerini, olduğu gibi, yani sansürden arındırarak, kamuoyuna, bu arada Kürd kamuoyuna ulaştırmaya çalışmaktadır. Zehra Vakfı’nın ve vakıf başkanı İzzettin Yıldırım’ın bu girişimleri, Kürd karşıtı çevreleri rahatsız etmiştir. Zehra Vakfı’na Vakıf Başkanı İzzettin Yıldırım’a karşı tasarlanan operasyonlar bu ortamda yaşama bulmuştur.

Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım, 29 Kasım 1999 da, Hizbullahçılar tarafından, İstanbul’da, Fatih’deki bürosundan alınarak kaçırıldı. 17 Ocak 2000 de, Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu, Hizbullah’a karşı yürütülen operasyon sırasında, Beykoz’da, emniyet birimleri tarafından öldürüldü. Bu olaydan iki gün sonra, İzzettin Yıldırım’ın domuz bağıyla öldürülmüş bedeni, sorguya ilişkin görüntüleri içeren kaset, Elazığ’da bir hücre evinde bulundu.

Hizbullah’ın, PKK’nin Kürd toplumundaki etkinliğini kırmak için, devlet tarafından kurulup eğitildiği biliniyor. Hizbullah’ın dağdaki PKK’ye karşı değil, şehirlerdeki Kürd yurtseverlerine karşı mücadele ettiği, Kürd yurtseverlerini, gündüz vakti, enselerinden tek kurşunla katlettiği de biliniyor. Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım’ın, kaçırılmasını, sorgulanmasını, katledilmesini bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bu olayın Gülen Cemaatı tarafından nasıl değerlendirildiğini irdelemek ufuk açıcı olabilir.

Bediüzzaman’a Eleştiri

Bediüzzaman’ın özgürlükçü bir kişi olduğu, temel niteliğinin bu olduğu vurgulanmaktadır. “Hür Adam” isimli bir filmi de yapılmıştır. Bu anlayışa iki temel eleştiri getirmek mümkündür. 1915 Ermeni soykırımına karşı Said-i Kürdi’nin küçücük bir tepkisi olmamıştır. Halbuki, soykırımın, tehcirin en hararetli günlerinde, Said-i Kürdi, Erzurum, Pasinler Cephesi’nde, tabur imamıdır. O yıllarda alay müftülüğü, tabur imamlığı resmi kurumlardır. Alay müftülüğünün binbaşılık, tabur imamlığının yüzbaşılık gibi bir karşılığı da vardı. Said-i Kürdi, 19 Şubat 1916 da Ruslara esir düşmüş, Sibirya’da bir esir kampına konulmuştur. 1917 de Bolşevik devrimi sırasında meydana gelen karmaşadan yararlanarak esir kampından kaçıp esaretten kurtulmuştur. Ermeni soykırımına karşı hiçbir tepki göstermemesi onun, özgürlükçü tutumuyla, “hür adam” niteliğiyle bağdaşmamaktadır.

Ubeydullah Nehri, 1880’lerde, Osmanlı’ya ve İran’a karşı, ayaklanma tasarlarken, Hakkari çevresindeki Hristiyanlarla Ermenilerle ve Nasturilerle-Süryanilerle, iyi ilişkiler geliştirmeye çalışmıştı. Bedirhan Bey’in, 1843 ve 1846 da, Nasturileri ezme politikası yanında, Ubeydullah Nehri’nin dikkate değer bir tutum içinde olduğu gözlenmektedir.

1915 de Ermenilere ve Süryanilere soykırımın yoğun bir şekilde devam ettiği günlerde, Mardin’de, Fethullah isimli bir din adamı, çevresindeki Kürdlere, Hristiyanlara, Ermenilere ve Asuri-Süryanilere dokunmamalarını, İttihatçı direktiflere uymamalarını ısrarla salık vermiştir. Ubeydullah Nehri’nin ve din adamı Fettullah’ın bu tutumları karşısında, Bediüzzaman’ın tutumunun sorgulanması gerekir.

