Mihtra Înancı ve Hîyerarşi

Batıda İspanya ve Britanya'ya kadar yayılan Mihtra inancı, pek çok kralın  kullandığı Mitra, Mîthridates isimlerinin yaygınlığı bu inançtan kaynaklıdır. Roma imparatorluğunun ilk yıllarında, Mihtra inancında olan insanlar, küçük yeraltı mağaralarında yaşama devam ederler. Rivayete göre, Mihitra'nin boğa tarafından öldürülmesi, inancta hayvan öldürmenin caiz olmadığı ve zor olduğu halde, boğanın kurban edilmesi geleneğini oluşturur.

Ahmet Önal

08.03.2020, Paz | 14:57

Mihtra Înancı ve Hîyerarşi
Makaleyi Paylaş

Mihtra inancı; Zerevan ve Zerdeşt inançlarının öncesinde olan, Arı halklarının inancıdır.
Ritüel olarak, başta Güneş olmak üzere, yağış, rüzgar ve toprağı kutsar. Insanlar arası ilişkileri önemseyen ve uyumunu ifade eden Mihtra; adalet, anlaşma ve bağlılık anlamına gelir. Ilk izlerine Tunç çağında rastlanır. Ancak yazılı kaynaklarda ise adı ilk kez MÖ. 1400'lerde, Hititler ile Mittani devletleri arasında yapılan bir antlaşmada geçer. Kürtlerin ataları da olan Hitit ve Mitanilerin yanısıra, Persler de bu inancı yaşar. Daha sonra Perslerin Büyük İskender'e yenilmesi ile Mihtra Inancı Yunan dünyasında da yaygın benimsenir. Bu benimseyiş, Mihtra inancini İspanya ve Îngiltereye kadar vardırır...
Hıristiyanlığın başlıca rahibi olmuş, Plutarkhos'a göre, "Mihtra kültünu ilk kez uygulayanlar, Klikyali korsanlardır." der.

