Bir(inci) Kimlik Meselesi

Yozlaşan ya da arka plana atılan kimlikler sahipleri tarafından artık sadece gerekli durumlarda ön plana çıkarılır ve bu kimlik üzerinden herhangi bir hak talebinde bulunulacak milli şuur da yitirilmiştir. Bugün bir çok Kürdün Türkiyelileşme sloganı atmasının ve bir Türk’ten daha fazla Türkleşip Türk bayrağını elinden düşürmemesinin sebebi de keza kimlik sıralamasının değiş tokuşudur.

Dilek Azad

04.09.2016, Paz | 20:37

Bir(inci) Kimlik Meselesi
Makaleyi Paylaş

Bir coğrafyada varken yok olmak nasıl bir şey?

Bir cümlelik bir soru bin cümlelik cevap barındırıyor içinde; aşağılanmak, horlanmak, öldürülmek yozlaştırılmak… Tanıdık geldi belki! uzak değil çünkü Kürt milletine! !

Bir kimlik meselesi bu reddedilen, yok sayılan, yozlaştırılan kimlikler…

“Bireyler anne ve babasının kimlik taşıyıcılarıdır.” Bu kimlik doğduğu andan itibaren içinde bulunduğu aile fertlerinin, akran guruplarının ve toplum içerisinde bir inşa sürecine girer. Son aşama olan toplumsallaşma sürecine giren çocuk o aşamaya gelene kadar belirli yapı taşlarını merkezi kimlik sistemine oturtmuştur.

Bu aşamaya kadar bir sorun yoktur fakat toplumsallaşma aşamasına giren Kürtler bu aşamadan itibaren taşıdığı kimlikle kabul görülmemekte, zorunlu bir asimile edilme politikasına tabi tutulmaktadır. İçinde bulunduğu sistemin potası içinde eritilir ve tek tipleştirilir. İçinde doğup büyüdüğü kendi topraklarında paryalaşır. Kendine, kültürüne, diline yabancılaşır.

Bu yabancılaşmanın sonunda sistemin görmek istediği birey sistemle birlikte kendi personasını takınır. Personasını takınan bu bireyler artık dilinden, kültüründen, milli şuurdan yoksun hale gelmiştir ve sistemin görmek istediği kitleler gurubuna dahil olmuştur.

Bu gün sistemli bir şekilde Kürtlerin daha fazla kendi kendine yabancılaştığını görmekteyiz. Kürtlerin çoğunluğu bu gün kendi dilini konuşmayı gereksiz görmektedir çünkü günlük ihtiyaçlarını kendi diliyle karşılayamamaktadır. Ve bu gün ki nesilden itibaren daha da yozlaşacak bir nesille karşı karşıyayız.

Bu gün Türkiye de yaşayan Kürt ailelerinin çocukları aileleriyle çoğunluk olarak Türkçe konuşmaktadır daha kötüsü ise Kuzey Kürdistan’da da bu durum farklılık gözetmemektedir. Bu, maruz bırakılan asimile politikalarının başarısını ve bir milletin yok oluşunu göstermektedir.

“ Kimlikler içinde bulunduğu çoğul kimlikler tarafından kabul edilme, onaylanma ihtiyacı hisseder.” Bu onaylanma ihtiyacı Kürtlerin Türklük kimliğini benimsemesini kolaylaştırmıştır. Bir zaman sonra onaylanan bireyler Kürt kimliğini ikinci plana atmaktadır çünkü Türk kimliği ile içinde bulunduğu toplumda onaylanmakta ve rahatsız edilmemektedir. Ve bir zaman sonra ikinci plana attığı Kürt kimliğini artık tamamen yok etmekte çünkü ihtiyaç duyulamayan bir kimlik haline gelmektedir.

Ör: Osmanlıca öğrenmeye çalışan bir Kürt arkadaşımın Kürtçeye olan merakını ve konuşabilme yeterliliğini sorduğum zaman merakının hiç olmadığını ve konuşma yeterliliğinin çok az olduğunu öğrendim merakının olmamasının ve konuşma yeterliliğini ilerletmemesinin sebebini sorduğum vakit Kürtçenin konuşulmadığının ve bu yüzdende gereksiz olduğunu ifade etti. Bu asimile politikalarının hiç konuşulmayan Osmanlıcanın dahi kendi dili olan ve konuşulan Kürtçeden daha değerli ve gerekli olduğunu bireye angaje etmenin fotoğrafıdır.

Bu sorunların temelinde yatan etken Kürtlerin sistemli bir devlet yapısından yoksun olmalarıdır.

“Bugün kimlikler devletler üzerinden kabul görülmektedir.”

Devletsiz milletler yok hükmündedir ve içinde bulunduğu diğer devlet sistemleri içerisinde eritilmeye ve tek tipleştirilmeye mahkumdur. Siyasi ve uluslar-arası alanda bir millet olarak herhangi bir söz hakkına sahip değildir. İçinde bulunduğu devlet sisteminin bir parçası olarak belirli hak taleplerinde bulunabilir. Buda Kürtlerin millet olarak hak taleplerinin geri çevrilmesine ve sadece içinde bulunduğu devlet sistemine uygun belirli hakların verilmesine izin verilmektedir.

Yozlaşan ya da arka plana atılan kimlikler sahipleri tarafından artık sadece gerekli durumlarda ön plana çıkarılır ve bu kimlik üzerinden herhangi bir hak talebinde bulunulacak milli şuur da yitirilmiştir. Bugün bir çok Kürdün Türkiyelileşme sloganı atmasının ve bir Türk’ten daha fazla Türkleşip Türk bayrağını elinden düşürmemesinin sebebi de keza kimlik sıralamasının değiş tokuşudur.

“Kimlikler bireylerin derileridir” o deriler soyulduğu vakit birey kendini çıplak hisseder ve üzerine giyecek bir nesne aradığında asimile organizatörleri tarafından çarçabuk giydirilir. Giyilen elbiseyle dışarı çıkan birey içinde bulunduğu toplumun renklerinden olan giysisi sayesinde dışlanmaz, bu sayede giysisini benimser ve onu artık çıkartmak istemez. Bu gün Kürtlerin durumu da böyledir.

“Kendi derisini koruyan bir devlet sistemi kurulmadığı sürece Kürtler derileri soyulmaya ve başka giysilere bürünmeye mahkum kalacaktır.”

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
9620 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:08:09
x