Sine-i Millet

"İlkelerin boğazına dolanıp dibe batmaktansa, oportünist olup suyun üstünde kalmayı yeğlemek" dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein'a özgü bir çıkarcılık olmasa gerek!

Arat Barış

19.11.2019, Sal | 16:32

Sine-i Millet
Makaleyi Paylaş

"İlkelerin boğazına dolanıp dibe batmaktansa, oportünist olup suyun üstünde kalmayı yeğlemek" dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein'a özgü bir çıkarcılık olmasa gerek!

Aklın yolu budur.

Halkların kardeşliği şiarı uğruna kendisini paralayan HDP için o kadar ilkeli olmasa da, daha önce yapılan hataların telafisi namına siyaseti sürdürmek dışında başka yol yok.

Demokrasinin askıya alındığı, insanların birbirini boğazladığı bir ortamda hayatta kalmak ve siyaseten var olma gayreti en akıllıca olandır.

HDP bunu yapmalıdır.


***


Zonguldak'taki madenci, İstanbul'daki çevreci, İzmir'deki hayvansever, Yozgat'taki parcar işçisi için çırpınıp duran HDP, Kürt sokağında canlı cenazeye dönüştüğünün farkında değil mi acaba?

Suriyeli sığınmacıların eğitim ve barınma sorunuyla ilgilendiği kadar, hendek olaylarında iç göçe zorlanan 500 bin Kürt vatandaşıyla neden ilgilenmiyor?

Diyarbakır'dan Van'a, Hakkari'den Dersim'e yiyecek ekmek bulmakta zorlanan milyonlarca işsiz için ne düşünüyor HDP?

Diyarbakır sokaklarında anadilini unutan çocukların kederli sesleri siyasetinize gündem olmuyorsa, Kürtlerin iradesi üzerinde varlık gösteren bir parti olarak siz zaten bitmişsiniz.

Kayyım uygulamaları sizin değil, yönetenlerin sorunudur. Size düşen bu haksızlığı her şeye rağmen size oy veren insanlara izah etmektir.

Evet kayyım uygulamaları sizin sorununuz değil çünkü buna siz sebep olmadınız. Ama anadilini unutan çocukların dramı sizin sorununuz.

Köylüye kızan bir çoban yalın ayak sürüyü otlatmaya karar vermiş. Bunu gören biri dayanamayıp sormuş; çoban kardeş aklını mı yitirdin, ne diye yalın ayak dolaşırsın dağ bayır? Burnundan soluyan çoban cevap vermiş; köylü çatlayıp patlasın diye yalın ayak geziyorum.

HDP'nin sine-i millet düşüncesi de köylüyü kahredeceğim derken yalın ayak dolaşarak kendisini perişan eden çobanın beyin yakan deneyimini hatırlatıyor bana.

HDP, devleti yöneten milliyetçi cephenin bu durum karşısında kedere kapılacağını mı düşünüyor acaba?


***


Rusların bile Leninli, Stalinli komünizm deneyimini "romantik bir düş" olarak gördüğü apaçık ortadayken, Kürd'ün kanayan yarası üzerinden semiren kimi münasebetsizlerin bu hayal üzerinden politika geliştirmeye çalışması akıl alır gibi değil.

Kardeşin kardeşe silah çektiği, Kürt ailelerinin devletçi ve devrimci olarak ikiye ayrılıp kanlı bıçaklı olduğu gerçeğini gözardı edip halkların kardeşliği düşüncesine ne çok sarıldınız!

Kürt sorunu yoktur, halkların sorunu vardır mealindeki söylemleriniz, devleti yönetenlerin kulağına bir türlü ses olmadı ya buna yanıyorum!

Siz bağırdıkça onlar sustu, siz bağırdıkça onlar sustu... Ta ki bu suskunluk bütün toplumu sarana kadar.


***


Hendek olaylarıyla alevlenen ortamda HDP'nin demokratik özerklik talebi ne kadar anlamsızsa, bugünkü sine-i millet tartışması da o kadar gereksiz ve boş.

Millete gidiyoruz diyerek istifa ettinizde, Kürt siyaseti için koşullar bugünden daha mı iyi olacak?

Devletin kamu gücüyle seçilmiş belediye başkanlarını uzaklaştırması ne kadar halkın onuruna dokunuyorsa, sizin bu basiretsizliğiniz de bir o kadar sinirini bozuyor.

Vaktin birinde yeni yeni filizlenen sol görüşten gençler ağalık düzenine dikkat çekmek için Urfa sokaklarında slogan atarak protesto eylemi düzenler. Akşama kadar dondurucu soğukta sol yumruklarını havaya kaldırıp, kahrolsun ağalar diyerek yeri göğü inletirler. Karanlık basınca amaç hasıl oldu deyip kendilerini sıcak kahvelere atarlar. Bakarlar ki ağalar ayak ayak üstüne atmış, gayet keyifli bir şekilde nargile tellendiriyorlar.

Güler misin, ağlar mısın?

Demekki kahrolsun demekle ağalar kahrolmuyormuş!


***

Sanırım güzide Türkiye partimiz HDP'de siyasi otoriteyi kahredeceğini düşünerek böyle bir çıkarsama yapıyor.

Savaş kapıya dayandığında bunu yapacaktınız. Yapmanız gerekiyorsa şayet!

Kürt kentleri bir bir yok olduğunda yapacaktınız.

Ceylan Önkol parçalandığında bunu yapacaktınız.

Taybet Ananın cenazesini 7 gün boyunca yerdeyken, parti olarak o cenazeyi kaldıracak gücünüzün olmadığını gördüğünde yapacaktınız.

Çocukların cesedi buzdolabına sığdığında yapacaktınız.

Siyasilerden çok siyasete burnunu sokan PKK yöneticilerinin, delilikle aptallığı harmanlayarak siyasete ayar verdiği, hendek olaylarıyla Kürt siyasetini tasfiye ettiği günlerde bunu yapacaktınız.


***


12 bin yıllık tarihiyle sulara gömülen, çivi çakılmaması gerekirken dozerlerle yıkılan bir açık hava müzesi olan antik kent Hasankeyf'te kopan kıyamettir, dayanılmaz ve onarılamaz olan.

Milletvekilli ya da belediye başkanı olarak görevden uzaklaşmanız değil, o bölgelerde yaşayan insanların eksik cümlelerle bile olsa anadiliyle kendini ifade edememesidir dayanılmaz olan.

Kürtçenin sistematik olarak gözden düşürüldüğü, madeniyetler tarihinin yerle bir edildiği bir ortamda bunun düzeltilmesine yönelik politika geliştiremezseniz, bırakın bir daha milletvekili seçilmeyi, korkarım size sinesini açacak bir tek insan bulamazsınız.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
15811 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:50:57
x