Doğuda Hindistan, Batıda İspanya ve Britanya'ya kadar yayılan Mihtra inancı, pek çok kralın kullandığı Mitra, Mîthridates isimlerinin yaygınlığı bu inanançtan kaynaklıdır.
Roma imparatorluğunun ilk yıllarında, Mihtra inancında olan insanlar, küçük yeraltı mağaralarında yaşama devam ederler.
Rivayete göre, Mihitra'nin boğa tarafından öldürülmesi, inancta hayvan öldürmenin caiz olmadığı ve zor olduğu halde, boğanın kurban edilmesi geleneğini oluşturur. Ayrıca, yaşadıkları mağaralarda, boğa resmini çizerek, onun Mihtra'ya yaptığı kötülüğü unutmamak, hatırlamak üzere yapıldığını simgelerler.
Boğa kesim işinin ise, özünde bir cinayet olduğu utancıyla, törenin gizli ve mağaralara kapanarak yapıldığını, bunun da külteye gizemli bir yön kalmakta olduğu savlanır.
Mihtra kültünün üyeleri çoğunlukla üst sınıfa ait olmayan insanlar olmuştur. Zira, Mihtra inancı hiyerarşiyi reddeder ve yönetenlerin itibarsız olduğuna inanılır.
Fransız düşünürü ve sosyal bilimci Ernest Renan, Mihtra inancı için; "Eğer Hırîstiyanlığın gelişmesi herhangi bir nedenle dursaydı, bütün dünya Mihtra dinini benimseyecekti."
(1882) demiştir.
Her ne kadar, bazı belgelerde, "Roma tanrısı Mihtra, bir güneş Tanrısıdır" deniyorsa da, bu Mihitrayi iktidar ile özdeşleştiren tarih yazımı anlayışından kaynaklıdır. Zira, Mihtra inancında iktidar, hiyerarşi, yayılma yoktur. Böyle olduğu için, Roma devleti, Mihtra-Zerdeşt inancını devlet örgütlenmesine araç-harç haline getirip, kullanamadığı için, 3.yüz yılda Hırıstiyanlığı Roma devletinin resmi dinî haline getirerek yayılmacı politikasında işler. Aynı durum, Persler için de geçerlidir. Persler de Mihtra-Zerdêşt inancını devlet ve imparatorluk siyasetinde kullanmayı dener. Ancak doğa ve insanı değerleri kutsayan Mihtra inanç felsefesi ve onun takipçileri, Mihtra inancının "resmi devlet dinî" olmasına tepki duyar ve Perslerin devlet uğruna, Mihtra inancını terk etmek durumunda bırakarak, Islamiyete savurur.
Mihtra inanci felsefesini savunmakta sebat eden etnisitenin Kürtler olması, Mihtra inancını savunarak, hiyerarşîye karşı çıkmaları tartışılmalıdır.. Bu karşı çıkışın sonucu, Kürtlerin hiyerarşik olmayan "alan koruma" ile birlikte inancı da korumaya yoğunlaşır olmaları özgün bir durumdur.
Sonuçta; bugün Hewreman merkezli Enel Hak-Yaresan-Kakayi inancında esas olarak Mihtra inancı taşınıyor haldedir. Yani sıra, onun bir kolu olan Êzdilik, Sincar Dağı ve çevresinde korunmuştur. Aynı inancın Dersim bölgesi merkez olmak üzere yöresinde Rêya Heqiye inancında ritüelleri korunur görmekteyiz.
Ancak, Mihtra kökenli inanç sahiplerinin, inanç olarak dini, devlet işlerinden uzak tutma ve dinlerini hiyerarşi ve devletleşmede araç kılmaya karşı dururken, kendileri bugün bile devletsiz kalmış duruma düşmelerinde bu inancın derin etkilerinin olduğu karşımıza çıkıyor. Tabi yaşadıkları paradoks ile, alan, kendilerini ve inançlarını savunup korurken, devletli güçler tarafından tarihte hep preslendiler.
Mihtra inancının sürdürücüleri, güç odakları tarafından operasyonlara, yok edici politikalara tabii tutuldular, vekalet savaşları içine itildiler, inançlarını değiştirme, takke yapma konumuna sokuldular, böylece zihinleri karmaşıklaştırıldı, adeta ne oldukları anlaşılmaz bir sersemliğe getiriletek, kendine yabancılaştırılmış vaziyettedirler.
Mihtra inancında, iktidar olan doğadır, inanılan, kutsanan güneş, yağış, rüzgar, toprak ve yaşamı bunlardan bulan tüm varlıklar doğada vardır ve başka bir iktidara ihtiyaç hissedilmez. Doğanın da üstünde ya da altında bir iktidar hiyerarşinin kabulü, inanca aykırıdır ve inancı itibarsız kılar, çürütür, ona yakarışı, kutsiyeti bozar diye inanılır.
Bu bakış tarihte, din ile devlet işlerini birbirinden uzak tutmayı yeğleyen duruşun, Mihtra inancındaki köklü geçmişi göz önünde tutmayı gerektirir.
Mihtra inancının doğuşunda, doğa ve doğa üzerinde tarım toplumuna geçişin derin etkileri vardır. Bu açıdan, Mihtra inancı, kişileri kutsamaz, ziyadesiyle doğayı kutsar. Tabuu olan kişiler değil, doğadır. Kişiler, insanı ve canlıları yönetip korumaz. Aksine, kişilerin yaşamını sağlayan, koruyan, yaşamını dengeleyen esas güç doğadır. Tüm iyilik ve kötülükler doğanın içindedir. Însanların, bu kuralın üstünde oyun oynamaları, doğal olarak karşılanmamaktadır.

