Kürtlerde ‘Hayır’ ve ‘Boykot’

Kürdistan illerinden çıkacak kuvvetli bir “hayır” ile referandumun “evet” aleyhine sonuçlanması, devletin iradesi ve isteği dışında Kürt siyasal hareketlerinin elini kuvvetlendirip, Kürtleri kilit bir unsur, dengeleri belirleyici merkezlerden biri haline getirebilir.

Çetin Çeko

14.02.2017, Sal | 09:10

Kürtlerde ‘Hayır’ ve ‘Boykot’
Makaleyi Paylaş

Türkiye’de başkanlık sistemini hedefleyen kısmi anayasa değişikliği referanduma sunulurken, Kürt siyasal hareketi ve çevrelerinde referanduma ilişkin iki farklı tutum ortaya çıktı. HDP ve dışındaki bir kısım Kürt siyasal güçleri ile yurtsever çevreler “hayır” derken, diğer çevreler de referandumda “boykotu” savunuyorlar.

Boykotu savunan kesimlerin farklı saiklerden yola çıkarak bu tavrı geliştirdiklerini ve kabaca üç kategorik gruba ayrıldıklarını görüyoruz.

Birinci grup: Mevcut anayasasının Kürtlerin ulusal varlığını ve demokratik haklarını tanımamasından dolayı, referanduma sunulacak anayasa değişikliğinin Kürt meselesinin halline ilişkin hiçbir önermede bulunmadığını, bundan dolayı Kürtlerin referandumu boykot etmeleri gerektiğini ifade ediyorlar.

İkinci grup:Türk egemen, kolonyalist sistemiyle Kürtlerin uzaktan ve yakında hiçbir bağlarının olmaması gerektiğini, bu bağlamda referandumun da Kürtlerin sorunu olmadığını belirtiyorlar.

Üçüncü grup: 7 Haziran seçimleri ardından 1 Kasım seçim sonuçlarını etkilemesi için AKP iktidarının tetiklediği, PKK’nin de icabet ettiği hendek savaşları sonucu AKP ve HDP’ye kızgın olan Kürt yurtseverleri.

Bu kesimlerin ağırlıklarına göre oranlarını belirleyecek alan ve anket çalışmaları, devletin baskı ve engellemelerinden dolayı objektif yapılamadığından, herhangi rakamsal bir tahmini telaffuz etmek de mümkün olmamaktadır.

Farklı “hayır” cepheleri

HDP'nin Türkiyelilik ekseninde "ortak vatan, demokratik Türkiye" söylemi, parti içinde Kürt yurtsever tabanın ekseriyetinde tartışma ve ideolojik hazımsızlık yarattığı biliniyor. Ayrıca 2015 Temmuzunda şehir savaşları nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlığı da buna eklememiz gerekir. Tüm bunlara karşın tabanın parti yönetimine "yetmez", AKP ve MHP’nin kısmi referandum değişikliğine de "hayır" diyerek, "yetmez ama hayır" tavrıyla ikili bir mesaj vereceklerini söyleyebiliriz.

HDP dışındaki hayırcı Kürt yurtsever, muhafazakâr, liberal ve sosyalist çevreler ise referanduma daha farklı yaklaşmaktadırlar. Bu çevreler, birinci boykotçu blok gibi dünden bugüne mevcut anayasaların ve oylamaya sunulacak kısmi anayasa değişikliğinin, Kürt sorununun olası çözümüne ve Kürtlerin ulusal demokratik haklarına ilişkin hiçbir önermede bulunmamasından dolayı hayır denmesi gerektiğini dile getirmektediler.

Tavır ne olmalıdır?

AKP iktidarı, daha önceki iktidarlara kıyasla Kürt meselesinin muhtemel çözümüne ilişkin araladığı kapıyı, devletin geleneksel güvenlikçi siyasetine dönerek, büyük bir gayretle tekrardan kapatma çabasında. Unutmamak gerekir ki, toplumsal ve siyasal olaylarda aralanan kapıların tekrardan kapatılması neredeyse imkânsızdır.

Bugün Türkiye’de demokratik, ulusal ve mezhepsel kimlikleri kapsayıcı yeni bir anayasanın yazılamamasının en önemli nedenlerinin başında, Kürt meselesinin çözümsüzlüğü üzerine sivil, asker ve bürokrasinin sürdürdüğü direnç gelmektedir.

Bu açıdan Kürdistanlı siyasal güçler ve Kürtler, kısmi anayasa değişikliğinin 18 maddesini tartışmaktan ziyade, bir bütün olarak anayasanın Kürtlerin ulusal ve demokratik haklarını gasp eden içeriğine odaklanmış durumdadırlar. Türkiye blokundaki hayırcı ve evetçi kesimlerle farklılıkları buradadır.

