Dünyanın Tamamlanmamış En Büyük Devrimi!

Kürdistan uluslararası sömürge bir yapıya sahip olduğundan, herkes söz hakkına sahiptir. Kürdistan devriminin büyüklüğü ve önemli olması bir devletin, bir ulusun iç sorunu değil, uluslararası bir sorun olması, ona enternasyonal bir karakter vermiştir.

Esma Akbalık

22.04.2017, Cts | 11:47

Dünyanın Tamamlanmamış En Büyük Devrimi!
Makaleyi Paylaş

Devrimler toplumları ileri taşıyan sosyal patlamalardır. Toplumsal çelişkilerin yoğunlaştığı, iktidar sahiplerinin geleneksel tarzda hakimiyetini sürdüremediği, ezilenlerin esareti kabul etmediği, itirazların kabarışa geçtiği bir süreçtir. Bu durumda kendi kaderinin sahibi olmak isteyen ezilen sınıf, tabaka ve uluslar kurtuluş hamlesi başlatırlar.

Devrim, çelişkileri çözmek için siyasetin silahlarla devamıdır. Devrim, örgütlü kitlelerin hareketidir. Devrim, aşağıdan yukarıya doğru başkaldırıdır. Devrim kendiliğinden olmaz, devrim bir macera değildir, bilinçli, planlı ve programlı örgütlülüktür.

Kim devrim ister veya kim devrim yapar? Mevcut sistem içinde en çok ezilen, hiçbir hakkı çıkarı olmayan, hakim güçler tarafından sömürülen, horlanan sınıf ve tabakalar, devrim ister. Mevcut yapıyı değiştirme savaşı verir, işte bu eski yapıyı değiştirme eylemi devrimdir.

Dünyada, emeryal sistem en son aşamasını yaşamaktadır. Çağımızın modern sınıfı proletarya, emek –sermaye çelişkisinin keskin olmadığı, konjonktürel olarak, pasif bir aşamadan geçiyor. Ulusal kurtuluş savaşlarıda nerdeyse bir sona gelmiştir. Evrensel olarak bir karmaşa yaşanmaktadır, ancak bu karmaşıklığın yoğun olarak yaşandığı alan ise Orta-Doğu’dur.

Dünya’nın en büyük vatansız ve devletsiz milleti Kürdler, kendi ulusal kaderini tayin etme hakkını elde etmek için bir asırdır savaşmaktadır. Dünyanın çekim merkezi rolünü oynayan Kürdistan’da dünya devletlerinin, askeri-politik gücü mevcuttur. Kürdistan’ı bu kadar önemli kılan nedir ?

Kürdistan uluslararası sömürge bir yapıya sahip olduğundan, herkes söz hakkına sahiptir. Kürdistan devriminin büyüklüğü ve önemli olması bir devletin, bir ulusun iç sorunu değil, uluslararası bir sorun olması, ona enternasyonal bir karakter vermiştir.

Kürdistan’ın dört-parçasında, kesintisiz süren bir kurtuluş savaşı verilmektedir. İran, Irak, Suriye ve Türkiye, sömürgeci devletleri, uluslararası emperyal güçlerle birlikte, Kürdleri imha, inkar politikaları uygulayarak, bu cennet vatanı cehenneme çevirdiler.

Büyük zulümlere, işkence ve ölümlere mahkum edilen bu halk bir türlü, milli bilinç ve birlikle kendi iradesini temsil edemedi, çünkü uluslararsı dev güçler buna müsade etmedi. Kürdler ise hep savaştı, yenildi, direndi, yine yenildi ama asla teslim olmadı. Büyük mücadele tarihinden çıkarılan önemli dersler olduğu kesindir.

Şu bir gerçek, ezen ulus millet olarak imtiyazlıdır. Iran, Irak, Suriye ve Türkiye’de Kürdler şiddetli bir zulümle karşı karşıyadır, bunun en ağır bedelini ödeyen ise kadınlarımızdır. en çok ezilenler en çok devrime ihtiyaç duyan kesimdir, bu vahşet ortamından kurtulmak için radikal değişimin motor gücünü ise kadınlar oluşturmaktadır.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye halkı gayet sakin kendi efendilerinin himayesinde yaşamaktadır. Hak arama mücadelelerini görmüyoruz, demek ki devrim ve değişime ihtiyaçları yok. Sömürgeci devletlerinin yanında saf tutarak, Kürdlere karşı düşmanlık yapmaktadır.