Mihtra inancı güneşi, aydınlık ve sıcaklık üzerinde kutsar. Soğuk bölgelerde bu kültün çabucak yaygınlık göstermesi tesadüfi değildir.
Yağışı, su ve yeşilenip canlanan doğanın besi, bereketi ve coşkusu ile özdeşleştirir.
Rüzgarı, tabiatın hareketi, dengesi, döllenmesi, temizliği, havalandırmasının sebebine yorumlar.
Toprak, üzerinde yaşanan, üretilen, dokunulan varlık olarak, oradan gelinen ve oraya gidilen yer olarak düşünülür. Toprak; yaratan ve yutup temizleyen, devri daim sağlayan tabiatın dokunulan tarafı olarak kutsanır.
Însan ve canlılar kutsaldır. Bu kutsiyeti doğanın uyumluluğuna uyarlayarak, bağlılık içinde yaşanırsa, yaşam sevimli hale gelir. Bu nedenle adalet, paylaşmak ve doğaya bağlılın yaşamı sürdürür hale sokar diye bir felsefi yaşamı önüne koyar.
Işte Mihtra bu yaşamı içselleştirerek var olmayı inançsallaştırmıştır...
Tabii bütün dinlerin dayandığı şeyde tabuu vardır.
Tabuuları sürdürerek bilim ve teknolojide ilerlemek güçtür. Ancak, mitoloji incelendiğinde, inançlar insanlığın gelişmesinde bir parça olduğu kadar, gerilemesinde de büyük ve niteliksel rol oynamıştır.
Tarih biliminin, mitolojiyi dışlayarak geleceği araması olası değildir. Bu nedenle her olayın, dünü, bugünü ve yarını vardır. Bu bakışla Mihtra inancının da araştırılması zorunludur...

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
7544 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:20:23:03