Kürt siyasal güçlerinin hemen hemen tümüne yakın bir kısmı, Kürtlerin kendi geleceklerini özerk veya federal bir statü elde ederek, Türkiye’nin siyasi sınırları içinde çözmeyi programlaştırmış durumdalar. Buna paralel olarak Kürt nüfusun yüzde 50’ye yakını sistem partilerinden kopmuş ve bu kopuş her geçen gün artarak, ibre Kürt ulusal demokratik güçlerinden yana dönmüştür. Söz konusu sosyolojik değişim, Kürtleri bir blok olarak Türkiye’de mevcut siyasal sistemi etkileyen, gerektiğinde kilitleyen konuma taşımıştır.

7 Haziran seçim sonuçları Kürtlerin sistemi kilitlemesine en büyük örnektir. Devlet bundan aşırı rahatsız olduğu için, 1 Kasım seçimleriyle mevcut kilitlenmeyi, Kürdistan’da savaşı tetikleyerek baypas etmeyi başarmıştır.

Kürt siyasal güçlerinin ağırlıklarını hissettirmeleri ve sistemi kilitleyebileceklerini göstermeleri açısından 16 Nisan referandumu önemli bir fırsattır. Boykot tavrının Kürtler açısından siyasal sistemi kilitleme şansı olmadığı gibi, sayısal anlamda evet blokuna yarayacağından, devlet ve diğer siyasal güçler üzerinde de pazarlık ve yaptırım gücü olmayacaktır.

Kürdistan illerinden çıkacak kuvvetli bir hayır ile referandumun evet aleyhine sonuçlanması, devletin iradesi ve isteği dışında Kürt siyasal hareketlerinin elini kuvvetlendirip, Kürtleri kilit bir unsur, dengeleri belirleyici merkezlerden biri haline getirebilir. Amiyane deyimle Kürtleri, dış kapının mandalı olmaktan çıkarıp, kapıyı açan ve kilitleyen aktörlerden biri durumuna taşıyabilir. Zaten darbe anayasasından kalan ve devam eden yüzde on barajının kaldırılmamasının nedeni de, Kürtlerin parlamentoyu ve sistemi kilitleme gücünü engelleyemeye yönelik blokajdır.

Referanduma ilişkin sıklıkla dile getirilen “herkesin hayırı kendine” söyleminden yola çıkarak, Hakkari’nin hayırı ile Edirne’nin hayırı arasında farkı Kürtler bu vesileyle gösterebilir ve sistemi kilitleyerek pazarlık güçlerini arttırabilirler.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8336 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:12:14

