Bir Diplomatın Anıları

Aydın Selcen 10 Mart 2010 tarihinde Hewler’e (Erbil) ayak basmıştır.  Erbil Başkonsolosu  olarak tayin edilmiştir. ‘Kürd  sorununu çözmek ‘ gibi büyük iddiaların sahibi değildir. Ama, Erbil Başkonsolosluğu döneminde, Kürdistan Başkanı Mesut Barzani’yi  Türkiye’ye getirmek, resmi bir ziyaret yaptırmak gibi bir çaba içindedir.  

İsmail Beşikci

15.09.2019, Paz | 19:32

Bir Diplomatın Anıları
Makaleyi Paylaş

Dışişleri Bakanlığı’nda, 20 yıl, çeşitli görevlerde bulunan Aydın Selcen anılarını yayımladı. Aydın Selcen, merkezde ve birçok devletdeki Türkiye büyükelçiliklerinde diplomat olarak görev yapmıştı.
Gözden Irak’ta, Hariciyeci Gözüyle Anı/Anlatı, İletişim, 2019 İstanbul, 262 s.
Bu kitapla ilgili bazı düşüncelerimi belirtmek istiyorum.
Aydın Selcen, 1992 sonunda, Nato Askeri İşler Dairesi’inde göreve başlamış. Cezayir’de, Stockholm’de görev yapmış. Merkezde, bir süre, Personel Dairesi’nde çalıştıktan sonra, Paris’de, OECD Temsilciliği’nde görev yapmış
2003’den sonra Bağdat Büyükelçiliği’nde görev yapmış 2011-2013 yılları arasında Erbil Başkonsolosu olarak çalışmış. 2013 Haziran’ın da Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevinden istifa etmiş.
Gözden Irak’ta, Hariciyeci Gözüyle Anı/Anlatı kitabının önemli bir yönü, devletin, Kürdlere, Kürd sorununa, ilişkin duygularını, düşüncelerini, tasarımlarını açık bir şekilde ortaya koymuş olmasıdır.
ABD’nin, Mart 2003’de Irak’a yaptığı silahlı müdahale, Irak’ın, Kürdlerin, Kürdistan’ın tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu müdahale sonunda, Saddam Hüseyin Rejimi yıkılmış, Baas Partisi dağıtılmış, ordu ve el Muhaberat dağıtılmış, kitle imha silahları tehdidi ortadan kaldırılmıştır. Kürdleri tehdit eden kurumların, yapıların en başta gelenleri bunlardı. Bu yapıların, bu kurumların ortadan kaldırılması Kürdlerin önünü açmıştır. Yeni Irak Anayasası (2005), bu süreçte oluşturulmuş, Kürdistan Bölgesel Yönetimi bu süreçte kurulmuştur. Kürdleri/Kürdistan’ı bir parça da olsa, özgürleştirici bu süreç devletin hiç hoşuna gitmemiştir. Aydın Selcen, bu konuda şunları yazmaktadır:
“ABD’nin Irak’a, yerleşmesinden bizim temel sıkıntımız, ‘Kuzey Irak’ (askerin Irak kuzeyi)’ deyip geçtiğimiz Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki örtük iktidarımızı yitirmiş olmaktı. ‘Bizim’ dediğim iktidar da, asker eliyle tesis edilmişti. Kuzey Irak dosyası askerindi. İstihbaratın değil, hariciyenin de değil. İstihbarat ve hariciyenin, ancak, askere endekslenmiş, asker onayına tabi etkinlik yürütmesi mümkündü.” (s. 24-25) “
“Küresel güç ABD’nin, 2003’de Saddam’ı devirip komşumuz olması, bizatihi dosyayı diplomatikleştirdi. Bizdeyse, asker, dosyayı hariciyeye bırakmak konusunda kıskanç davrandı. Zira, bu tür adres değişikliği, bir yandan Kürt meselesinin ulusal güvenlik sorunu olmaktan çıkıp siyasileştiği, diğer yandan, askerin elindeki somut güç dayanaklarından birini yitirdiği anlamına gelecekti. “Albayın karşısında esas duruşta duran aşiret lideri Barzani’nin, siyasi muhatap kabul edilemeyeceğine dair histeri nöbetlerinin temeli buydu. İşte, ‘asker askerliğini, istihbaratçı iştihbaratçılığını yaparken dışişlerine diplomatlık yaptırılmadı Kuzey Irak’ta’ dememin bir nedeni de budur.” (s.25-26)
‘Kuzey Irak’ dosyasına askerin bakması, Hariciye’nin, askeriyenin yan kurumu gibi çalışması, Hariciye’yi hiçbir zaman rahatsız etmemiştir.