Ahmet Önal

Yazarın Önceki Yazıları

Entelektüel, Aydın ve Akademisyen! Kemalist CHP'nin Başarısı ve Kürt Oyları! Travma Kürtçe'me Dokunma Dilime Dil Uzatma! Tehales'in Felsefesi mi, Sokrates'in Mistisizmi mi Bilimsel? Türk Eğitim Sistemi ve Laz Bir Öğretmenin İbretlik İtirafı... Kendisi Olan ve Olmayan İnsan! 'Kültür!' Anadili/Esasdili Yasaklamak! Kürt Mahallesi/Köyü ve Dünya! Kültürel Bir Kamusal Alan, Bizi Doğru Düşündürür! Kenan Ülkesinde Hamas, İsrail ve Kürtler! 'Edebiyat Cumhuriyeti' Kürtlerin Kanon Eseri: Ahmedê Xanî ve Mem û Zîn 30 Ağustos 1922 Zafer mi? 'Halkların Dostluğu' ve Tezat! Modernlik, Modernleşme, Burjuva Sınıfı ve Siyaset! Milliyetçilik Ölüm Makinesi Topal Osman'a İadeyi İtibar!!! Soykırım! Dersime Giderken Bizans İmparatorluğu'nun Yıkılışı Seçim Verileri… Liman Von Sanders’in Anıları Ve Tarih Bilinci! Osmanlı İttihat ordusunda Bir Alman Mareşal, Liman Von Sanders! El Anfal ve 'Kürt Dostları!' Yerel Devlet Uygarlığa, ‘Büyük Devlet’ Harabeye Çevirdi! Devlet ile Çete! Kürtler; Karşıtı İki Aynıya değil, Kendi Ayrılığına Oy Kullansa Ne Olur? Feminen hareket cılız, eleştiri kadük, biat köklüdür! Siyaset, Hassasiyet ve Haysiyet! İmparator, ecdad mı, katil mi? Deprem, ‘Felaket’ ve ‘Kader’ Değildir! 'Benim Kürt kardeşim, ama 'Kürt yoktur' Türk tarihçisi ve Türk siyasetçisi... Tarihi Depremler, Çaresizler Ve Akıl! Sürgün Halide Edip, Bedirxaniler Ve! Samilerin İsrail kolu; Yahudiler ve Holokost! Sümer Ülkesinde Şaristanî ve İşgaller! Mezopotamya’da Sümerler ve Uygarlığı! Milliyetçilik! Kahraman Irk ve Irkçılık! Din, İnsan Ve Felsefi Düşünme! HTŞ, ÖSO Ve Diğerleri Kimin vatandaşı? Kürtçe bilmeksizin, Kürtleri incelemek! ULUS - HALK - SINIF NEDEN BAĞIMSIZLIK!? Rêya Heqîyê İnancı; Müslümanlık, Şialık, Bektaşilik, Nusayrilik Değildir! Devletsiz Ulusun, Egemen Sınıfı Olmaz! II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (VII) Türk Solu ve Aydınlarının Şovenizmi Fazladır, Kürd Solu ve Devrimcilerinin Milliyetçiliği Eksiktir! II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (VI) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (V) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (IV) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (III) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (II) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa, - (I) Tunç-Ellî Operasyonu!" Güneşi Zapt Etmeyeceğiz! Ocak-Medrese Mi? Cemevi-Camii Mî? TALAT PAŞA ve CUMHURİYET Cunan'da Dîl Kırımı Ve Kültürel Yabancılaşma Enver'den Evren'e 12 Eylül... Eski, Kadim, Dil, Halk, Ulus, Modernite Ve Kürdler! Taner Akçam,'Ermeni Soykırımı’nın Kısa Tarihi' Kitabı Ve Kürtler! 'Müthiş' Hatalar Neden? Kürt Ağası ABD, Çelişkiler, İlişkiler ve Kürtler ! Küfürbaz Yüzsüzler ve Kürdler! Türkçesiz Osmanlıcadan, “Resmi Dil Türkçe”ye, Kültürel Türkçülükten, Türk Siyasal Irkçılığına-II- Anlaşılmayan Karışık Osmanlıcadan, ''Anlaşılmayan Bir Dil'' Kürtçeye Varmak! Uygarlık, Mitoloji ve Din! Din, Siyaset ve Bilim Doğu Akdeniz'de Devlet Konumlanmaları Kendime Soruları, Siz de Düşünüyor musunuz? Komik Olmayın Ulus; Siyasal Birliği ve Dili ile Vardır! Irkçılık; Hastalık Değil, İnsanlık Suçudur! Kültür ve Siyasette Irkçılık ve Kürt İşçilerinin Linç Edilmesi! Tuzu bile Bozan Lümpen ve Cahiller ile Aydınlar! Ayasofya’ya Kayyumu (1453) Ayasofya Kilisesi-camii, Müslüman ibadeti ve Cennet yalanı Öteki Olarak, Aidiyat,Hukuk ve Eşitliğe Tutunmak! Eğitimde; Hak-Haksızlık, Etik ve Suç Hak Yolunda Hakikat 'Alevilik' Mi, Rêya Heqiyê Mi?! 