İkinci eleştiri, Cumhuriyet’le birlikte başlayan Kürd direnişlerine karşı, Said-i Kürdi’nin bir tepki vermemesidir. Kürdler bu kadar eza-cefa içindeyken, buna bir tepki verilmemesi “hür adam” niteliğiyle çelişmektedir. Bu, artık, Said-i Kürdi’nin, Said- Nursi olmaya başladığı dönemdir. Bu, ayır bir konudur. Bu yazıda ele alınacak bir konu değildir. Bu yazıda, Said-i Kürdi’nin, 1908, 1910’larda, Kürdlere ilişkin yazılarının, Türk Nurcular tarafından nasıl sansür ve tahrif edildiği konusu irdelenmektedir.

12841 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:03:35:22

İsmail Beşikci

Yazarın Önceki Yazıları

Newroz 2024 Akre Üç Kitap Hazro Beyleri Simurglar Mehmet Bayrak’ın Kürt Kimliği Mücadelesi Şeyh Said Direnişi İle İlgili İki Kitap Diyarbakır Kitap Fuarı 2023 Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi Ehmedê Xanî’nin Hatırası Üzerine Abdurrahman Önen-Erdnîgarîya Kurdistanê Kürtler ve Güller Cilt 3 ‘49’lar’, ‘55’ler’, ‘23’ler’ … 'Yaşamın Kıyısında' Behdinan, Barzan, Milli Lider Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler(II) Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler Yüzüncü Yılında Lozan Antlaşması Son Kız ‘Deniz’in Ütopyası’ Üzerine Rudaw TV Stockholm Kürd Sürgün Müzesi Üzerine Düşünceler Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan II Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan Diaspora Kürdleri Mele Mıstefa Barzani Ulusal Müzesi Rovîyê Xasûk Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi III Kendi Kendini Yönetme Hakkı ‘Ayrılıkçı Yazılar’ Peywend Yayınları Duhok Üniversitesi’nin 30. Yılı Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne II Kürtçülük Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne Kürd Aydınları II Bedirhan Epözdemir’in Anıları Seyidlik-Şeriflik Kürdizade Ahmed Ramiz Medreseler-Üniversiteler Medya Kitabevi Birleşmiş Milletler ve Kürdler Mülteci Yaşamlar Öncü Bir Kürt Aydını 59 Yıl Sonra Şemdinli Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu III Ortadoğu Bir Ailenin Son 200 Yıllık Tarihi Tarih Okumaları, Kürdlerin Hikayesi Hewler’de, Soran’da ve Cambridge Koleji’nde Konferans Theodor Herzl Bize Ne Anlatıyor? Aforizmalar Son Yolcu Irkçılık Hakkında … Aydınlar Hakkında… Latife Fegan’ın Anıları Adil Yargılama/Yargılanma Mümkün mü? Kürd Aydınları İlim-Bilim Kürdçe Derslerinin Önemi Yaş 83…* Mezopotamya Uygarlığında Hakkari Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu - II Bediüzzaman’ın Hançeri Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu* Destar Kitap-Kafe Kürdistan’ın Güney'ine Seyahat Kürd Tarihinin Yazılı Ana Kaynakları Bingöl-Van Gezi İzlenimleri Göbekli Tepe Hakkında… Güvenlik Munzur Çem’in Anıları Derve Cendere II Saatin İçindeki Sır Mehmet Öncü Kitapları Zarema, Yahudi Devleti Juli’nin Sesi ‘Ateşte Doğanlar’ Kadri Hoca… Kürt Hâkim Alevilik Üzerine