Esasında, ‘askerliğin asıl ödevi diplomasiyi desteklemek olmalıdır. Bizdeyse, hariciye, askeriyenin oldu-bittilerine kılıf uydurmak, izahat üretmekle uğraşır. Önden yürümez, arkadan gelir.’ (s. 167)
Kürdistan’ın güneyi için, Dışişlerinde, ‘Kuzey Irak’, ‘Irak Kuzeyi’ ‘Kürt yönetimi’ gibi ifadeler kullanılıyordu. Halbuki, bölge, resmi olarak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi olarak adlandırıyordu. Bölgenin resmi adı buydu. Aydın Selcan, Mart 2011’de, Erbil Başkonsolosu olarak tayin edildiğinden beri Dışişleriyle her zaman bu konuyu tartışmıştır. Her zaman, bölgenin, Irak Anayasası’nda belirtilen adının kullanılması gerektiğini savunmuştur. Sadece, ‘görev gereği’ olarak kendisine bir istisna tanındığını belirtmektedir. (s. 79)
Aydın Selcen, Kürdistan Bölgesel Yönetimi açısından bir sürece daha dikkat çekmektedir. Diplomasinin, iş adamalarının, müteahhitlerin, petrolcülerin, cemaat okullarının açtığı yoldan yürüdüğünü, sonra da onlarını önünü açar olduğunu belirtmektedir. (s .67)
Aydın Selcen 10 Mart 2010 tarihinde Hewler’e (Erbil) ayak basmıştır. Erbil Başkonsolosu olarak tayin edilmiştir. ‘Kürd sorununu çözmek ‘ gibi büyük iddiaların sahibi değildir. Ama, Erbil Başkonsolosluğu döneminde, Kürdistan Başkanı Mesut Barzani’yi Türkiye’ye getirmek, resmi bir ziyaret yaptırmak gibi bir çaba içindedir. Başkonsolos Aydın Selcen, Erbil’deki görevi henüz üç ayı dolmadan bu tasarımını gerçekleştirmiştir. Başkan Barzani’nin Ankara’yı ve İstanbul’u içeren resmi bir ziyaret yapması gündeme gelmiştir. Ve, bu ziyaret gerçekleşmiştir. Mesut Barzani’nin heyetinde, Güvenlik Müsteşarı Mesrur Barzani ve danışmanı Dr. Fuad Hüseyin vardır. Tercüman Dr. Abdüsselam da heyetteydi.
Bu ziyaret kitabın ‘Barzani’ başlıklı bölümünde anlatılmaktadır (s. 69-76) Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğanla görüşme yapıldıktan sonra, İstanbul’da, Cumhurbaşkanı Abdullah Gülle görüşme yapılacaktır.
“Mesut Barzani’nin heyetiyle birlikte, Ankara’da mümkün olduğunca fazla sayıda üst düzey temas yapmasının sağlamaya çalıştım. Buradan amacım, ‘aşiret reisi’ ‘terörist’ ‘bir başka Öcalan’ gibi hakir ifadelerle aşağılanan İKB liderine, kendini ilk elden tanıtma fırsatı yaratmaktı. Randevü almak için girişimde bulunduğumda, bakanlık içinde dahi kimilerinin, ‘ben hayatımda bir Kürt’ün elini sıkmadım, sakın bana getirme’ diye olumsuz tepkiler verdiğine tanıklık ettim” (s. 72)
Cumhurbaşkanı Abdullah Gülle yapılacak görüşmenin resmi bir nitelik görüntüsü vermemesi için çok büyük çaba sarfedilmiştir. Bu bakımdan görüşmenin, İstanbul’da yapılması kararlaştırılmıştır. Görüşmenin Pazar günü yapılması sağlanmıştır.