Kürdlerin IŞİD İslam faşistlerine karşı savaşı, kahramanlıkları dünyanın gündemini değiştirdi. Gökten inen bu yabancıları yeni keşfeden dünya emperyalist güçleri, büyük ittifaklar yapmak zorunda kaldı. Dün düşman olan bu güçler neden böylesine değiştiler? Asıl değişen onlar değil Kürdlerdir. Neden ? Çünkü Kürdler artık kendisi olmak için iradesini ortaya koymuştur.

Kürdistan devriminin sönmeyen büyüyen ateşi onları farklı politikalar izlemeye zorladı. Tarihlerinde hep yalnız kalan kürdler, daha bilinçli ve kararlı politikalar yürütmektedir. Herşey silah zoruyla çözülmüyor, uzun vadeli stratejik hedefler diplomatik faaliyetler başarıyı yakalamada önemli kaldıraç rolü oynar.

Uluslaşma sürecini ekonomik alt yapıyı oluşturmak ve bunu daha bilinçli yönetmek, yönlendirmek, üst yapının, politik, edebiyat, felsefi, eğitimin geliştirilmesi bir toplumun en önemli görevidir. Bir toplum biçimi, modeli yaratmak tamamen bilim ve eğitimle mümkündür. Eğitimli bir toplum, biliçnli geleceğini yönlendiren, çağdaşlaşmada hızla ilerleyen bireyler topluluğudur. Birey olmak önemlidir, nasıl yaşamak istediğine karar verme iradesini ortaya koymaktır. Bu aşamaya gelmek için kültür çok önemlidir. Kültür, kendi toplumsal değerlerinden aldığın, bilgi birikimi, eğitimle bütünleştirmek, aydınlaşmada önemli sıçramalar yapar.

Kürdistan’ın doğum sancıları çok şiddetli geçiyor. Çünkü içinde bulunmuş olduğu, jeopolitik durum, sosyolojik durum, içerde ve dışardaki ilişkiler ve çelişkiler çok karmaşıktır.

Orta-Doğu neden her zaman savaş alanıdır? Neden olmasın? Dünyanın en büyük milleti yok sayılmakta, imha ve inkarla bastırılmaktadır. Esareti, köleliği Kabul etmeyen Kürdler kahramanlık destanları yazdılar. Tüm sömürgeciler şunu anladı, Kürdler uslu, terbiyeli köle olmayacak. Ne pahasına olursa olsun kendi özgür iradelerini mutlaka kendileri tayin edecektir. İşte o an geldi çatı, ve dünyanın en dev güçleri kendini bu muharebenin dışında değil bizat içinde bulmaktadır. Kürdistan’ı bu cendereye zorla sıkıştıran, İngiltere ve Fransa’nın 100 yıllık politikası bu devrim karşısında iflas etmiştir

Dünya böylesi bir devrim modelini ilk defa yaşamaktadır. Yeni olan nedir? Kürdistan’ın bir parçasında kırılacak olan zincir, Orta-Doğu denklemini tersine çeviriyor. İran, Irak, Suriye ve Türkiye’nin üzerinde bulunduğu zeminin sarsılması, parçalanması kaçınılmazdır. Bu parçalardan büyük bir Kürdistan doğuyor. Ve bu topraklar kendi gerçek sahipleriyle buluşuyor.

Çağımızın tamamlanmamış en büyük devrimi gerçekleşiyor. Dünya devrimler tarihine baktığımızda hiç birinde, kadınlar ulusal bağımsızlık savaşının ön cephesinde bu denli yer almamıştır genelde cephe gerisinde destek sunmuşlardır.

Kürd Kadını kendi kaderini erkek egemenliğine teslim etmeyen bilinçle geleceğini tayin ediyor. Kürd Kadını sömürgeci işgalci güçlerden çok zulüm gördü. Kaybedecek birşeyi olmayan ama kazanacağı çok şeyi olan kadınlar, Kurulacak olan devletleşmede söz ve yetki sahibi olmanın temel taşlarını oluşturdular. Tarihte ulusal kurtuluş savaşında, Kürd kadını kadar nicelik ve nitelik bakımından savaşan başka bir model yoktur Kürdler bu yönüyle çok büyük bir mesafe katletmiştir. Kadınlar olmadan devrim olmaz diyenler bunu gerçekleştiren Kürdlerden öğrenecektir.

Dikkat edin Kürdlerin zulüm gördüğü ülkelerde, istikrar, güven, huzur, refah yoktur. Bu ülkelerde anti-demokratik rejimle insanlar bastırılmaktadır, korku imparatorlukları, ırkçı şöven politikarla halkı kürdlere karşı savaşa seferber etmektedir..

Kürdistan Milli devrimi aynı zamanda demokratik devrimini gerçekleştirerek, ulusallaşma ve devletleşme sürecini başarıyla taçlandıracaktır.