II ‘Aleviler ve Sosyalistler’ Kitabı Üzerine Uygur Türkleri Başkanlık Seçimleri, ABD Üniversite Raporu OFra Bengio’nun Kürd Liderlere Eleştirisi Dr. Said Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Maaş Sorunu… Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği Ama Onlar Kardeştiler… Mustafa Suphi ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ İSkan Tolun II Kürt Dil Hareketi (Harekata Zımanê Kurdî) II ‘Doğumun Ölümü’ Kürt Dil Hareketi (Hereketa Zimanê Kurdî) Kürdistan Bayrağı’nın ve KDP Binasının Yakılması Üzerine… Ermeniler, Kürdler, Azeriler Devrimci Doğu Kültür Ocakları Eylül 2020 Kürdler-Kürdistan Bir AİHM Başkanı Halepçe arşivlerinin yakılması ve KDP’ye saldırı Devran İskan Tolun Woodrow Wilson Harf Devrimi’nin Kürdler İçin Anlamı Mehmet Elbistan Kürtler, Şehir Şehirlileşme ‘Kürt Çalışmaları…’ Zini Gediği Katliamı Kürd Tarihini Kürdlerin Yazması… ‘Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ II ’Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ Değinmeler-2 Irkçılık Üzerine Seyid Ahmed Cebari Şengal, Afrin Mustafa Selîmî Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu Orhan Kotan’ın Şiiri Leylan - II Kürt Meselesiyle İlgili Bir Projen Var mı? Leylan Xwebûn Orta Karadeniz’de Etnisite İlişkileri Alevilik Üzerine… Güvenli Bölge Duvarımızı Yapamadık… Doktor Said Alevilik ve Tarihi Bitlis ve Ahalisi 1916 Kürd Tehciri Bir Diplomatın Anıları Xızır Nasıl Ali Oldu? Kürd Tarihi Üzerine Gözlemler Adıyla Çağırmak Kürdistan’ın Güneyinde Soykırım Kürdlerin Tarihi Milliyetçilik Üzerine Hong Kong, Kürdistan ‘Kürtlerle Türkler’ Ortadoğu’da Devletlerin Kurulması Abdurrahman Qassemlu’nun Katledilmesinin 30. Yıldönümü Üniversitenin Bilim Anlayışında Temel Sorunlar Cumhuriyet, 19 Mayıs 2019 'Özgürlük İçin Sanat' Helsinki’de Sosyal Forum Teknoloji, Bilim, Eğitim Milletler Cemiyeti Döneminde Kürdler/Kürdistan Hewler - Duhok - Zaho Bir Tartışma Üzerine… Dönemin Romanları Eleştirilerin İzinde Rêya Heqîyê (Alevilik) ABD Ziyareti - IV ABD Ziyareti - III ABD Ziyareti - II ABD Ziyareti - I Berlin’de Dersim 37-38 Paneli Başur’da Siyaset Duhok-Hewlêr Gezisi Kürdçe Yasaklarının İşlevi ‘Aleviliğin Doğuşu’ II ‘Kimliksiz Çığlıklar’ Türkiye’de Adalet Arayışları 'Aleviliğin Doğuşu' Kürdlere Soykırım… Moskova’da Kürd Konferansı Cevat Geray’a Sevgi… Bilim Ahlakı Mahallenin Arkadaşları Selahattin Demirtaş’ın Şarkısı Canip Yıldırım Kütüphanesi Devşirmeler ve Devletsizler Dağ Kavmi - II Adaylar… Dağ Kavmi -I Geleceğini Belirleme Hakkı ve Kürdler Farhad Daftary, Şiilik Alevilik Şiizm ‘Türklük Sözleşmesi’ Timure Halil Hakkında … Düşmanlarını Sevindiren Bir Halk… Celal Talabani... Kürdler Zoru Başardı… Bağımsızlık... Güvenlik... Domino Etkisi Referandum-Bağımsızlık Tartışmaları Danimarka Seyahati Sekesûr’da Kürd-Alevi Soykırımı İnsanlık Araştırmaları Merkezi Fahriye Adsay’ın Eleştirileri