‘Tam otelden hareket etmek üzereydik bu defa bana, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü, Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu, telefon etti. Sert bir tonda konuşarak, ‘avanesi gelmesin’ dedi. ‘Beyefendi, avanesi dediğin, konuk heyette, oğlu ve istihbarat başkanı Mesrur Barzani ile Başdanışman, Dr. Fuad Hüseyin var’ diyecek oldum. ‘Ben bilmem, senin işin, söylersin, yalnız gelecek’ dedi.” (s.73)
‘Utana sıkıla bu talebi aktardım. Nerdeyse Mesut Barzani beni teselli etti. Türkiye ile ilişkilerin yeniden yoluna girmesine verdiği öneme vurgu yaptı. Derken yine telefon çaldı. Bu defa da görüşmenin Kürtçe-Türkçe değil, Arapça yapılacağı bildirildi. Artık bu talebi konuğa iletmeden, kendim, res’en karşı çıktım. Konuşmanın içeriğinin tam anlaşılması gerektiği, resmi konuklara kendi anadillerinde konuşma olanağı tanınmasının esas olduğu gibi, sıradan geçerlikleri anımsattım. Bir süre sonra hiç olmazsa bu konuda esneklik sağlandı.’ (s. 73)
‘Ancak sürprizler bununla kalmayacaktı. Otelden Huber Köşkü’ne doğru yola çıktıktan sonra yine telefon çaldı. Yine Karslıoğlu, görüşme gayrıresmi mahiyette olduğu için, kıravatsız gerçekleşeceğini söylüyordu…’ (s. 73)
Aydın Selcen, ‘Kuzey Irak’, ‘Irak kuzeyi’ ifadeleri ile ilgili olarak da şunları söylüyor: ‘Bu tür benzeri üst düzey görüşmelerin bence kayda değer bir başka çarpıcı özelliği de, Türk tarafının ısrarla ‘Kuzey Irak’ deyip, karşı tarafın Türkçe-_Kürtçe tecümanının bunu, ‘Kürdistan’ diye çevirmesi, aynı biçimde Kürt tarafının, ‘Kürdistan’ dediğinin, Kürtçe-Türkçe tercüman tarafından ‘Kuzey Irak’ diye çevrilmesiydi. Kulak duyuyor ama akıl almıyor, almak istemiyordu.’ (s.74)
Kitapta, ‘Ramazan’ başlıklı bölümde, (s. 97-99) Kürdistan’daki seküler hayat hakkında çarpıcı bilgiler verilmektedir. Bu bölümde, Kürdlerin dine karşı tutumları, bu konularla ilgili algılamaları, dinsel hayat , dikkate değer örneklerle dile getirilmektedir.
Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olarak Hewler’e gittiği bir Ramazan gününde, iftar zamanında kendisine eşlik edecek bir yetkili bulamamış.
“Yahu kimse mi oruç tutmuyor burada?” diye daha büyüyen bir hayretle sordu Neçirvan’a. Hazır bulananlardan bir ses çıkmadı. Neçirvan’ da rahat bir ifadeyle, “Bakın Ahmet Bey” dedi, sonra işaret parmağıyla Sar-ı Reş yönünü göstererek, “burada hepimizin adına orucu Kak Mesut tutar” (s.98)
Ahmet Davutoğlu iftar yemeğinden sonra, teravih namazı için de kendisine eşlik edecek bir yetkilinin olmamasını çok büyük bir hayretle izler. (s. 99)

Gözden Irak’ta kitabında, Aydın Selcen, Cezayir’le ilgili anılarını da dile getirmektedir. (s. 145-156) 1990’larda iç savaş yaşanan Cezayir’de, toplumsal ve siyasal yaşamım çeşitli boyutları hakkında dikkate değer bilgiler yer almaktadır.
İç savaş döneminde dinci çevreler iktidardadır. Bu çevreler, Ulusal kurtuluşçuları ülke dışına kaçmak zorunda bırakmışlardır.
Cezayirle ilgili olarak küçük bir not düşmek durumundayım. 6 Mart 1975’de, Cezayir’de gerçekleşen İran-Irak anlaşması kirli bir anlaşmadır. Saddam Hüseyin ve Şah Rıza Pehlevi, Bülent Ecevit’in, Türkiye’nin teşvikiyle bir araya getirilmiştir. Bu anlaşma sürecinde, Türkiye, Sovyetler Birliği, ABD gözlemcidir. Bu anlaşmayla Kürdlerin başına lanetli bir çorap geçirilmiştir.