Tüm Kürdler büyük bir milli morale Güney Kürdistan’a Bağımsızlık Referandumuyla, iradelerine sahip çıkacaktır. Ulusal birlik ruhuyla onurlu yaşamın geleceğini teminat altına alacaktır. Bir ulus doğuyor, bu ulus Türk, Arap, Pers değil. Kürd olarak doğuyor. Bundan sonra Kürdistan’ın Kürdu olacak, ve kendi tarihini kendileri yazacaktır, kendi milli sembollerine, sahip çıkacaktır. Sömürgeci kültürden hızla arınmalıdır. Bu topraklarda sömürgecilere ait tüm kalıntıları söküp atmalıdır.

Eğitim ve bilimin hızla ilerlemesi temel görev olmalıdır. Okuma-yazma oranı yüzde/yüz olmalıdır. Toplumu demokratik bir ortamda, herkese eşit hak ve özgürlükler garanti altına alınmalıdır. Ulusal kültür, geliştirilmelidir, özellikle tarihsel hafıza canlı tutulmalıdır, dil, edebiyat, tiyatro, kültürel alanda büyük çalışmalar yapılmalıdır. Ekonomik olarak üretimi plan ve programlayarak güçlü alt yapı oluşturulmalıdır. Tarım, hayvancılık, sanayi vs. vs. geliştirilmelidir.

Toplumu dinamik ve moralli tutmak önemli bir faktördür. Bu halk çok büyük acılar, felaketler yaşadı, yıllarca, belli bölgelerde, müzik dinlenmedi, düğünler yapılmadı, insanlar karalar giydi yas tuttu Enfal gibi felaketler unutulur gibi değil.

Oysa Kürdler hareketli bir toplumdur, müzik sever, oynamayı sever, yaşamı güzelleştirir, bu nedenden dolayı, bu halk yaşayamadıklarını en fazlasıyla, hak ediyor. Büyük kültürel etkinliklere önem verilmelidir, bu ruhsal birliği morali pekiştirir. Dünya’da herşey kötü değil, özgür ve mutlu olmak imkansız değildir. Demokratik, anayasal hukuk sistemi oluşturmak, tüm bireylerin temel yaşam haklarını garanti altına almak temel görevdir.

Kürdler yeni tip bir ulusal devletle kendi çağdaş toplumunu yaratacaktır. Kürdistan’ın Bağımsızlığına karşı çıkan ancak hain olabilir. Şayet ezilen sömürge uluslarda milliyetçilik olmazsa, vatanseverlik olamaz, milliyetçilik yapılmadan millet olunmaz, milli kurtuluş davası başarıya gitmez. « Kürdler milliyetçilik yapıyor tehlikelidir » diyen sosyal şovenistler, ezen ulusun işgal ve ilhakını desteklemektedir; ezen ulus gücüne tapmakta ve ırkçılık yapmaktadır, asıl tehlikede budur. Ezilen ulus milliyetçiliğine karşı çıkanlar, sömürgeci ve işgalci yapıyı savunmaktadır

Eğemenlerin himayesinde yaşamak; sömürgeci statünün devamını, Kürdlerin köleliğini savunmaktır. Özgürlüğe bu kadar yaklaşmışken hiçbir güç bu gelişmenin önünde duramaz. Ulusal değerlere sahip çıkarak, dil, kültür, tarih, topak sevgisinin daha bilinçli sahiplenmek, milli bilincin yükselerek uluslaşma ve devletleşmede önemli mevziler yakaladığını göstermektedir.

2005’te Güney Kürdistan Federal Devleti kurulduğunda, önünü göremiyordu, el yordamıyla ilerliyordu. Hiç bir devlet yönetme tecrübesi olmayan Kürdler, gelinen aşamada kendi ekonomilerini oluşturmakta, akademisyenlerini yetiştirmektedir. En önemlisi, kendi toprakları üzerinde özgürce kendi anadilinde, eğitim, öğrenim yapmaktadır, Kürdistan bayrağının dalgalandığı, özgürlük rüzgarının estiği, ulusal ordulaşmaya doğru ivme kazanan Peşmerge güçleri, bu ülkenin ve milletin güvenliğini korumakta ve insanlar kendini güvende hissetmektedir. Ekonomiyi kalkındırmanın temel dinamiği, insanın güvende olmasıdır. İstikrar bir toplumda, kendine olan güveni geliştirir. Bilinçli bireyler topluluğu yaratmak kültürlü eğitimli, bilinçli insan yetiştirmekten geçer.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
9799 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:41:17
x