'Alevi' Şaşkınlığı Alfabe ve Îmla İttihat ve Terakki ile Devamında Çerkeslerden Bazı Şahsiyetler MUSTAFA KEMAL ve NUTUK İran İslam Despotizmi ve Mustafa Selimı'nin İdamı Kadın ve Savaş Eleştiride; Pasif, Aşırı ve Zorlama Yorum Olmaz! 'Kızılbaşlık': Osmanlı İle Safevi Çekişmesinde Çıkan Bir Kavram Kürt Siyasetinde Aşılmayan Gelenek; “Kürt Aşiretlerinde ‘Alan Koruma” Kürtlerin Guernica’ları çok, Picasso’ları var mı? Daraldıkça Dersim’den Kopmak ve Kötülük Yapmak! Kürd Aşiretlerinde Alan Koruma Musa ve Kitabı Tevrat Yenilik ve Yenilenme! Alan Tutma Yetmez Davut Kurun ve Anıları... Geçmişten Geleceğe Tecrübe Sunuyor Savaşı ve Değişkenliği İzlemek Failin Suçunu, Mağdura Yığmak! Islam Şiddeti ya da 'Darül Harp'te, Mali Kaynaklar! İnsanlığın Acısını Beynin Açısı Çözer Rêya Heqîyê inancı Mîhtra inancıdır; Müslümanlık, Kızılbaşlık, Alevilik değildir Barış Günü Kutlamaları Şöyle Geçerken, Kürt Siyaset Tarihinde Tabu ve Maraziler.. Türk Milliyetçiliğini, Kürt Milliyetçiliği ile Mukayese Etmek! Savaş Yeni Gelişmelere Gebe, Doğumu Merak Ediyorum Yanlız Kemal Kılıçdaroğlu İçin Değil Tüm Linç Girişimleri Kınanmalı! Değişim ve Özgürlük Savunma: Düşünceler sorgulanmalı, ancak emniyet ve mahkemelerde değil! Rêya Heqîyê, Alevilik ve İslam! Değişim, Zaman, Din ve Astroloji Marksizim’de Ulusal Sorun Yoktur? Dêrsim’de Koçgiri 1919-1922 ve Sonrası!.. 1968-1978’de Birleşen-Ayrışan Sancılar, Türki(y)e Solu ve Kürt Milli Hareketi!.. Devşirmeler ve Devletsizler... Kendine Düşmek Yerine, Özgürlüğü ve Bağımsızlığı Düşünmek! İttihat ve Terakki Cemiyeti (İT-C) Haşdi Şabi ve Irak’ın 'Kerkük seferi' ne idi ne değildi? Kerkük’ün tarihine bir değinme Bağımsızlık Meşru Haktır, Olmadan Olmaz! Güney Kürdistan'da Bağımsızlık Referandumu ve Tercih! Egemenin Savaş-Barış ve Silahlanma-Silahsızlandırma Siyaseti 'Stratejik Derinlik', Mursi ile battı, Suriye ile çöktü Raqqa - Musul Operasyonu ve Sonrası III. Dünya Savaşı Uzun Sürecek 'Bağımsızlık Hedefi İle Kürdler Özgürleşecek!' 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu Kararı ve Dersim Tertelesi! Kürt Sorununun Ağırlığı ve Aciliyeti! Kontrollü Darbe III. Dünya Savaşı, Rakka ve Musul'a Dayandı, Abd - Rusya Anlaşarak Çözüme Gidiyor! Kürtler Ne Yapar? Kürt Bayrağı 16 Nisan Referandumu Irkçılık Çekişmesinde İnsani Kişilik, Aidiyet-Kimlik Bilinci ile Şekillenir Ulusal Birlik ve Kongre hakkında düşüncelerim İttihat Ve Terakkinin Devamı, Kuvva-i Milli Teşkilatı Sevdalısı; Nazım Hikmet Ran Memur Toplum Değil, Kendisi İçin Üreten Toplum Kazanır Yalanın Egemenliği, Doğrunun ‘Marjinal’liği! Türkçe Dışındaki Dillere Karşı, 140 Yıldır Uzun Sürece Yayılan Bir Savaş Sürdürülüyor! Ali Rıza Koşar: 38 yıldır içimde bir acı olarak kaldı Tekoşîna Dıjwar! 3. Dünya savaşında ABD–Rusya, Türk-İran konumlanması özgür Kürdistan'a kapı aralıyor Tehlikeli İnsan, Tehlikeli Aydın, Tehlikeli Yazı, Tehlikeli Düşün ve Tehlikeliler Deyip Yaktılar! Kobanê Kürdistan'da Özeldir! T.C Cumhurbaşkanı RTE Uçtu! Kadın, Kürt, Kürdistan ile Bastırılmış Kimlikler Diktatörleşen AKP ve Çözemiyeceği Kürt Sorunu Diaspora, Kanton ve Bağımsızlık ''Silahları Bırakın'' Diyorlar Şengal, Celawle, Kobani’ye DAİŞ/IŞİD Saldırıları ve Kürdistan’da Serhildan! Kürdleri Kürdistan’la Büyütmek yerine, Türkiye’yi Kürdlerle Büyütmek!!! Yahudilik; Hiristiyanlık Çözülmüştü, Sıra Siyasal İslamda! Kürt Romanı ile yüksek Kürt bilincine Kavramları Çarpıtarak, Kürdü Çarpmak! Kürdistan, Türkiye Ve İşid konuşlanması Kürt ulusal özgürlük mücadelesi ile HEP'e, tutsaklaşarak Türkiyelileşen HDP'ye İnkar, iskan, imha kurtuluşmu? Toprak İle Samimiyet(sizliğ)imiz! Kürt soykırımına karşı Kürdistan'ın bağımsızlık hayali
x