Bu anlaşmanı yapıldığı dönemde, Cezayir Ulusal Kurtuluş Hareketi Lideri Ahmet Bin Bella (1916-2012) sürgündedir. Başbakan Huari Bumedyen’dir ( 1932-1978) Kürdler hakkında bu kirli anlaşmanın Cezayir’de yapılması, insanı kafasında şu tür düşünceler uyandırıyor. Cezayirli yöneticilerin şu şekilde düşünmesi daha gerçekçi olurdu. ‘Biz ulusal kurtuluş mücadelesi yaparak özgürlüğümüze, bağımsızlığımıza kavuştuk. Kürdlerin de bu yoldaki mücadelesi meşrudur. Bu bakımdan, bu kirli anlaşmanın, Cezayir’de yapılmasına karşıyız…’
Ama, Kürdler, Kürdistan konusunda süreç böyle çalışmıyor. Özgürlük, bağımsızlık yolunda ulusal kurtuluş mücadelesi yapmış olanlar bile, Kürdlere, Kürdistan’a karşı, Kürdleri ezen devletlerle işbirliği yapabiliyor. 1999’da Kenya’da, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinde de aynı sürecin yaşandığı bilgilerimiz dahilindedir. Halbuki, Kenya da, 1940’ların sonlarında, 1950’lerin başlarında gerçekleşen Mau Mau hareketleri sonunda bağımsızlığına kavuşmuştu. 1999’da, Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim edenler ise, Kenya Ulusal Kurtuluş Hareketi’nin lideri Jumo Kenyatta’nın (1891-1978) torunları oluyor.
Dış politikada önemli olan devletin çıkarlarıdır. Bu çok açık. Ama bu süreçte insani bir nitelik aranması da dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.
*
Aydın Selcen, devletin, dışta Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne açıldığı, içte, ‘çözüm süreci’nin yaşandığı bir dönemde görev yapmıştır. Buna rağmen ‘Kürdçü’ diye damgalanmaktan, ‘Kürdçü’ diye jurnallenmekten kurtulamamıştır. Aydın Selcen buna ‘dokunan yanar’ kuralı diyor. (Arka kapak yazısı)
Gözden Irak’ta kitabında, birçok büyükelçinin, konsolosun adı geçmektedir. İki büyükelçiyi çok yakından tanıyorum. Yalım Eralp ve Yaşar Yakış. Yaşar Yakış, ilk AKP hükümetinde, 2002-2003 arasında, Dışişleri Bakanlığı da yapmıştı. Her ikisiyle de 1958-1962 döneminde Mülkiye’de (Siyasal Bilgiler Fakültesi) beraberdik.
Devam mecburiyetinden dolayı ve öğrenci azlığından dolayı Mülkiyeliler birbirlerini çok iyi tanırlar. Hergün sınıfta, koridorlarda, merdivenlerde, kantinde, yemekhanede vs. sık sık karşılaşırlar. İçişleri Bakanlığı’ndan veya Maliye Bakanlığı’ndan burslu okuyanlar, fakülteye bitişik olan yurtta kalanlar, birbirlerini daha yakından tanır.
Taşradan gelen öğrencilerin çok büyük bir kısmı, yurtta kalırdı. Yurt sadece Mülkiyeli erkek öğrenciler içindi. Bu Mülkiye’nin 1936-1964 arasındaki 28 yıllık bir dönemiydi.
Aydın Selcen’in Gözden Irak’ta kitabındaki Gelenek bölümün okurken, 1958-1962 dönemi, Yalım Eralp, gözümün önünde bir film şeridi gibi aktı.
*
Bu yazıyı bitirirken, Aydın Selcenle ilgili küçük bir anımı dile getirmek istiyorum. 2013 Mart sonu, Nisan başında, İBV olarak Hewler’deydik. Divan Otel’de kalıyorduk.
