Düşmanları ile barışık, Kürtlere 'düşman' örgütler...

[*]Evet, düşmanları ile barışık...
Bir parçanın kendine “arka bahçe” veya “arka cephe” dediği yerler genellikle sömürgeci diğer devletin cirit attığı yerlerdir. Güney Kürdistan kurtulmuş olsada tablo hala fazlasıyla değişmiş değildir.
Evet, arka cephe sömürgeci devlet düşmanlarımızla barışığız. Onlarla görüşüyor örgüt ve partiler. Ama aynı sömürgeci devletin Kürdistani partileriyle görüşmüyorlar. Birbirine düşmandırlar.
Ya ne uğruna?
Bana sorarsanız bir hiç uğruna...
KCK, İran ve Suriye, Irak ile barışık ve onlarla görüşüyor. Goran özellikle KDP karşıtlığı ve Kürdistan devletine karşı olduğu için ve birde İran ve Irakla flört yaşadığı için KCK bununlada içli dışlıdır.
Goran adı değişim olsada iktidardan pay almak istiyor, kendi çıkarları için Kürdistan’ın ayrılması ve devletleşmesine karşıdır. Onun sırtını sıvazlayanlar var. Aynı Goran’ın Doğu Kürdistani partilerle ilişkileri pek iyi değil. İran’dan dolayı.

[*]Kürtlere düşman örgütler..
Aslında başka parça veya aynı parçadaki Kürdistani partilere düşman kesilip düşmanla barışık olmak bir modadır neredeyse. Tozu dumandan ve fırtınadan bazılarının gözü bunu görmüyor. Kafalar adeta bir başka çalışıyor.

Bu durumdaki çoğu parti ve örgütleri; kendi kendine, Kürtlere düşman olarak değerlendiriyorum.
Goran KDP’ye düşman. Bağımsızlık isteyen Kürtlerin çoğunluğuna karşıdır. Lafta bağımsızlık deselerde kitleyi ürkütmemek içindir.
Asıl şimdi İran ve Irak’la barışıktır. KDP’yi bunlara karşı topun ağzına sürüyorlar.
KDP’de Kürdistani amaçları yanında bu Goran’a düşmandır.
KCK İran ile görüşür -istihbarat düzeyinde- ama Doğu Kürdistani partilerle ilişkileri eskiden beri yoktur ve bu gidişle zor olur. Birbirlerine sanki düşmandırlar...

[*]KCK KDP’ye düşman, KDP KCK’ye düşmandır...

KCK İran, Suriye ve Irak ile barışık olurken ve KDP ve Barzani’nin adeta herşeyine karşı çıkarken, KDP ve Barzanileri “hain ve gayrı meşru” ilan ederken aynı açıklamaları Irak, Suriye ve İran a karşı yapamamaktadır. Onlarla barışıktır.

KDP ve Kürdistan federasyonu hükümeti TC ile barışıktır. KCK‘ye düşmandır. KDP, Irak ile ilişiklerini ayırmak yolundadır, İran ve Esad’lı Suriye ile arası iyi değildir. Bunlara yakın durmaz. TC’ye yakınlığı ise aşırıya kaçmaktadır.
Düşman kardeşlerin hikayesidir bizimki.
KCK, kimi noktalarda haklı olarak KDP ve Kürdistan hükümetinin TC ile ile ilişkilerini tartışabilir. Ama bunu tutarlı olmak adına yapmamaktadır. KCK, kendisi de Türkiye ile “ortak vatan”, “demokratik cumhuiyet”, yerel-demokrasi ve “özyönetim ile açık hiç bir statü istememekle bu konuda bence KDP’den daha ileri TC ile ilişki aramaktadır. Entegeasyon aramaktadır. Misaki-millicidir. Sınır ve bayrakla, devlet ve iktidar ile bir sorunu yoktur. Bu açıdan yaklaşılırsa KDP’nin veya Kürdistan federasyonu hükümeti ve başkanının Türkiye ile ilişkileri daha seviyelidir.
KCK, TC’den gaspedilen Kürdistan haklarını geri isteyebilir. Ordunun bile tarafsız kalması noktasına gelinmiş ve ağırlıklı sömürgecilik değilde AKP hedef yapılıyorsa Kemalizmi onaylama değilde nedir bu?
HDP son kongresindeki foto ve sloganlar, görüşler KCK ile aynıdır. Demokratik cumhuriyet ve diğerlerine bir bakınız...
Öte yandan savaşı ne için yürütüyorsun? Yerel demokrasi için mi? Kürdistanın egemenlik haklarını ve temel haklarını içermeyen ve savunmayan hiç bir savaş bana göre anlamlı değildir ve olmazda...
Kürdistan federasyonu ise işgal altındaki diğer topraklarının büyük çoğunluğunu kurtardı, petrolün önemli bir kesimini haklı olarak eline aldı. Federasyondan öte hakları fiilen kazanmıştır. Irak ile ilişkilerini yeniden ve devletleşme, bağımsızlaşma temelinde düzenlemek istemektedir...
Kuzeydeki mücadelenin duruşundan herkonuda Kürdistan federasyonu ilerdedir.
Bra, sen neyin kavgasını veriyorsun, Kürdistan federasyonunun kazandığı hakları ve temel kazanımları niye kötülüyorsun? Onları hala Türklerin kafası ile aşiret ağası ve aşiret çıkarları olarak niye değerlendiriyorsun?