Üzerine… Bir Kürd... İki Kürd... Üç Kürd Yezda... Ermeniler, Kürdler… Yeni Bir KDP Kurma Çalışmaları Hasta Adam Avustralya Gezisi Hayatımdan Kesitler Birey Toplum İlişkileri Peşmergelik Yüce Bir Değerdir Kaderine Küsmek Kürd Halkının, Kürdistan’ın Başı Sağolsun… Kürdistan’ın Hayırlı Evladı Doktor Said Suriyeli Mülteciler Parlamento Milli Düşünce Sempozyumu Desmond Fernandes Kürtlerin Bulunduğu Ülkeler Bölünemez!... Kürtler Ne İstiyor? Eşkiya 28 Devlet Bağımsız Kürdistan’ı Tanımayacak... Devlet, İslam, Kürdler ve Darbe Pencinarîler II Pencinarîler I Azim... 'Afrika Edebiyatı' Üzerine… Yaresan (Ehl-i Hak) Rêya Heqîyê, Ezdan Zağros’un Ötesine… Süleymaniye Merkez Güvenlik Karargahı 'Peçar Tenkil Harekatı/1927' Üzerine Birkaç Söz İttifaklar Mahmut Yeşil’e Sevgi… Tunceli Kanunu, Getirdiği Esaslar ve Devletin Asimilasyon Planları Yakındoğu’nun İmhası ve Pontus Sorunu Keşiş’in Torunları Dersimli Ermeniler Anlıyorum Ama Konuşamıyorum 1128 Akademisyen Yaşar Kaya Alevilik... Elveda Güzel Vatanım Alevilerin Kitabı Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan III Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan II Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan (I) Komkurd-An Nelson Mandela - Aziz Sancar Barış, Yüzleşme, Müzakere İBV Hewler Temsilciliği 558. Oturma Şengal’i Ziyaret Şengal TBMM Kürdlerde/Kürdistan’da Ana Sorun Özyönetim Üzerine... Norveç Seyahati Alaine Tuoraine’e Eleştiri Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Yönetim Zaafları Güneşin Krallığı Keyakisar Barzani bir dönem daha görevde kalmalıdır Temel şart Kürdistan Ordusu! Girê Spî'nin Kurtarılması... Üniversitenin Ana Sorunu Mardin: Hüzünlü Kent Alevilik-Müslümanlık Osmanlılar ve Acemler Arasında Kürdler İslam’ın barış, huzur, adalet ve eşitlik anlayışı Kerbela’da son buldu Kürd Kültürü Neden Yağmalanıyor? Kürd Êzidîlerin Azizesi 'Begê' İki Olay Üzerine Düşünceler Barış ve Çözüm Süreci - III Eleştiriler Ev Jin û Mêrê bi Maskê Barış ve Çözüm Süreci - II Murat Bozlak’a sevgiler... Barış ve Çözüm Süreci… Rejim, İslamileşme, Kürdler/Kürdistan Alman Şarkiyatçı Dr. Friç Soykırımlar ve Devletsiz Halklar IŞİD’in Zuhuru Şeyh Ahmet, IŞİD Saldırıları ve Osman Baliç'in Katili Ulusların Kendi Geleceklerini Tayin Hakkı ve Kürdler/Kürdistan Bitlis Anıları, 1960’lı Yıllarda Bitlis’de Yaşam Uluslararası Bitlis Sempozyumu Barzaniler Değinmeler İfade Özgürlüğü ve ABD Türk Siyasal Kültürü Üzerine… Birleşik Krallık, Fransa, Kürdler/Kürdistan Anti-Kürd Uluslar arası Nizam Kürd/Kürdistan incelemelerinde temel soru... Ulus İnşa Sürecinde Dilin Rolü Mustafa Barzani'yi sevgiyle anıyoruz Düşün Hayatında ve Edebiyatta Kurumlaşmalar Yakındoğu’nun İmhası,1915 Ermeni Soykırımı ve Hrant Dink’in Katledilmesi Resmi İdeolojinin Temel Özelliği Roboski – Goyiler Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur Barış
x