Bir sabah, kahvaltı sırasında, masaya, güleryüzle bir kişi yaklaştı. Kendisini, ‘Erbil Başkonsolusu Aydın Selcen’ diye tanıttı. Bana, ’hoş geldiniz’ dedi. Bizle sohbet etti. Ve bizi konsolosluğa davet etti. Çok şaşırmıştım. Dışişlerinde, Mülkiye’den, sınıf arkadaşım, büyükelçi, konsolos vs. pek çok kişi vardı. Fakat, böyle bir karşılaşma olmamıştı. Emekli Büyükelçi, rahmetli Gündüz Aktan, Radikal Gazetesi’nde Kürd karşıtı yazılar yazıyordu…
Aydın Selcen’in, bu karşılaşmadan birbuçuk ay kadar sonra, Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevinden istifa ettiğini basından okumuştum.
Birkaç ay sonra, aynı otelde, yine kahvaltıda aynı masada Hüseyin Çelik’i görmüştüm. Hüseyin Çelik o zaman AKP hükümet sözcüsüydü. Bu sefer ben, Hüseyin Çelik’in oturduğu masaya giderek ‘Hoşgeldiniz Hüseyin Bey ’ dedim. Yüzüme bakmadan ve kafasını kaldırmadan, önündeki dosyayı kurcalayarak, savarcasına, hızlı bir şekilde ‘hoş bulduk, hoş bulduk…’ demişti.
Yine aynı günlerde, aynı otelde, lobide, Xoşyar Zebari’yi gördüm. Lobide bir odaya girmişti. Odanın kapısının önünde duran sekretere, yaklaşarak, kendimi tanıttım ve Xoşyar Zebari’ye selam vermek istediğimi söyledim. Xoşyar Zebari o zaman Irak Maliye Bakanı’ydı. Sekreter, ‘Bakan içeride çok önemli bir görüşme yapıyor, içeri girmek mümkün değil…’ demişti.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8510 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:27:18

İsmail Beşikci

Yazarın Önceki Yazıları

Karakoçan (Dep) ve Yayladere (Holhol) İle İlgili İki Kitap Uludere (x) Newroz 2024 Akre Üç Kitap Hazro Beyleri Simurglar Mehmet Bayrak’ın Kürt Kimliği Mücadelesi Şeyh Said Direnişi İle İlgili İki Kitap Diyarbakır Kitap Fuarı 2023 Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi Ehmedê Xanî’nin Hatırası Üzerine Abdurrahman Önen-Erdnîgarîya Kurdistanê Kürtler ve Güller Cilt 3 ‘49’lar’, ‘55’ler’, ‘23’ler’ … 'Yaşamın Kıyısında' Behdinan, Barzan, Milli Lider Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler(II) Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler Yüzüncü Yılında Lozan Antlaşması Son Kız ‘Deniz’in Ütopyası’ Üzerine Rudaw TV Stockholm Kürd Sürgün Müzesi Üzerine Düşünceler Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan II Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan Diaspora Kürdleri Mele Mıstefa Barzani Ulusal Müzesi Rovîyê Xasûk Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi III Kendi Kendini Yönetme Hakkı ‘Ayrılıkçı Yazılar’ Peywend Yayınları Duhok Üniversitesi’nin 30. Yılı Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne II Kürtçülük Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne Kürd Aydınları II Bedirhan Epözdemir’in Anıları Seyidlik-Şeriflik Kürdizade Ahmed Ramiz Medreseler-Üniversiteler Medya Kitabevi Birleşmiş Milletler ve Kürdler Mülteci Yaşamlar Öncü Bir Kürt Aydını 59 Yıl Sonra Şemdinli Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu III Ortadoğu Bir Ailenin Son 200 Yıllık Tarihi Tarih Okumaları, Kürdlerin Hikayesi Hewler’de, Soran’da ve Cambridge Koleji’nde Konferans Theodor Herzl Bize Ne Anlatıyor? Aforizmalar Son Yolcu Irkçılık Hakkında … Aydınlar Hakkında… Latife