Geçmişimiz Geleceğimizin Aynasıdır ve Olmalıdır Derlerya?
Hüseyin Akıncı
13.01.2014, Pts | 07:03
\"Nerinaazad.com yazarlarından Hüseyin Akıncı\'nın 1 Temmuz 2012\'de TAKA TUKA başlığıyla yayınlanan Makalesi\"
Kürtlerin bir bölümü, yine her zamanki gibi işin düzeysel yönüyle uğraşıp duruyorlar. vay efendım ‘’Tayip Erdoğan’ın bu sorunu çözeceğine inanıyorum’’ diyen Sayın Leyle Zana’ya, vay efendim ‘’nasıl oluyor da Başbakanla görüşüyorsun’’ tantanlarına başladılar. Hızını almayan sanal alemin sanal kahramanların bir çoğu ise, bildik felaket senaryolarıyla Leyla Zana gibi birikimli bir siyasi öncüyü Sayın Mesut Barzani’nin piyonu yapmaya başladılar bile. Gerçi yağan yağmurla oluşan sel suyundan bile Barzani ailesini sorumlu tutmak bugünle şekillenen bir algı meselesi değil elbet. Bu algılamayı beyinlere yerleştiren yılların emek harcanmışlığı vardır kuşkusuz.
Peki, PKK ya da BDP bu devletin başbakanı olan Tayib Erdoğanla bu sorun çözülmez mi diyorlar? Demediklerini düşünüyorum, çünkü bir devletin istihbarat güçleriyle müzakereye oturanlar o devletin Başbakanından yana bir beklenti içinde olmadıklarını söylemek güç. Kaldı ki her açıklamaların içeriğinde görüşmelerden yana tavır takındıkları da biliniyor. Peki bu kadar fırtınalar koparmanın alemi ne o zaman? Sayın Leyla Zana’nın bir çok Kürdün hissiyatına tercüman olduğu bazı söylemleri tartışmaya açtığından midir? Oluk oluk gerilla ve askerlerin kanı akarken, bayrakla sorunumuz yok, sınırlarla sorunumuz yok, Türkçenin devletin resmi dili olmasıyla sorunumuz yok ve bu yokları her Alah’ın günü televizyon kanallarında bozuk plak gibi tekrarlayanlara ne diyeceğiz o zaman? Değil sadece sayın Leyla Zana, bir çok Kürdüm beyin hücrelerinde bu soruya cevap aramak yok mu dersiniz?
Nedir söyledikleri Leyla Zana’nın? Bence PKK bugün şunu böyle anlamalı: Bağımsız Kürdistan için o zaman ölenleri anlıyorum. Ama 1999’dan itibaren strateji değiştiyse Bağımsız Birleşik Kürdistan yerini, haklı talepleri elde ederek tamamen birlikte yaşama stratejisine bıraktıysa ve amaç yerel yönetimin güçlenmesi, demokratikleşme ise bu gençlerin ölmesini artık vicdan kabul etmez. ‘’PKK da ona göre bu süreci yeniden değerlendirsin’’ demiş sayın Leyle Zana. Peki her iki Kürdün bir araya geldiğinde bu söylenenler konuşulmuyor mu zannediyorsunuz? Resmi olmayan platformlarda çok ama çok konuşulduğu biliniyor. Dolayısıyla Leyla Zana’nın tek suçu bilinen kariyeriyle tartışılması gerekeni tartışma platformlara havale edişidir sadece. Peki Kürtler bundan zararlı mı çıkacak? Bin bir kere hayır tam aksine kazanç elde edecekler.
Zira çağın gerekleri ve özelikle bugünün iletişim çağında, şunu bunu örtmeler bir işe yaramaktan ziyade ayak bağı olduğu ve olacağı biliniyor. Ama her nedense beyinsel varlığımız gelişe bilecek olanları belirleyip yol ve yöntemler üzerinde etkileyici rol oynamaktan daha çok, kapıyı çalıp ben geldim diye bilen gelişmeler olduktan sonra ben varım diye biliyor; tabi geleni karşıt görme bir karşılamayla… Ve ne yazik ki kapıyı çalıp içeri girenin profiline bakılmak sizin anlına benden değilsin al benden sana ihanet ödülü denilecek bir şekilde. Bundan dolayı değil midir Kürt özgürlük duvarında asılı posterlerin çok ama çok ucuz bir şekilde sağa sola savurmasına neden olan.
Ortadoğu’da baş gösteren siyasal depremin fay hatları, aynı zamanda kürt özgürlük mücadelesine bir çok verilerler sunduğu böylesi bir ortama da bedel ödemişlikleri sadece kendi varlığıyla tapollaştırma gayretleri ne sayın Leyla Zana’ya ne de Leyla Zana’yı karşıt cepheye sürgüne göndermeye hazırlananlara zerre kadar bir ön katkı sağlayamayacağı artık kavranmalıdır. Elbette ki, Türkiye’deki Kürtlerin en dinamik gücü PKK ve BDP dir, bu dinamik güce kavuşmanın dualarla ve sihirli değneklerle olmadığı bilinmiyor mu? Her ailenin payına düşen bir can, her aydının payına düşen işkence ve zindan yılları, her çocuğun payına düşen tecavüzler, her köylünün payına düşen köyünün yakılma sahneleri, yani sözün kısası Kürt toplumu olarak her kesim ve katmanın payına düşeni vermekle ödenen bir bedel var ortada. Bedel ödemiş Leyla Zana gibi bir siyasal öncünün kendi ödemiş bedelin muhasebesini yapmak niye birilerini kızdırıyor anlamış değilim doğrusu! Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
7216 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:48:55