PYD ile Kürdistan federasyonu ve KDP anlaşır. İyi anlaşmalar imzaladılar. KCK fiiliyata geçmesinin önüne geçti. Yine bence anlaşmalarının koşulları vardır. Hemde birbirlerine ihtiyaçları vardır. PYD, Suriye ve KCK’nin tutumundan dolayı KDP ve Kürdistan federasyonu ile yakınlaşma içine girmekten kaçınıyor. Kaldı ki PYD ve Kürdistan federasyonu dış müttefikler konusunda yakınlaşmıştır. Bu da anlaşmaları için uygun bir zemindir. PYD, bazı Suriye muhaliflerine barışık olduğu kadar ENSK’ye de barışık olsun, siyasal çalışmalarına ortam sunsun, bir çok sorun zamanla aşılır.

[*]Sömürgeci devletlerle barışık ol, Kürt barışını lafta iste...

Sahi siz nesiniz?
Sömürgeci devletlerle barışık olmak ve barış dilencisi olmanıza rağmen Kürt barışını neden öne almıyorsunuz?

Kardeşi kardeşine düşman oldu mu, acaba egemeniyle nasıl barış kurar?
Birbirine düşman kardeşler başkalarıyla seviyeli barış ve ilişki kuramazlar. En fazla o devletin egemen tezlerine katlırlar.
“Bana katılırsan ve benim gibi düşünür ve yaşarsan barışırım” demek, demokrasiye bile inanmamaktır. Demokrat olmayanların ve birbirine saygılı davranmayanların barışı olmaz tabii ki...
Farklılığınıza tahammül edemiyorsunuz, ama düşmanın egemen tezlerine, birliğine, devletine, bütünlüğüne, “ortak vatan”ına tahammül ediyorsunuz... Üstelik savunuyorsunuz.
Kürdün faklı yanlarına farklı yaşam biçimlerine niye tahammül edemiyoruz?
Yolunuzu şaşırmışsınız.
Bu Kürt partileri ve örgütlerinin bazıları çok şımarık. Aslında kendileri aşiret kafasındalar. En iyisi benim demek de ne oluyor?
Yarışolsun ama alçak gönüllü ol, bu ülkeye ve halka hizmet et, seni gören görür..
Her önünüze geleni niye karalıyorsunuz...
İyi olmanı istemem, “sende benim gibi kara ol” u neden söyletiyorsunuz?
Düşmanlarınızı kendinize niye güldürüyorsunuz.

[*]Kürde karşı çok ciddisiniz....

Kürde taviz vermezsiniz. Çok kararlı ve ciddisiniz.
Düşmanınız sizi biraz okşadımı, kırk takla atmaya hazır hale gelirsiniz...
Sömürgecinize dönüp diyorsunuz ki, “biz çok adım attık, çok taviz verdik, hele bir adımda siz atınız ki”, “biz kırk adım daha atalım...
Aynısını neden Kürde demiyorsunuz...
Aslında ciddiyetiniz çok tartışmalık ve komiktir...

[*]İki şeyde birleşelim:

1- Kürdistan federasyonun kazandıklarına sahip çıkalım ve bağımsızlaşmasını teşvik edelim ve yanında olalım. Bunun için çalışalım.

2-Rojava- Batı Kürdistan’ın federal bir statüye kavuşması için yanında olalım ve Cenevre de açık federasyon statüsü yanlısı savunma için de bulunmalarını destekleyelim, yanlarında olalım.
Batı Kürdistan’ın kazanımlarının resmi bir statüye kavuşması için her tür destek ve dayanışmayı sunalım.
Hangi görüş ve politika sahibi olursak olalım ama bu iki şeyde mutlaka birleşmeliyiz...
Kazanılanlar elde gitmesin, direnişle kazandıklarımızı masalarda kaybetmeyelim ve güvenceye alalım.
Bunun yanın da:

3- Kuzey Kürdistan rotasını şaşırmıştır. Kafalar karışıktır. Savaşın amacı bile belli değildir. Kısa sürede bir şey çıkacağına pek ihtimal vermiyorum.
Toparlanmaya ihtiyaç vardır...
Kürdistani cepheye dayalı yeni bir direniş olursa ve Kürtlerin önemli çoğunluğu buna katılırsa işler çabucak değişir...
(İlk iki madde güvenceye alınır ve gerçekleşirse Kuzeye yeni kapıların açılması kaçınılmazdır. TC, bundan dolayı sınırlarla bitişik iki Kürdistan istemiyor.)

4-İran sömürgeciliğine karşı silahlı mücadelede dahil her türlü meşru direnişin yükselmesinin yanında olmalıyız...

Yeni mevziler ve yeni kazanımlar elde etmek için,
Kürdistan ve Kürtlere yeniden açılmak ve Kürdistani ortak cephe kurmak lazım, bu temelde TC’ye karşı direnmek şarttır...