Fegan’ın Anıları Adil Yargılama/Yargılanma Mümkün mü? Kürd Aydınları İlim-Bilim Kürdçe Derslerinin Önemi Yaş 83…* Mezopotamya Uygarlığında Hakkari Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu - II Bediüzzaman’ın Hançeri Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu* Destar Kitap-Kafe Kürdistan’ın Güney'ine Seyahat Kürd Tarihinin Yazılı Ana Kaynakları Bingöl-Van Gezi İzlenimleri Göbekli Tepe Hakkında… Güvenlik Munzur Çem’in Anıları Derve Cendere II Saatin İçindeki Sır Mehmet Öncü Kitapları Zarema, Yahudi Devleti Juli’nin Sesi ‘Ateşte Doğanlar’ Kadri Hoca… Kürt Hâkim Alevilik Üzerine II ‘Aleviler ve Sosyalistler’ Kitabı Üzerine Uygur Türkleri Başkanlık Seçimleri, ABD Üniversite Raporu OFra Bengio’nun Kürd Liderlere Eleştirisi Dr. Said Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Maaş Sorunu… Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği Ama Onlar Kardeştiler… Mustafa Suphi ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ İSkan Tolun II Kürt Dil Hareketi (Harekata Zımanê Kurdî) II ‘Doğumun Ölümü’ Kürt Dil Hareketi (Hereketa Zimanê Kurdî) Kürdistan Bayrağı’nın ve KDP Binasının Yakılması Üzerine… Ermeniler, Kürdler, Azeriler Devrimci Doğu Kültür Ocakları Eylül 2020 Kürdler-Kürdistan Bir AİHM Başkanı Halepçe arşivlerinin yakılması ve KDP’ye saldırı Devran İskan Tolun Woodrow Wilson Harf Devrimi’nin Kürdler İçin Anlamı Mehmet Elbistan Kürtler, Şehir Şehirlileşme ‘Kürt Çalışmaları…’ Zini Gediği Katliamı Kürd Tarihini Kürdlerin Yazması… ‘Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ II ’Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ Değinmeler-2 Irkçılık Üzerine Seyid Ahmed Cebari Şengal, Afrin Mustafa Selîmî Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu Orhan Kotan’ın Şiiri Leylan - II Kürt Meselesiyle İlgili Bir Projen Var mı? Leylan Xwebûn Orta Karadeniz’de Etnisite İlişkileri Alevilik Üzerine… Güvenli Bölge Duvarımızı Yapamadık… Doktor Said Alevilik ve Tarihi Bitlis ve Ahalisi 1916 Kürd Tehciri Xızır Nasıl Ali Oldu? Kürd Tarihi Üzerine Gözlemler Adıyla Çağırmak Kürdistan’ın Güneyinde Soykırım Kürdlerin Tarihi Milliyetçilik Üzerine Hong Kong, Kürdistan ‘Kürtlerle Türkler’ Ortadoğu’da Devletlerin Kurulması Abdurrahman Qassemlu’nun Katledilmesinin 30. Yıldönümü Üniversitenin Bilim Anlayışında Temel Sorunlar Cumhuriyet, 19 Mayıs 2019 'Özgürlük İçin Sanat' Helsinki’de Sosyal Forum Teknoloji, Bilim, Eğitim Milletler Cemiyeti Döneminde Kürdler/Kürdistan Hewler - Duhok - Zaho Bir Tartışma Üzerine… Dönemin Romanları Eleştirilerin İzinde Rêya Heqîyê (Alevilik) ABD Ziyareti - IV ABD Ziyareti - III ABD Ziyareti - II ABD Ziyareti - I Berlin’de Dersim 37-38 Paneli Başur’da Siyaset Duhok-Hewlêr Gezisi Kürdçe Yasaklarının İşlevi ‘Aleviliğin Doğuşu’ II ‘Kimliksiz Çığlıklar’ Türkiye’de Adalet Arayışları 'Aleviliğin Doğuşu' Kürdlere Soykırım… Moskova’da Kürd Konferansı Cevat Geray’a Sevgi… Bilim Ahlakı Mahallenin Arkadaşları Selahattin Demirtaş’ın Şarkısı Canip Yıldırım Kütüphanesi Devşirmeler ve Devletsizler Dağ Kavmi - II Adaylar… Dağ Kavmi -I Geleceğini Belirleme Hakkı ve Kürdler Farhad Daftary, Şiilik Alevilik Şiizm ‘Türklük Sözleşmesi’ Timure