Çetin Çeko

Yazarın Önceki Yazıları

ABD’nin İran siyasetinin Ortadoğu ve Kürtlere etkileri ‘Konuş! Sen nerelisin?’ KDP’nin Seçim Boykotu ve Irak Federal Kurumlarından Çekilme Olasılığı ABD’nin Irak’ı Terk Etmesi Durumunda Kürdistan’ın Ödeyeceği Bedel! KDP merkezinin bulunduğu Pirmam'a saldırı ne anlama geliyor? Irak Vilayet Seçimleri; Kürdistanlı güçler birlik olmazsa 'tartışmalı' bölgeler geri alınamaz! Jerusalem Post: ABD, PJAK’ı ‘terör’ listesinden çıkarmalı Peşmerge’nin ordulaşmasında fırsatlar ve engeller Macron'un Korsika’ya 'tam özerklik' vaadi Kürtler için neden önemli? ABD, Peşmerge'ye yardımı keseriz uyarısında bulundu! Kürdistan petrolünün Bağdat’ın kontrolüne geçmesinden Batı sorumludur! Gazeteci ve yazar Abit Gürses Stockholm’de anıldı 14 Mayıs seçimleri Kürt karşıtlığı üzerine kurgulandı! Güney Kürdistan’da seçimler neden zamanında yapılmıyor? HDP, savunduğu yanlış ve şaşı tarih anlayışıyla yüzleşmelidir. Olası yeni iktidarın Kürt sorununa bakışı, Güney ve Rojava Kürdistanı’na yaklaşımı 'Demokrasi' treninin son vagonu Kürtler! HDP ve 'Kürdistan seçim ittifakı' Roboski saldırısı istihbaratını ABD verdi, Türk F16’ları da vurdu! KYB, Erbil’de üst düzey terörle mücadele görevlisini öldürmekle suçlanıyor! Doğu Kürdistan ve İran’dan çıkaracağımız dersler Kürdistan tarihi, fırsatları yakalamanın ardından kaybetmenin tarihi olmamalıdır! Olası Ankara-Şam yakınlaşmasında Rojava Kürtleri kazanımlarını nasıl koruyabilir? İsveç ve Finlandiya’nın olası NATO üyeliğine sadece Kürt penceresinden bakmak yeterli mi? Erdoğan, NATO krizi ile Kürt sorununu uluslararası platforma taşıdı Abit Gürses’in anısına! Güney Kürdistan doğalgaz projesi yeni bir müzakere süreci başlatır mı? Biden, KDP ve KYB’yi uyardı! Güney Kürdistan’da ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri Dava adamı Şerafettin Kaya Bağdat, Kürdistan’ın federal statüsünü sorguluyor Çin, Kürt dosyasını açtı! Türkiye-İsrail yakınlaşması Kudüs’ün Kürt siyasetini nasıl etkiler Türkiye'nin ABD ve Rusya’ya Kobani rüşveti Bir sessizlik tarihi: Mele Mustafa Barzani’nin İsrail ziyaretleri Dünya’nın ilk kadın hahamı Kürdistanlı Osnat Barzani Batı, Güney Kürdistan’ın demokrasi notunu düşürdü! Geçmişle yüzleşmek, tartışma kültürü ve üslubu üzerine Kürdistan petrolünü dünyaya pazarlayan Pakistanlı Murtaza Lakhani 'Kürt Hâkim' kurşunla değil, iğneyle katledildi! ABD, Taliban ile olası barışı, Kürt sorununda Türkiye’ye emsal mi gösterecek? T.C Kürtçeyi yasaklamak için bütün devletlerin ikinci resmi dillerini yasakladı! Güney Kürdistan’da yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi! İsrail’in Rojava Kürdistanı siyaseti İbrahim Barış Anlaşması ve Kürdistan'a etkisi Rusya’nın Kürt kartı, kimin lehine kimin aleyhine? Rusya, S-400 alımı karşılığında Afrin'i Türkiye’ye mi verdi? KDP ve PKK düşmanlığı kime ne kazandırır? Rojava Kürtleri; birlikte başarıp tarih yazabilecekler mi? PYD-ENKS Anlaşmazlığında KDP-KYB Barış Süreci TC’nin Kürt ‘Afları’ Xelîl Ağa, İsmail Beşikçi, Fikret Otyam ve Can Yücel Erdoğan, Enver Paşa ve İttihat Terakki’nin ayak izinden gidiyor ABD, İran, Irak üçgeninde Kürtler Irak’ı Bu Kez Kürtler Değil, Araplar Parçalayabilir Erdoğan’ın Kobani planı Rojava Kürtleri, hem aranan hem de terk edilen aktör oldular 'Barış Koridoru' yazılır, işgal okunur Seçimin bir diğer kaybedeni Öcalan oldu! Olası Basra federasyonu ve Kürdistan’a etkisi Yabancı Gözüyle 'Kürdistanilik' Türkiye modeli güvenli bölge: Kuzuyu kurda emanet etmek ABD’nin Suriye siyasetinde Kürtler ve Türkiye Suriye, siyasi süreç ve Kürtlerin temsili Kürt seçmen davranışı ve 24 Haziran Geçmişi Hatırlamak Kurtuluşun Sırrıdır! Türkiye, Afrin’i almak değil, Diyarbakır'ı kaybetmekten korkuyor! Kürdistan için yeni bir nefes: Rusya! Kürdistan’a yaptırımlar bağımsızlık sürecini hızlandırabilir Referandum ve Kerkük travması Kürdistan’a yaptırımlar Erdoğan’ı iktidardan edebilir Bağdat ikinci kez Kürtlerden kaçıyor Güney Kürdistan bağımsızlık referandumu ve sonrası Federalizmi Irak’a Kürtler getirdi Uluslararası toplum ve Kürtler Kürtlerin sistemi etkileme ve kilitleme gücü Güney ve Kuzey’de ‘Kürdistani’ kavramı Güney Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve Olasılıklar AKP ve KDP Güney Kürdistan’ın bağımsızlığında iki örnek Türkiye’nin YPG ile dolaylı ateşkesi Kürtlerin Seçilmişleri Mebus Değil Mahpus Uluslararası toplum, müttefiklerinin Kürt kamburunu taşımak istemiyor Türkiye, Kürtler için yaptığı kafesin mahkûmu Türkiye’de darbe geleneğinin tarihsel kodları Rusya’nın 'Türkiye, IŞİD'i destekliyor' iddiası ne olacak? HDP, 23 Nisan 1920’yi savunacağına hesaplaşmalıdır AKP medyası Gülen Cemaati’nin asılsız bilgilerini Kürt sivil kurumlarına karşı kullanıyor Sri Lanka-Türkiye, Tamil Kaplanları-PKK benzerlikler ve farklılıklar Kürt sorunu ekseninde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Demokratik özerklik neden kalıcı çözüm olamaz?
x