Halil Hakkında … Düşmanlarını Sevindiren Bir Halk… Celal Talabani... Kürdler Zoru Başardı… Bağımsızlık... Güvenlik... Domino Etkisi Referandum-Bağımsızlık Tartışmaları Danimarka Seyahati Sekesûr’da Kürd-Alevi Soykırımı İnsanlık Araştırmaları Merkezi Fahriye Adsay’ın Eleştirileri Üzerine… Bir Kürd... İki Kürd... Üç Kürd Yezda... Ermeniler, Kürdler… Yeni Bir KDP Kurma Çalışmaları Hasta Adam Avustralya Gezisi Hayatımdan Kesitler Birey Toplum İlişkileri Peşmergelik Yüce Bir Değerdir Kaderine Küsmek Kürd Halkının, Kürdistan’ın Başı Sağolsun… Kürdistan’ın Hayırlı Evladı Doktor Said Suriyeli Mülteciler Parlamento Milli Düşünce Sempozyumu Desmond Fernandes Kürtlerin Bulunduğu Ülkeler Bölünemez!... Kürtler Ne İstiyor? Eşkiya 28 Devlet Bağımsız Kürdistan’ı Tanımayacak... Devlet, İslam, Kürdler ve Darbe Pencinarîler II Pencinarîler I Azim... 'Afrika Edebiyatı' Üzerine… Yaresan (Ehl-i Hak) Rêya Heqîyê, Ezdan Zağros’un Ötesine… Süleymaniye Merkez Güvenlik Karargahı 'Peçar Tenkil Harekatı/1927' Üzerine Birkaç Söz İttifaklar Mahmut Yeşil’e Sevgi… Tunceli Kanunu, Getirdiği Esaslar ve Devletin Asimilasyon Planları Yakındoğu’nun İmhası ve Pontus Sorunu Keşiş’in Torunları Dersimli Ermeniler Anlıyorum Ama Konuşamıyorum 1128 Akademisyen Yaşar Kaya Alevilik... Elveda Güzel Vatanım Alevilerin Kitabı Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan III Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan II Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan (I) Komkurd-An Nelson Mandela - Aziz Sancar Barış, Yüzleşme, Müzakere İBV Hewler Temsilciliği 558. Oturma Şengal’i Ziyaret Şengal TBMM Kürdlerde/Kürdistan’da Ana Sorun Özyönetim Üzerine... Norveç Seyahati Alaine Tuoraine’e Eleştiri Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Yönetim Zaafları Güneşin Krallığı Keyakisar Barzani bir dönem daha görevde kalmalıdır Temel şart Kürdistan Ordusu! Girê Spî'nin Kurtarılması... Üniversitenin Ana Sorunu Mardin: Hüzünlü Kent Alevilik-Müslümanlık Osmanlılar ve Acemler Arasında Kürdler İslam’ın barış, huzur, adalet ve eşitlik anlayışı Kerbela’da son buldu Kürd Kültürü Neden Yağmalanıyor? Kürd Êzidîlerin Azizesi 'Begê' İki Olay Üzerine Düşünceler Barış ve Çözüm Süreci - III Eleştiriler Ev Jin û Mêrê bi Maskê Barış ve Çözüm Süreci - II Murat Bozlak’a sevgiler... Barış ve Çözüm Süreci… Rejim, İslamileşme, Kürdler/Kürdistan Alman Şarkiyatçı Dr. Friç Soykırımlar ve Devletsiz Halklar IŞİD’in Zuhuru Şeyh Ahmet, IŞİD Saldırıları ve Osman Baliç'in Katili Ulusların Kendi Geleceklerini Tayin Hakkı ve Kürdler/Kürdistan Bitlis Anıları, 1960’lı Yıllarda Bitlis’de Yaşam Uluslararası Bitlis Sempozyumu Barzaniler Değinmeler İfade Özgürlüğü ve ABD Türk Siyasal Kültürü Üzerine… Birleşik Krallık, Fransa, Kürdler/Kürdistan Anti-Kürd Uluslar arası Nizam Kürd/Kürdistan incelemelerinde temel soru... Ulus İnşa Sürecinde Dilin Rolü Mustafa Barzani'yi sevgiyle anıyoruz Düşün Hayatında ve Edebiyatta Kurumlaşmalar Yakındoğu’nun İmhası,1915 Ermeni Soykırımı ve Hrant Dink’in Katledilmesi Resmi İdeolojinin Temel Özelliği Roboski – Goyiler Türk-İslam Sentezi ve Kürd Sorunu Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur Barış
x